Floransa, Roma, Venedik, Milano, lütfen kusurumuza bakmayın. Bu sefer İtalya’nın bambaşka ve büyüleyici bir yüzünü görmeye gidiyoruz. Turkuaz gölleri, geceleri her birini tek tek seçebildiğimiz yıldızları, turuncu-pembe dağları, karma gastronomisi ve ihtişamlı zirveleriyle Dolomitler bizi çağırıyor. “Akla ilk gelen yerine, keşfetmek” sizin de destinasyon seçerken vazgeçilmez çizgilerinizden biriyse, Dolomitler‘i çok seveceğinize eminiz. Üstelik Wings ile Dolomitler seyahatimizden sadece nefes kesen deneyimler değil, indirim ve Mil Puan da kazanacağız. Hazırsanız Wings’lenin, uçuyoruz!

Dolomitler Nerede, Nasıl Gidilir?

İtalya’nın kuzeydoğusunda, Avusturya sınırına kadar uzanan bölge Dolomitler olarak geçiyor. Güney Kireçtaşı Alpleri’nin bir parçasını oluşturan bu “dağ silsilesi”, batıda Adige Nehri’ne, doğuda Piave Vadisi’ne kadar uzanıyor. Avusturya, Almanya ve İtalya kültürlerinin iç içe geçtiği Dolomitler’e ulaştığınız anda kendinizi ne İtalya’da, ne Alpler’de ne de Almanya’da hissedebileceksiniz. Burası hem hepsi hem de hiçbiri. Bu yüzden oldukça benzersiz.

Wings ile Dolomitler’i %10’a varan otel indirimleriyle keşfedebilirsiniz.

Ulaşım için ise bizim önerimiz Venedik’ten 2-2.5 saatlik bir karayolu seyahati yapmanız olacaktır. Ayrıca Münih’e 3, Milano’ya ise 4.5 saat uzaklıkta. Dolomitler maceranıza 5-6 gün ayırmanızı, araç kiralamanızı ve yanınıza hem ılıman hem de soğuk iklime uygun kıyafetler almanızı tavsiye ederiz.

Wings ile yurt dışı uçak biletinizi alırken Mil Puanlarınızı 2 kat daha değerli kullanabilirsiniz.

Turuncu-Pembe Zirvelere Büyülenin

İsmini bir mineral olan “Dolomit”ten alan dağlar, yine bu mineral sayesinde gün batımında zirveleri pembemsi bir renge büründürüyor. Doğası öyle etkileyici ki, bölge 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Yazın rengarenk çiçeklerle kaplanan çayırları ve bisikletle gezmeye uygun yolları ön plana çıkarken, Dolomitler’e gitmek için en doğru zaman; kış sporları ve kayak merkezlerini deneyimlemeniz, beyaza bürünmüş doğasının tadını çıkarmanız için Aralık-Mart ayları arası olarak gösteriliyor.  

Kayak tutkunları için zirveler oldukça iyi bir organizasyonla birbirine bağlanmış. Her tecrübeye ve zevke göre pistler bulmak mümkün. Kayağın öncesi-sonrası da yılların işletme deneyimlerine emanet edilmiş durumda. Hele ki SPA seviyorsanız (kim sevmez?) kış tatilinizi burada geçirmeniz sizi çok mutlu edecektir.

Mutlaka Görülmesi Gerekenler

Bolzano / Bozen

Güney Tirol’ü, başkenti Bolzano ile keşfetmeye başlıyoruz. Bolzano oldukça hareketli ve cıvıl cıvıl bir bölge. Burada Alman kültürünü hemen hissediyorsunuz ve genele nazaran sıcak bir iklime sahip. Şehrin arkeoloji müzesini görmenizi, hiking ve snowmobile turlarına katılmanızı tavsiye ederiz. Şarap tadımlarını, kendine has şarküterisini ve pretzel seçeneklerini ise mutlaka deneyin. Hareketli meydanı Piazza Walther’da soluklanmanın ardından, doğanın içine gizlenemeyecek görkemdeki kalelerde bir film setinde gibi hissedebilirsiniz.

Alpe Di Siusi

Alpe di Siusi, Dolomitler’in olukça revaçta olan kayak bölgesi. 2 bin 350 metre yüksekliğe, muhteşem bir bitki örtüsüne ve çeşitli yabani hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Ulaştığınız anda “ben burayı kartpostallarda görmüştüm” hissi yaşatan bölge, 1000 metre rakıma sahip. Sabahın erken saatlerinde teleferiğe binmek ise unutulmaz manzaralara ulaşmanın en keyifli yolu. Yürüyüş yolları ve kulübe kafeleriyle, burası tam bir kış masalı vadediyor.

Tre Cime di Lavaredo ve Lago di Misurina

“Az vaktimiz var ve ancak birkaç yeri görebileceğiz” diyorsanız, burası tam size göre. Dolomitler’in bir özeti gibi desek abartmış olmayız. Seyir noktaları, Auronzo Rifugio’nun önünden başlayan yürüyüş rotaları sizi sırasıyla Lavaredo ve Locatelli’ye kadar götürüyor. Rifugio’ların manzaraları ve elbette çok başarılı gastronomi durakları da burada. Buraya kadar gelmişken Lago d’Antorno’yu da görmeden geçmeyin.

Lago di Braies / Pragser Wildsee

Geldik Dolomitler’in sosyal medyayı ele geçiren gölüne. Çoğu gezgin tarafından Dolomitler’in en güzel gölü olarak adlandırılan Laga di Braies, ününü sonuna kadar hak ediyor. Kiralanabilen ahşap sandalları, kayıkları, kulübeleri, göle kadar inen merdivenleri ve renkleriyle mutlaka görülmesi gerekenler arasında. Sadece siz, doğa ve ayak sesleriyle bir meditasyonu andıran patika yürüyüşlerini şehre dönünce çok özleyeceğinizi düşünüyoruz. Lago di Dobbiaco da aynı şekilde kaçırmamanız gereken göllerden biri. (Üstelik şanslıysanız kışın üzerinde puz pateni de yapabilirsiniz)

Val di Funes / Villnöss

Villnöss, Güney Tirol’ün en göz alıcı yerlerinden biri. Küçükken çizdiğimiz hayali mutluluk resimlerine benzeyen bir atmosferi var. Bu bölgeye “Alplerin incisi” denmesi kesinlikle tesadüf değil. Çiçeklerle bezeli evleri, vadideki gizemli St. John Kilisesi ve seyir noktası olarak adlandırılan St. Magdalena’da gün batımlarını mutlaka görmelisiniz.  

Gastronomi Durakları

Dolomitler mutfağı çok yönlü ve karma bir dokuya sahip. Favorimizle başlayalım: Üç lezzetli çiftlik köftesi Tris di Canederli, yalnızca Güney Tirol’e özgü bir tür kurutulmuş jambondan yapılıyor ve et suyu ile servis ediliyor. İlk duraklarımızda bahsettiğimiz Bolzano’da bulunan lokal restoranlar Vögele veya Cavallino Bianco’da muhteşem Canederli’ler tadabilirsiniz.

Vögele

Yabani hayvanların diyarına gitmişken av etlerini mutlaka deneyin. Geyik, karaca, dağ keçisi gibi Dolomitler’e özgü pişirme teknikleriyle hazırlanan yerel av tabakları, uzun yürüyüşler sonrasında denenmeli. Av yemekleri konusunda yine Güney Tirol’de bulunan Steakhouse La Tambra veya Marions Steakhouse, lezzet tutkunu gezginlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Osteria Ciastel ise özel “cold cut”ları ile içinizdeki avcıyı mutlu edecektir.

Steakhouse La Tambra

“Dolomitler Ekmeği” olarak adlandırılan Polenta ise sarı mısırdan yapılıyor ve mevsimine göre farklı farklı şekillerde servis ediliyor. Yazın mantar ve parmesan ile servis edilirken, kışın et veya gulaş ile sunuluyor. Polenta, hemen hemen tüm lokal Dolomitler restoranında karşınıza çıkacaktır. Fakat nefis bir Polenta için biraz yol yapıp ödüllere doyamayan Rifugio Fuciade mutfağını keşfedebilirsiniz. Fazla uzaklaşmadan tatmak için ise, Osteria La Montanara’yı deneyimleyebilirsiniz.

Osteria La Montanara

Soğuk bir günde ılık Apfelstrudel yemeden olmaz. Karları izlerken elmanın ve tarçının muhteşem kokusu, oldukça tatlı bir final olacaktır. Dolomitler Geyser Restaurant Apres Ski’nin göz alıcı manzarası eşliğinde ve oldukça şık tesisinde, kayak sonrası bir Apfelstrudel molası verebilirsiniz.

Dolomitler Geyser Restaurant Apres Ski

Dolomitler raviolisi Mezzelune, balkabaklı mantıları Casunziei, arpa çorbası, yine balkabaklı meşhur gnocchileri de kaçırmayın. Orijinal tarifine sadık bir Mezzelune tatmak için Rifugio Corones veya büyüleyici zirvelere karşı sıcak bir çorba molası için Col Dl’Ancona’yı listenizin en tepelerine eklemeyi unutmayın. Eritme veya tütsülenmiş peynirlerin yanında taptaze fındıklar, kurutulmuş etler, gün batımına karşı vazgeçilmez eşlikçileriniz olacak.

Rifugio Corones

Fakat Dolomitler bir lezzet olsaydı, bize sorarsanız Grappa olurdu. Adeta kışı ve bereketli doğayı şişeledikleri Grappa’larda, kimyon, yılan otu, ardıç, muğo çamı, köknar, yabanmersini, ahududu, fındık, süt ve daha birçok yerel lezzeti kullanıyorlar. Elbette hemen hepsi ev yapımı ve doğal. Tıpkı Dolomitler gibi. Dolomitler’de Grappa Müzesi bile bulunuyor ve orijinal hazırlama metotları konusunda çok hassaslar. Bu yüzden ilk tadımızını Grappa Müzesi’nde yapmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca Grappa konusunda daha geniş bilgiye sahip olmak isterseniz, Özel Bassano Del Grappa tadım turuna katılabilirsiniz.

Gastronomi seçimleri konusunda da bir çizgisi olan gezginler için iyi haberi sona sakladık:

Wings ile Dolomitler’in şaşırtıcı lezzetlerini %15’e varan indirim ayrıcalığıyla deneyimleyebilirsiniz.

Hemen Wingsli olmak ve sizi önemseyen bir yol arkadaşıyla dünyanın farklı yerlerinde yeni deneyimleri keşfetmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/danielsessler