Bundan tam 20 yıl önce 2003 yılında, Bağdat Caddesi’nde bir kahveci açıldı. O zamana kadar gittiğimiz, alıştığımız kahvecilere hiç benzemiyordu. Lezzetleri, çeşitleri, hazırlanış ve sunuş biçimleri ile bambaşkaydı işte. İsmini Moby Dick’teki Starbuck karakterinden, logosunu ise gerçeküstü bir deniz kızından alıyordu. 1971 yılında bir İngilizce öğretmeni, bir tarih öğretmeni ve bir de yazarın kafa kafaya vermesiyle kurulan bu efsane markadan beklenecek bütün masalsı ögeleri taşıdığı her halinden belliydi. Evet, çok sevdiğimiz ve günlük rutinimizin 20 yıldır bir parçası olan Starbucks®’tan bahsediyoruz. Bardağımızın üzerine ismimizin ilk defa yazıldığı, Short/Tall/Grande/Venti kavramlarını hayatımıza katan, favori içeceğimizi alıp sokakta yürürken veya işe yetişmeye çalışırken kendimizi “ana karakter” gibi hissettiren Starbucks®’ın Türkiye’deki koskoca 20 yılını, birlikte kutluyoruz!  

Starbucks® Nasıl Bizden Biri Oldu?

20 yıl önce Türkiye’deki kahve kültürünü ve alışkanlıklarını düşündüğümüzde; İstanbullu başka, Ankaralı başka, Gaziantepli başka kahve severken, bir markanın gelip ülkenin her yerinde aynı lezzetleri herkese sevdirmeyi başarabilmesi hayal gibi geliyor. Peki ama bu nasıl mümkün olabildi? Bize sorarsanız bunun birden fazla cevabı var. İlki, her seferinde aynı lezzete ulaşabileceğimizi bilmenin verdiği huzurdur şüphesiz. İkincisi, ikonik tariflerine çok alışmış olmamız: Sabahın erken saatlerinde sıcacık zeytinli açması, öğlen “Fiesta’sı”, yıllardır en sevdiğimiz kaçamak olan muffinleri, fit günlerimizde de bizi yalnız bırakmayan parfeleri… Mağazadan Pumpkin Spice Latte kokusunun yayılmasıyla gelişini anladığımız sonbahar, Refresha®  çeşitleri ile kutladığımız yaz. Üçüncüsü ise ev ve iş / okul dışında günlük hayatımızda en çok uğradığımız 3. adres olması.

Starbucks® bize “3. adres olma” hissini vermemiş olsaydı; arkadaş buluşmalarına, öğrencilerin tez çalışmalarına, ilk buluşmalara, toplantılara, kutlamalara ev sahipliği yapabilir miydi? İçeri girdiğimizde çekinmediğimiz, çalışanları ile selamlaştığımız, hatta müdavimsek tercihlerimizin ezberlendiği konfor alanımız orası. Çünkü dünya markası olsa da, bizim ne sevdiğimizi çok iyi biliyor. Türkiye’de taze demlenmiş Türk çayına veya Türk kahvesine yaptıkları yatırımlar da bu benimsemenin kanıtı gibi. 20. yıla özel hazırladıkları eğlenceli animasyonda da ülkemizin çok sevilen rotalarına vurgu yapmışlar ve Galata’dan Kapadokya’ya, sahil hattından Karadeniz’e uzanan mağazalarına selam vermişler. Animasyonu buradan izleyebilirsiniz!  

youtube play youtube play

Hangisi Favoriniz? 

20 yıl önce 1 mağazayla başlayan serüvenin Türkiye’de 700’e yakın mağaza sayısına ulaştığını öğrenince, hangi Starbucks® mağazasının favorimiz olduğunu düşünmeye başladık. Denizi izleyerek saatlerimizi geçirebildiğimiz Bebek Starbucks® mesela veya Tünel’e doğru giderken mutlaka uğradığımız Narmanlı Han’daki. Kadıköy’den vapura binmeden hemen önce bizi karşılayan köşe mağazası, Teşvikiye’deki arka bahçesi, Avanos’taki taş binası, Marmaris’te denize sıfır olanı, İstanbul’dan İzmir’e giderken yazın başladığını kanıtlayan Osmangazi Köprüsü’nden hemen önceki… Sizinki hangisi? 

Yenilenen Ayrıcalıklar 

Starbucks®, yıllar içinde yalnızca lezzeti değil hizmetlerini de geliştirdi. Örneğin artık çok sevdiğimiz Starbucks® lezzetlerine ve ayrıcalıklara mobil uygulama kullanımıyla ulaşabiliyoruz. Mevsimine özgü tatlara, menüye yeni eklenenlere ve kahve ikramlarına ödeme tipi fark etmeksizin yenilenen mobil uygulaması üzerinden kolayca erişebiliyoruz. Eve servis veya arabaya servis ayrıcalığından faydalanabiliyoruz. Çekirdek kahvelerinden alıp evde veya ofiste, alıştığımız taze Starbucks® kahvesinin kokusunu yakalayabiliyoruz. 

Her gittiğimizde bizi evimizde gibi hissettiren ve ayrıcalıkları ile hayatımızın her alanına dahil olan Starbucks®’ın 20. yılını hep birlikte kutluyoruz. Daha nicelerine!