Bir sahne hayal etmenizi istiyoruz. Uçağımızdan inmişiz, valizleri odamıza bırakıp tiril tiril kıyafetimizi giyiyoruz ve görkemli Kotor Körfezi’ne doğru yolumuza koyuluyoruz. Fonda Cesária Évora’nın sesinden Petit Pays çalıyor. Gözlerimiz denizin mavisi ve Karadağ’a özgü antik taş evlerin yarattığı sepia tonlarıyla doluyor, şehre giriş yapıyoruz. Oh! Sıcacık bir yerdeyiz.

Ne tam Avrupa pürüzsüzlüğündeyiz şimdi, ne tam bir Balkan salaşlığında. Karadağ veya nam-ı diğer Montenegro hem ikisi gibi, hem de bambaşka. Bir bakıyoruz fazlaca keşfedilmemiş, bakir doğası ve akvaryum gibi deniziyle aklımızı alan bir koydayız. Bir bakıyoruz tasarımcıların, yatların, ve şef restoranlarının arasında elimizde bir gelato ile yürüyoruz. Bir anlığına Karadağ sokaklarındaydık değil mi? O zaman sizi daha fazla bekletmeden Pegasus’tan aldığımız güzel haberi verip, Karadağ hakkında merak ettiğiniz her şeyi anlatmaya başlayabiliriz.

Pegasus ile İstanbul – Karadağ uçuşları başladı!

Türkiye’nin dijital havayolu Pegasus, son zamanların en çok tercih edilen tatil noktalarına sahip Karadağ’ın başkenti Podgorica’ya İstanbul çıkışlı uçuşlarını başlattı (Önden söyleyelim, Podgorica, Karadağ’ın popüler noktalarına ulaşım açısından da en doğru tercih olacaktır). İstanbul’dan Podgorica’ya haftanın dört günü düzenlenecek seferlerin ilki 19 Temmuz 2023 tarihinde gerçekleştirildi bile! Biz de theMagger olarak, vize derdiyle bile uğraşmadan kendimizi Montenegro’da bir yaz rüyasında bulabilecek olma heyecanı ile Karadağ’ın en sevdiğimiz özelliklerini sizin için derledik.

Kotor ve Kotor Körfezi

İstanbul – Podgorica uçağımız göz açıp kapayıncaya kadar Karadağ’a iniyor ve Kotor’a doğru yola çıkıyoruz. Burası dünyanın en mükemmel doğal derin su limanlarından birine ev sahipliği yapan iç körfezin sonunda yer alıyor. Kotor’un Arnavut kaldırımlı sokakları, Venedik Cumhuriyeti’ne ait sarayları, antik şehir surları ve görkemli Kotor Kalesi’ni kesinlikle kaçırmayın.

Doğal beyaz taştan duvarlarının ardında, denizcilerin, balıkçıların kulübelerinden ve kaptanların göz dağı veren evlerinden oluşan köyünün sokaklarında kendimizi bile isteye kaybediyoruz. Denizcilerin her seferden önce güvenli bir dönüş için dua ettikleri güzel kiliselerde dolaşırken serin bir içecek ve Karadağ’a özgü Njegusi Prosciutto’nun veya lokal tarif Kacamak’ın tadına bakmak için küçük bir mola veriyoruz.

16. yüzyıldan kalma evlerden oluşan dar bir sokağa girmeden önce sessiz Sinema Meydanı’nda 1667’den beri orada olan görkemli kavak ağacının altında birer espresso yudumlarken günü planlıyoruz çünkü buradan sonra biraz yol yapacağız ama buna kesinlikle değecek!

Kıyı boyunca Stoliv köyüne doğru müzik dolu bir sürüşe çıkmadan önce şehrin 280 metre yukarısında yer alan kalenin tepesine yaklaşık 1.400 basamakla çıkıp, gösterişli İtalyan tarzı Meryem Ana Kilisesi’ni görüyoruz ve yolumuzun üzerindeki Prcanj’da su kenarındaki Matmazel’de, çıktığımız basamakların hakkını veren bir gün batımı atıştırması için nefesleniyoruz. Suyun sesini duyabiliyor musunuz?

Akşam serinliği başladığında ise Kotor Körfezi boyunca sıralanmış lüks butikleri, mücevher tasarımcılarını ve eğlenceyle dolu mekanları keşfetmek için hazırız!

Karadağ’ın Yazlığı  Herceg-Novi

İkinci günümüzde hareketli olduğu kadar küçük Herceg Novi kasabasına doğru yola çıkıyoruz. Sınırları içinde yer alan Gotik ve Romanesk detaylar, bize ne Avrupa’da ne Balkanlarda olmadığımızı bambaşka bir dünyada olduğumuzu kanıtlıyor. Başmelek Mikail Kilisesi ve özellikle yaz aylarında açık hava amfitiyatrosunda film, tiyatro, gitar ve opera festivallerine ev sahipliği yapan 16. yüzyıldan kalma Osmanlı Kanlı Kula Kalesi’ni mutlaka görmenizi hatta gitmeden önce programlarına da göz atmanızı öneririz. Akşam ise geleneksel Karadağ usulüyle açık kömürler üzerinde bir çanın altında pişirilen etli ahtapotun tadına bakıyoruz. Yemek sonrası deniz kenarındaki cıvıl cıvıl küçük limanda tatlı bir yürüyüş yapmayı unutmayın!

Perast

Üçüncü günümüze Karadağ’ın denizcilik ruhunu keşfetmek için Kotor Körfezi’nin hakimiyetini sağlayan Perast’ta başlıyoruz. Bu küçük kasabanın küçüklüğüne zıt düşen ve bayıldığımız ihtişamı, hem bir denizcilik okulu olma tarihinden hem de görkemli savaş gemi direklerinin oluşturduğu dekordan geliyor. On altı kilisesi, devasa barok esintili taş sarayları ve onları korumak için inşa edilmiş sarayları ile Perast bizi kendine hayran bırakıyor.

Perast’a gelmişken yerel bağ lezzetleri eşliğinde taze istiridye yemek için Ljuta yakınlarındaki Luka’nın İstiridye Çiftliği’nde mola veriyoruz. Hemen ardından Küçük Perast Şehir Müzesi’ne hızlıca bir göz atıyoruz ve ring seferleri yapan tatlı teknelerden birine atlayıp Our Lady of Rocks’a doğru yola çıkıyoruz. Our Lady of Rocks, Adriyatik’in tek yapay adası üzerine 17. yüzyılda inşa edilmiş ve efsaneye göre 1452 yılında kayalık bir çıkıntıda Meryem Ana ikonunun keşfedilmesinin ardından denizcilerin iki yüz yılı aşkın bir süre boyunca denize taş atmasıyla oluşturulmuş.

Bonus: Luštica Yarımadası

Karadağ’ın bakir ve bize sorarsanız “underrated” kalmış bir macera adası var. Meraklı ve doğa aşığı gezginlerdenseniz Luštica Yarımadası’nı da ajandanıza mutlaka ekleyin. Yerlilerin ev yapımı meyve brendisini tadabileceğiniz, lezzetli pršut’lardan satın alabileceğiniz ve kayalık patika çamlarının arasından gizli plajlara inip kendinizi Blue Lagoon filminde yaşıyor gibi hissedeceğiniz bir yer burası. Burada Arza Plajı açıklarındaki Aziz Vavedenje ada manastırında serin serin yüzüyoruz ve ardından Adriyatik’teki en iyi deniz ürünlerinden tadıyoruz. Güneşi ise Adriyatik Tavernası’nda denize batırıyoruz!

Sevgili Pegasus; Aç kanatlarını ve bizi Karadağ’a uçur! Pegasus’un Sabiha Gökçen-Podgorica uçuşları; İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Podgorica Havalimanı’na Pazartesi günleri 11:10, Çarşamba günleri 11:30, Cuma günleri 11:45 ve Pazar günleri 11:50’de düzenleniyor. Podgorica Havalimanı’ndan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na ise Pazartesi günleri 12:50, Çarşamba günleri 13:10, Cuma günleri 13:25, Pazar günleri ise 13:30’da düzenleniyor. Unutulmaz Karadağ maceranızı planlamak için tıklayın. İyi tatiller!