Son zamanlarda, özellikle pandeminin hayatımıza girmesiyle birlikte sürdürülebilirlik kavramıyla yatıp kalkar olduk. Artık her sektöre kendini bir şekilde dahil etmeye başlayan bu kavramın altını ne kadar doldurabiliyoruz? Moda ve sürdürülebilirlik konusu onlarca kez tartışıldı. Hızlı modanın piyasada uygun fiyatlarla tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamada başarılı olsa da kaynakların çabuk tüketilmesi ve düşük değerli olması açısından eleştirilmeye başlandığını biliyoruz ama karşısına çıkan yavaş modaya dair yapılanlar ne kadar gerçekçi, ne kadar etkili? 

Moda ve Sürdürülebilirlik
Moda ve Sürdürülebilirlik | Fotoğraf: thecsrjournal.in

Yavaş modanın tekstilde sürdürülebilirliğe karşı bir eğilim olması popülerlik kazanmasına yardımcı oluyor. Özellikle yapılan araştırmaların gün yüzüne çıkması çoğu bilinçli tüketicinin ürün alırken seçici olmasını sağlıyor. Ama diğer yandan fast fashion hala önde gidiyor gibi. Sadece İngiltere’de tüm tekstilin 1 milyon tonu her yıl çöpe gitmeye devam ediyor. Dünya genelindeki sayılar ise dudak uçuklatan tarzdan. Yine Birleşik Krallık merkezli WRAP‘in yaptığı bir araştırmaya göre yeni alınan birkaç kıyafetin, temizlenmesi de hesaba katıldığında yarattığı karbon ayak izi, bir arabanın kat ettiği 9500 kilometrenin sebep olduğu ayak iziyle eş değer. Fakat bugüne kadar modaya ayak uydurmaya çalışan, sürekli yeni ürünleri dolabına atma alışkanlığı edinmiş tüketiciyi bu alışkanlıktan kurtarıp daha pahalı ama kaliteli ve uzun süre giyilebilir parçaları almaya nasıl tekrardan alıştırabilirsiniz ki ?

Moda ve Sürdürülebilirlik

Markalar Neler Yapıyor ?

Markalara, üreticilere ve tasarımcılara burada biçilen rol aslında artık çok daha büyük. Çünkü hem tüketiciyi memnun edecek kaliteli, şık ve güzel ürünler tasarlamak gerekiyor hem de ekolojiyle bir dostluk kurup bunu samimiyetle yaptığınızı kanıtlamanız gerekiyor. Birkaç marka internet sitelerinde “sustainability” başlığı altında bir bölüm açmış bile. Acne Studios bu konuda önde gelenlerden biri diyebiliriz çünkü aynı zamanda Adil Giyim Vakfı üyesi. Bir sonbahar sezonunda fazla kumaş ve malzemelerden ürünler üretmekle kalmayıp bu giysilerin aynı zamanda kalite açısından diğer ürünlerden daha güçlü olmasını sağlamaya çalışmıştı. Fakat bunu bir kapsül koleksiyon olarak satışa sundu ve bunu bir daha devam ettirdi mi bilmiyoruz.

acne-cover
Acne Studio Recycled Products | Fotoğraf: Capsule Collection

Lüks segmentinde de farkındalık peşinde koşanlar yok değil. Prada, geçtiğimiz yıl 2021’e kadar tamamen geri dönüştürülmüş naylon kullanmayı hedeflediğini açıklamıştı bunun için de bu sene Re-Nylon koleksiyonunu satışa sundu. Bu naylonun özelliği ise okyanusların, balık ağlarının ve diğer kumaş atıklarının değerlendirilmesiyle oluşması. Böyle güzel gelişmeler aslında biz doğayı düşünen tüketiciler için çok iç açıcı haberler oluyor ama ben şahsen kendimi ne kadar gerçekçi bunlar veya ne kadar etkili sorusunu sormaktan alamıyorum.

Adidas’ın yaptığı sürdürülebilir ayakkabılarla yönelttiği mesaj da bu düşünceyi destekler nitelikte; “This Shoe Alone Will Not Save the Planet”. Evet, bu ayakkabı tek başına dünyayı kurtarmayacak. Bu aslında bizim de bilinçlenmemiz adına, tüketiciyi harekete geçirmek adına çok güzel bir mesaj. Fakat bu tarz uygulamalar satın almada ne kadar etkili, bu mesaj tüketiciye ne kadar geçiyor? Bana kalırsa hali hazırda doğa için gelecek kaygısı taşıyan tüketici dışında kimseye ulaşmıyor. Belki bir avuç insan daha…

449630a0-f9cd-4da2-9b94-42d45c363e97-adidasveg2
Adidas Sustainable Stan Smith Trainers | Fotoğraf: inputmag.com

Biz de biliyoruz ki birçok marka bunu bir pazarlama stratejisine dönüştürüyor. Bu durum her ne kadar bu faydalı uygulamaları yapmalarına vesile olsa da bu kadar ürünün, bu kadar markanın olduğu bir pazarda samimiyeti sorgulamalıyız. Bir marka bunu bir kereliğine mi yapıyor yoksa bunu tüm ürünlerinin temeline bir ideal olarak mı oturtuyor? Sorulması gereken asıl soru bu artık. Aksi halde içinde muhteşem göründüğümüz elbiseyi giyerek, harika vakit geçirmek için kendimizi dışarı atabileceğimiz bir Dünya olmayacak. 

Türkiye’de de bu konu üzerine eğilmeye başlandığını söyleyebiliriz. Bu yıl dijital platform üzerinden yayınlanan Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’daki konuşmalarda da sürdürülebilirlik çoğu tasarımcının ana konusu halindeydi. “Sürdürülebilirliğin gerçek anlamını verebilmek çok kolay bir şey değil. Bir pazarlama aracı olarak kullanmayacaksanız eğer altını doldurabilmek kolay değil.” diyor Mehtap Elaidi burada ve o kadar doğru bir noktaya parmak basıyor ki. Her gün her markanın dilinde bu kelimeyi duyuyoruz fakat samimiyetle mi yapılıyor yoksa bizi sadece satın almaya yöneltmek için pazarlama amacıyla mı kullanıyor artık emin olamıyoruz. 

Mehtap Elaidi koleksiyonunda kumaşların %90’ını organik pamuk ve EcoVero elyafından üretmiş. Yüksek çevre standartlarını karşılayarak çevreye duyarlı bir üretim süreciyle sertifikalı yenilenebilir ağaç kaynaklarından elde edilen LENZING™ ECOVERO™ elyaflar, sürdürülebilir bir yaşam tarzını ve daha temiz bir çevreyi savunanlar için doğru bir seçim olabilir. 

0x0-mehtap-elaidi-mercedes-benz-fashion-week-istanbul-1602771400741
Mehtap Elaidi on MBFWI – SS21 Collection | Fotoğraf: harpersbazaar.com

Bunun dışında tasarımda sürdürülebilirlik de aslında bu tekstil çöplüğünün giderilmesinde çok önemli. Zamansız parçalar bu noktada devreye giriyor ve çok önemli bir rol oynuyor. Artık ürünlerin zamansız olduğunu net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Askılı triko bir bluzu yazın tek, kışın hırka ve ceketlerle giyilebildiğini görüyoruz. Karıştır ve yakıştır teması ön plana çıkmaya başladı. Bunun önüne geçmek için örneğin Mehtap Elaidi Oldies But Goldies başlığı altında eski sezon ürünleri makul fiyatlardan satışa sunmaya devam ediyor. Japonya merkezli bir tekstil giyim üreticisi UNIQLO ise karbon ayak izini azaltmak üzere harekete geçerek başlattığı RE.UNIQLO projesi sayesinde kenarda köşede bekleyen tasarımlara alternatif bir senaryo sunuyor. Toplanan binlerce ürün; beden, cinsiyet, sezon ve kültür gibi 18 ayrı kriterden geçerek kategorize ediliyor. Kimi ürün yeni bir tasarım olarak ortaya çıkarken kimisi de ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Bu da yine bu çöplüğün giderilmesi adına çok güzel bir davranış. 

Re.Uniqlo, Moda ve Sürdürülebilirlik
Re.Uniqlo, Moda ve Sürdürülebilirlik | Fotoğraf: uniqlo.com

Zamansızlığın yanı sıra da artık koleksiyonlarda kadın ve erkek farkı kalkıyor. Dünyada cinsiyetsiz bir tasarım anlayışı oturmaya başladı. Kadın ve erkek koleksiyonları birbirine yakınlaşıyor, artık herkes her şeyi giyebiliyor ve insanlar kendilerini daha özgürce ifade edebiliyor. Bununla birlikte her türlü engele karşı duran insanların da kullandığı bir terim bile ortaya çıktı: Ableizm. Z jenerasyonu bize yeni şeyler katmaya devam ediyor. Onların tüketime bakış açısı daha bilinçli. Modanın dayattığı güzellik normlarını kabul etmiyorlar ve görmezden geliyorlar, sürdürülebilirliğe önem veriyorlar. Evet, belki tüketimi de çok seviyorlar fakat bu duruma da bizden daha iyi adapte olabilirler gibi geliyor bana.

Biz Ne Yapabiliriz ?

Moda ve Sürdürülebilirlik
Moda ve Sürdürülebilirlik | Fotoğraf: wtvox.com

Dünyada inanılmaz bir talep var ve bu talebe cevap verebilmek için firmalar, tasarımcılar çok çaba sarf ediyor ama bu bir savaşa dönüşüp talebin üzerinde bir üretim çıkınca doğaya inanılmaz derecede zarar veren bir çöp yığını ortaya çıkıyor. Burada bize düşen aslında dolap detoksu yapmak ve bunu yaparken tabii ki çöp oluşturmak değil bu ürünleri ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak veya mümkünse eğer geri dönüştürmek, belki de satmak.

Sürekli alışveriş yapan bizle kendi stilimiz dışında da alışveriş yaptığımızı inkar edebilir miyiz ? Sırf moda diye kendi stili dışında alışveriş yapmak boşa yapılan bir alışveriş değil midir ? Durup bu şekilde düşündüğümüz zaman daha akıllı alışveriş yapmayı öğrenmeliyiz, elimizdekinin kıymetini bilmeyi öğrenip onu farklı şekillerde nasıl kullanabiliriz diye kafa yormalıyız. Ayrıca ucuz ama hızlı üretim yapan markalardan biraz daha pahalı ama yavaş üretim yapan markalara kayabiliriz. Böylece daha kompakt, daha küçük bir dolap oluşur ama daha sürdürülebilir ve fonksiyonel hale gelebilir. Üstelik yerli üreticiden alışveriş yaparsak ülkemizde de tasarımı ve üretimi desteklemiş oluruz. Bunu sağladığımızda da belki hemen değil ama uzun vadede bu moda çöplüğünden kurtulabiliriz. Bir umut elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz.

Kapak Fotoğrafı: wtvox.com

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Sürdürülebilir Moda