Step Istanbul’un “herkes için sanat” mottosunu çok seviyoruz. Çünkü erişilebilir sanat konusu bizce çok değerli, bu konuda yapılan farkındalık dolu projeler de öyle. Bu yıl, 15 Nisan Çarşamba günü başlayıp 19 Nisan Pazar akşamına kadar, Tomtom Kırmızı’da ikincisi gerçekleşecek olan Step Istanbul; Pg Art Gallery’den Ferda Art Platform’a, 20’yi aşkın çağdaş sanat galerisi ve 250’ye yakın çağdaş sanatçıyla buluşuyor. Biz de Step Istanbul’dan ve mottosundan aldığımız ilhamla yola çıktık, sanat danışmanı Emirhan Elkorek ile çağdaş sanat ve sanat danışmanlığı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hazırsanız başlıyoruz!

Emirhan selam! Öncelikle seninle bir araya geldiğimiz için çok mutluyuz. Seni yakından tanıyabilir miyiz? Çağdaş sanata olan tutkun nereden geliyor?

1984 İstanbul doğumluyum. Koç Lisesi’nin ardından Tufts University’nin Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler çift anadal programından mezun oldum. 80’li yıllardan itibaren sanat koleksiyonerliği yapmış, sanatsever bir ailede büyümenin getirdiği altyapı sayesinde sanata olan ilgim çok küçük yaşlarda başlamış oldu. Profesyonel olarak sanatla ilgilenmemse 2010’lu yıllara dayanıyor. 2011-2014 yılları arasında kurucu ortağı olduğum Mabeyn Gallery’de 20’den fazla kişisel ve karma sergi gerçekleştirdik ve çeşitli sanat etkinlikleri düzenledik. 2014-2017 yılları arasında ise Akdağ Grubu’na bağlı Karbon Gallery’nin direktörlüğünü yaptım. 2016 yılından bu yana, freelance art dealer ve sanat danışmanı olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim.

Biraz temelden başlamak istiyoruz. Mesleğini nasıl tanımlarsın, bir çağdaş sanat danışmanı ne yapar?

Çağdaş sanat danışmanlığı, özetle sanatçı ile sanat alıcısı arasında köprü kuran bir uzmanlık alanı. Her geçen gün sayısı artan, sanat koleksiyonerliğine ilgi duyan bireyler ya da çalışanlarına ve müşterilerine sanatla ilham vermek isteyen kurumlar sayesinde, çağdaş sanat danışmanlığı geniş ölçekte kabul gören bir meslek haline geldi. Çünkü sanata ilgi duymakla hangi eseri hangi mecradan, hangi fiyatla sahip olacağını bilmek arasında fark var. Sanat danışmanları hem akademik bilgileri hem de finansal uzmanlıklarıyla, koleksiyonerlerin ya da kurumların doğru koleksiyon oluşturmalarına ve koleksiyonlarının niteliğini artırmak adına destek veriyorlar diyebiliriz.

İlginizi çekebilir: ArtsyMagger’dan Çağdaş Sanat Akımları, Çağdaş Sanat Sanatçıları

Emirhan Elkorek
Emirhan Elkorek | Fotoğraf: Step Istanbul

Biraz da günlük hayatlarımıza yönelelim. Diyelim ki bir galeri geziyoruz, sergilenen eserleri incelerken nelere dikkat etmeliyiz sence? Veya sen nelere dikkat edersin?

Bir galeri gezerken bence işe önce serginin içeriğiyle ilgili bilgiye ulaşmakla başlanmalı. Sanatçıların bu sergideki sanat eserlerini yaratma güdüleri, kurgulama süreçleri ve yaratırken kullandıkları malzemeler gibi konularda bilgi sahibi olmak, eserleri çok daha derin bir bakış açısıyla incelemenize yardımcı oluyor. Ayrıca mümkünse sanatçıyla da tanışmanın, serginin anlamını derinleştirmede etkisi büyük.

Peki ya koleksiyonerlik ne ifade ediyor senin için? Çağdaş sanat koleksiyonerliğinin insana kattıkları hakkında neler düşünüyorsun?

Koleksiyonerlik işin özünde sanata duyulan ilgiyle başlıyor ancak doğal gelişen kişisel bir sanat ilgisinin yanı sıra, mutlaka piyasayı da yakından takip ederek beslenilmesi gereken bir kavram. Bol bol galeri, müze ve sanat fuarı gezmeyi, müzayedeleri takip etmeyi; kısacası mümkün olduğu kadar çok eser görmeyi, piyasaya ve sanat gündemine yakın olmayı beraberinde getiriyor. Bu kapsamda çağdaş sanat koleksiyonerliği kişiyi besleyen, geliştiren ve heyecanlandıran çok keyifli bir alan bence.

Bir çağdaş sanat eseri edinmek isteyen biri ne gibi noktaları göz önünde bulundurmalı? Ve tabii eseri aldıktan sonraki süreç… O eseri yaşam alanında ne şekilde konumlandırmalı?

Bu soruyu yanıtlarken aslında söz konusu çağdaş sanat eserine hangi amaçla sahip olunmak istenildiğinin netleştirilmesi gerekiyor. Yatırım amacıyla mı yoksa bir mekanda sergilenmek üzere mi alınacağı önemli. Ev ya da ofisindeki mevcut bir yerde sergilenmek üzere alınacak bir eserse, sanat alıcısının kişisel beğenisi, eserin mekânın dekorasyonuyla uyumu, o yere uygun olacak eserin ebadı, sanat alıcısının bütçesi gibi birçok farklı konunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Eğer bir koleksiyonun parçası olmak üzere alınacak bir eser ise, o eserin koleksiyonla olan bütünlüğü ve koleksiyonerin bütçesi önem taşıyor. Esere sahip olunduktan sonraki süreç ise bence tamamen keyfini çıkarmaktan geçiyor. 🙂

Son olarak, Çağdaş Türk Sanatı’nın günümüzde geldiği noktayla ilgili düşüncelerin neler? Ne gibi noktalarda ve ne şekilde gelişmeliyiz sence?

Çağdaş Türk Sanatı her geçen sene yenilenmeye ve gelişmeye devam ediyor. Günümüzde Türk çağdaş sanatının usta isimlerinin eserlerini yurt dışındaki sanat platformlarında görebilmemiz çok güzel ve önemli. Örneğin, Burhan Doğançay’ın eserlerine New York’ta MoMA, Guggenheim Müzesi ve Metropolitan Müzesi ile Londra’da Tate Modern, British Museum ve V&A Müzesi’nin de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü müzelerde rastlayabilirsiniz. Ya da Erol Akyavaş’ın eserlerini New York, Londra, Berlin ve Stuttgart gibi kentlerdeki önemli müzelerde görebilirsiniz. Ya da Devrim Erbil’in Romanya, Sırbistan, Mısır ve ABD’deki özel koleksiyonlarda yer alması gibi… Bu kapsamda, genç çağdaş sanatçıların da yurt dışına açılmalarını çok önemli buluyorum. Mesela kendini sürekli geliştiren ve yurt dışında birçok kişisel ve karma sergi yapan Ardan Özmenoğlu gibi genç çağdaş sanatçılarımızın sayısının artmasını temenni ediyorum. 

Instagram: @emirhanelkorek

İlginizi çekebilir: ArtsyMagger’dan Avrupa’nın Çağdaş Sanat Müzeleri ve İstanbul’un Çağdaş Sanat Galerileri