Larissa Varol, üniversitede yıllarında psikoloji okurken bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Yoga’ya başlıyor. Bu tavsiye kendisinin hayatını değiştiriyor… Gittikçe artan yoga tutkusunun, kendisine çok iyi geldiğini fark edince, bu tutkuyu insanlara aktarmak ve onların da hayatlarına iyi yönde dokunmak istediğini anlıyor. Uzun çalışmalar sonrası Yoga eğitmeni olarak hayatına devam etmeye karar veren Larissa’yla, yoga ve sağlıklı beslenme üzerine konuştuk.

LRG_DSC02823
Larissa Varol: Yoga Macerası, İnzivaları, Hindistan Deneyimleri Üzerine

Sevgili Larissa, kısaca kendinden ve yogayla olan ilişkinden bahsedebilir misin?

Kendimi bildim bileli, merak eden ve her zaman daha fazlasını öğrenmek isteyen bir yapım vardı. İnsanları ve etrafı gözlemlemek hayatımın her zaman bir parçasıydı. Bu yüzden daha lise yıllarımdayken psikoloji okumaya karar vermiştim. Üniversite ve yüksek lisans yıllarımda psikoloji dalında kendimi geliştirmeyi tercih ettim. Ancak, 6 sene önce kendimi boşlukta hissettiğim bir dönemde yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine yogaya başlamamla gelecek için planlarım bir anda değişti. Yoga yapmak ve yoga felsefesini daha çok benimsemek zamanla muhteşem bir tutku haline geldi…

Peki, Yoga tutkun nasıl gelişti…

O dönem üye olduğum spor salonunda Yoga derslerine girmeye başladım. Başlangıçta yoga benim için hareket odaklıydı; bir nevi spor yerine geçiyordu. Ancak, zamanla yoganın bir “spor” değil, zihni, bedeni, ruhu sakinleştiren bir yaşam biçimi olduğunu kavradım. Yoganın içerisine daha derinlemesine girdikçe, bedenimin ihtiyaçlarını dinlemeye başladım. Yoga bana bedenime ne verirsem, bedenimden de onu geri alacağımı gösterdi. Bunların hepsiyle beraber hayatımdaki olumlu değişimleri gördüm; kısa sürede kendime iyi bakmayı hayat felfesem haline getirdim.

LRG_DSC02822
Larissa Varol: Yoga Macerası, İnzivaları, Hindistan Deneyimleri Üzerine

“Kendine iyi bak” cümlesini biraz daha açabilir misin?

Benim için kendine iyi bakmak; sabahları erken kalkmak, fırsat buldukça gün doğumunu seyretmek (Surya namaskar yapmak), sağlıklı beslenmek ve kendini geliştirmek anlamına geliyor. Yoga hayatıma girmeden önce, beslenmeme yeterince dikkat etmiyordum. Bunun bende kilo alma, öfke, mutsuzluk gibi geri dönüşleri oluyordu. Yogadan sonra sağlıklı beslenmeye başlamamla beraber, daha sakin bir zihin yapısına ve sağlıklı bir bedene ulaştığımı gördüm.

Sağlıklı beslenme rutinini nasıl oluşturdun?

Yoga’yı hayatımın merkezine aldıkça, beslenme konusunda da doğu felsefelerine başvurmaya başladım. Bunun için de Ayurvedik danışmanlık aldım. Ayurveda, kökeni Hindistan’ın Vedik kültürüne dayanan 5000 yıllık bir şifa sistemidir; Türkçe anlamına “yaşam bilimi” diyebiliriz. Buradaki en önemli nokta, insanın dengede ve zinde kalmasını sağlamaktır. Zinde kalmak için bedeninize nelerin iyi geldiğini öğrenmeniz gerekir. Örneğin, bana iyi gelenler; şekerden uzak durup, ara öğünlerime yoğunlaşmak… Asla atlamadığım ara öğünlerimde, doğal ve taze ürünler tüketmek ilk tercihim. Sağlıklı beslenmek, birçok kişinin düşündüğünün aksine, oldukça uygulanabilir bir yaşam tarzı. Önemli olan, kendine iyi bakmayı gerçekten istemek ve bunun için organize olmak…

Ara öğünlerinle neler tüketmeyi tercih ediyorsun…

Günlük Yoga uygulamalarım ve derslerimin öncesinde, enerji vermesi ve açlığımı bastırması için mutlaka birkaç kuru kayısı ve kuru erik yiyorum. Bunlarla beraber çiğ badem ve ceviz vazgeçilmezlerimden.

Biraz da inzivalarından bahsedelim…

İnziva için geçen yıl Kabak Koyu’na gittik. Kabak Koyu’nun harika bir doğası ve denizi var. Sabahları uyanıp, yoga uygulaması yaptıktan sonra gün içinde biraz deniz biraz doğa ile baş başa kalıyorduk. İnziva süresince vegan beslendik. Doğayla iç içe olmanın ve doğal ürünlerle beslenmenin insan vücuduna ne kadar iyi geldiğini inzivalarda çok daha iyi anlıyorsunuz. Yoga size kattıklarının dışında, bol bol seyahat etmenizi ve yeni yerler keşfetmenizi de sağlıyor. Hem Türkiye’nin hem dünyanın farklı yerlerinde yoga festivalleri, yoga workshopları düzenleniyor ve onlara katılmak gerçekten çok keyifli oluyor! Yeni insanlarla tanışıyor ve o kişilerle birlikte yoga yapıyorsunuz. Ben en son Türkiye içinde Marmara Adası’nda bir workshop’a katıldım. Kendini dinlemek isteyenlere kesinlikle bu workshop’ları öneriyorum. Bu yaz ise Antalya’da, yine doğayla birlikte olacağımız bir workshop’a daha katılmayı planlıyorum. Bu sefer yanımda, yakında 2 yaşına girecek kızımı da götürebilirim 🙂

Hindistan’a da gittin, değil mi?

Evet. Hindistan’da Goa şehrine de böyle bir yolculuğum olmuştu. Hindistan’da etraftaki insanlar beni tek kelimeyle büyülediler. Buradaki yemekler, gelenekler, kaos halinde sokaklar bizim alışık olduğumuzdan çok başka. İnsanlar çok fakir ama çok mutlu! Hintlilerin, pozitif enerjisi hemen insana geçiyor ve insanı gülümsetiyor. Hayvanlarla iç içe olmaları, her yerin rengarenk olması, giydikleri kıyafetler, etraftaki binalar, çarşılar, her yer farklı bir enerjiye sahip. İşte bu ortamda, tam anlamıyla kayboluyorsunuz ama bir yanda da kendinizi bulduğunuzu hissediyorsunuz. Kesinlikle her kişinin deneyimlemesi gereken bir yolculuk olduğunu düşünüyorum.

Goa’da kurulan pazarlar inanılmaz derece büyük, karışık, ucuz ve güzel… Upuzun sahillerinden Hint Okyanusu’na girmek bir başka keyifli! Bembeyaz kumlar ve kumların üstüne matını serip yoga yapan insanlar… Aynı dili konuşmasak da yoga ortak bir felsefe ile ortak bir dil oluyor. Goa’nın o eşsiz ortamının benim hayatıma kattıklarını kelimelerle anlatamam!

LRG_DSC02825
Larissa Varol: Yoga Macerası, İnzivaları, Hindistan Deneyimleri Üzerine

Son soru geliyor… Bir Yoga eğitmeni olarak, sence günümüzde insanlar neden yoga yapmalı?

Günümüzde şehirde yaşayan insanlar olarak, teknolojiyle fazlasıyla iç içe olmanın dezavantajlarını yaşıyoruz. Bu durum ilk başta insan bedenine yansıyor. Yoga’yı önermemin en önemli sebeplerinden biri hareketsiz bedenleri biraz olsun harekete geçirmek ve omurganın rahatlamasını sağlamak. İkincisi ise, gününü sürekli bir yere yetişme kaygısıyla geçiren insanlar olarak her anımızı nefes nefese yaşıyoruz. Yoga, nefes almaya zaman bulmak ve nefes almayı öğrenmek için bulunmaz bir fırsat. Bunlarla beraber, insan kendine vakit ayırıyor ve her yönüyle kendini tanımaya başlıyor. İnsanın kendinde ve hayatında deneyimlediği bu değişim, etrafındakilere de yansıyor. Bu güzel değişim için, Yoga’yı hayatının bir parçası haline getirmenin iyi bir başlangıç olduğu düşünüyorum.

Unutmayın; her şey kendini sevmek ve kabullenmekle başlıyor; Yoga, bu farkındalığı insana en keyifli şekilde sunuyor.

Çok teşekkür ederiz Larissa!