Sonbaharla birlikte yoğunlaşan kültür sanat takviminde ekim ayı biz İstanbul’da yaşayanlar için çok özeldir çünkü 2002 yılından bu yana vazgeçilmezimiz olan Filmekimi tüm o ihtişamı ve zengin programıyla karşılar bizi. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 22. kez gerçekleştirilecek olan bu sonbahar film etkinliği 13-22 Ekim tarihleri arasında sinemaseverle buluşacak.

filmekimi-2023-1
Filmekimi 2023 | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Özellikle Cannes, Venedik ve Toronto film festivallerinin ödüllü, çok beğenilen ve eleştirmenler tarafından övülen filmlerini programında bulunduran Filmekimi, bu yıl Beyoğlu’nda Atlas Sineması, Şişli’de City’s Nişantaşı – CINEWAM Premium ve Kadıköy’de Kadıköy Sineması ile Sinematek/Sinema Evi’nde takip edilecek. Filmekimi bunun yanı sıra 20-22 Ekim tarihleri arasında Paribu Cineverse Konak Pier İzmir’de izlenebilecek. Ben de bu yazımda kısa süre önce programı açıklanan etkinliğin öne çıkan 10 filmini sizlere önererek izleme listesini belirlemekte kararsız kalan izleyiciler için bir rehber sunacağım. Keyifli okumalar dilerim.

Filmekimi 2023

Priscilla *Açılış Filmi*

priscilla
Priscilla | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Listemizde ilk sırayı Filmekimi’nin bu yılki açılışını yapacak olan Sofia Coppola imzalı Priscilla alıyor. Marie Antoinette’te masalsı dünyalarda geçen karakter merkezli gerçek hayat hikayelerini başarıyla sinemaya aktardığını gösteren Sofia Coppola yine gözler önünde olan ikonik bir karakteri ele alıyor. Film, daha yeni yetme yaşlardaki Priscilla Beaulieu’nun bir partide rock’n’roll dünyasının dev yıldızı Elvis Presley’yle tanışmasıyla başlıyor. Elvis kısa zamanda Priscilla’ya heyecan aşılayan bir aşık, yalnızlığını paylaşacağı bir yoldaş, hassas bir dost oluyor. Çizdiği son derece duygu yüklü, olağanüstü ayrıntılı bu aşk ve şöhret portresinde Sofia Coppola, dünyayı sallamış bir efsaneyi eşinin bakış açısıyla gözlemlerken bir yandan çalkantılı bir evliliğin karanlıkta kalan noktalarını aydınlığa kavuşturuyor. Bu yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan film, Priscilla Presley’nin 1985 tarihli Elvis ve Ben adlı anı kitabından esinleniyor. Presley aynı zamanda filmin idari yapımcılarından. Filmin senaryosunu yazan, yapımcılığını ve yönetmenliğini de üstlenen Coppola “Böyle abartılı, yüksek bir ortamda genç kadınlığını geçirdi Priscilla, biraz Marie Antoinette gibi” diyor.

All of Us Strangers

all-of-us-strangers
All of Us Strangers | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Weekend ve 45 Years ile büyük başarı kazanan Andrew Haigh’in başrolünü Paul Mescal’in üstlendiği yeni filmi, kalbimizi ısıtıp ardından da binbir parçaya bölecek bir potansiyele sahip. Londra’da oturduğu neredeyse bomboş binada Adam bir gece tesadüfen gizemli komşusu Harry ile karşılaşır. Adam’ın tekdüze yaşamı bu karşılaşma sonrası alt üst olur. Aralarında bir birliktelik filizlenir fakat anılarının hayaletleri Adam’ın peşini hiç bırakmaz; Adam kendini annesiyle babasının 30 yıl önce öldüklerinden beri yaşar gibi göründükleri, çocukluğunu geçirdiği eve geri döner. Hüzün ve aşkı derinlemesine işleyen bu dokunaklı hayalet hikâyesi eleştirmenler tarafından “zamansız bir başyapıt; yılın en iyi filmlerinden biri” sözleriyle övülüyor. Bize de Filmekimi’nde kaçırmamak düşüyor.

Anatomie d’une chute (Bir Düşüşün Anatomisi)

anatomie-dune-chute-bir-dususun-anatomisi
Anatomie d’une chute (Bir Düşüşün Anatomisi) | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Her Filmekimi’nin olmaz olmazı tabii ki o yılın Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi alan yapımıdır. Cannes tarihinde Jane Campion (The Piano) ve Julia Ducournau’dan (Titane) sonra Altın Palmiye’yi alan üçüncü kadın yönetmen olan Justine Triet imzalı bu gerilim, kocasını öldürmekle suçlanan Sandra’nın mahkeme sürecine odaklanıyor. “Birinin özel hayatı başkasının cehennemidir” fikrinden yola çıkan filmi, Fransız Alpleri’nde bir kulübede kocası Samuel ve görme engelli oğluyla izole bir yaşam süren Alman yazar Sandra’yı izliyor. Samuel yüksekten düşerek ölür fakat soruşturma sonucunda ölüm nedeninin kaza mı intihar mı olduğu kesinleşmeyince Sandra cinayet suçlamasıyla tutuklanır. Samuel’in ölümünü sorgulayan mahkeme süreci, çiftin çalkantılı ilişkilerinin de derinine inen rahatsız edici ve tatsız bir psikolojik yolculuğa dönüşür. Filmin senaryosu, daha önce Victoria ve Sibyl’de de iş birliği yapan yönetmen Justine Triet ile eşi Arthur Harari tarafından yazıldı.

Black Box (Kara Kutu)

black-box-kara-kutu
Black Box (Kara Kutu) | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Münih Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve ortak yapımcılığını Dardenne kardeşler tarafından üstlenilen Aslı Özge filmi, Filmekimi listelerinin vazgeçilmezi olmaya aday. Berlin’de bir apartmanın giriş çıkışları herhangi bir neden verilmeden kapatılır. Yetkililer makul bir açıklama yapmayınca bina sakinleri kendilerince bu ablukanın nedenlerini tahmin etmeye çalışır. Terör tehdidinden kaçak suçlulara, çeşitli teoriler önce güvensizliğe, sonra da hızlıca asabiyete yol açar. Bina sakinleri varoluşlarını tehdit eden bu belirsizlik karşısında insaniyet maskelerini birer birer düşürür ve güç ile kapitalizmin elinde birer oyuncak gibi kendi çıkarlarının peşine düşerler. Film, eleştirmenlerce “şimdiden yılın en iyi Alman filmlerinden biri”, “Alman orta sınıfının yüreğine bir bakış atan mükemmel bir gerilim” sözleriyle övülüyor.

** Filmin 15 Ekim tarihli gösterimi ekip katılımlı olacak.**

Hayat

hayat
Hayat | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Son olarak 2016 tarihinde Kor filmini izlediğimiz Zeki Demirkubuz’un sinemaya yeniden dönüşünü müjdeleyen Hayat, hiç kuşku yok ki bu yılki programın en heyecan verici işlerinden biri. Başrollerinde Miray Daner, Burak Dakak, Doğu Demirkol ve Melis Birkan gibi isimlerin yer aldığı film, babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalan fakat kendisine dikte edilen hayatı reddederek evden kaçan Hicran’ın yaşadıklarına odaklanıyor. Hicran’ın zaten onu istemediğini düşünen Rıza ise, bu durumu önceleri pek umursamasa da durum giderek zoruna gitmeye başlar ve Hicran’la yüzleşmeye karar verir. Sadece bir kere gördüğü nişanlısının peşinden İstanbul’a gidip uzun sürecek büyük bir arayışa başlar. Demirkubuz yeni filmi hakkında şunları söylüyor: Hayat 34 yıl sonra (bir) anıdan, sonrasında yaşadığım, tanık olduğum, dinlediğim benzer hikayeler ve gözlemlerden yola çıkarak yazdığım; bir grup insan arasında geçen bir gençlik ve aile draması gibi görünse de, temelde insanın yazgısı ve bu yazgı karşısındaki çaresizliği ile ilgilenen, ne yapılırsa yapılsın bir türlü geçmeyen ve geçmeyecek olan ‘imkansızlık duygusuna’ dair eski bir hikayedir.”

** Filmin gösterimi ekip katılımlı olacak.**

Jeanne du Barry

jeanne-du-barry
Jeanne du Barry | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Kimsenin istemediği, halktan bir kız, hayattan bıkmış bir kral ve tarih kitaplarına geçmiş bir saray skandalı… Cannes Film Festivali’nin açılışında gösterilen bu çarpıcı dönem filmi Fransa Kralı 15. Louis’nin metresi, filme adını veren Jeanne du Barry’nin yaşam öyküsünden esinleniyor. Yönetmen ve senarist Maïwenn, Jeanne rolünü de üstlenirken kralı Johnny Depp canlandırıyor. Derinlikli araştırmalara dayanan ve yazımı yıllar süren senaryosuyla 35mm filme çekilen Jeanne du Barry, şatafatlı Versailles Sarayı’nı mesken tutarken zarif maskeler ardındaki iktidar çekişmelerini 18. yüzyıl ile günümüz arasında köprü kurarak beyaz perdeye yansıtıyor. Maïwenn filmi hakkında şöyle diyor: Her şey 2006’da Sofia Coppola’nın Marie Antoinette filmini gördüğümde başladı. Asia Argento’nun canlandırdığı Jeanne du Barry karakteri perdede göründüğü an büyülendim. Kaybetmeye mahkûm, muhteşem bir karakter. Kendi filmimin de masal gibi olmasını istedim, Külkedisi gibi.”

Kimitachi wa dô ikiru ka (Çocuk ve Balıkçıl)

kimitachi-wa-do-ikiru-ka-cocuk-ve-balikcil
Kimitachi wa dô ikiru ka (Çocuk ve Balıkçıl) | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Yılın en çok beklenen animasyon filmi, büyük usta Hayao Miyazaki’nin de aynı zamanda on yıl aradan sonra sinemaya muhteşem dönüşü… Toronto Film Festivali’nin açılış filmi olarak gösterilen yapım, İkinci Dünya Savaşı sırasında geçiyor ve küçük Mahito’yu izliyor. Annesini kaybeden Mahito, alelacele babasının yanına taşraya taşınmak zorunda kalır. Burada terk edilmiş bir kulenin civarında oynar, gri bir balıkçıl kuşu sürekli karşısına çıkar. Kısa süre sonra hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığını anlar. Büyümek ve yas tutmak hakkında derinlikli bu fantezi, Miyazaki’den beklediğimiz üzere muhteşem bir görsel dünya, olağanüstü renkler ve sürekli canlı tutulan gizemler içeriyor. Yedi yılda tamamlanan filmin tamamı 60 kişilik bir ekip tarafından elle çizildi. Tam anlamıyla büyük perdede izlemelik bir yapım.

Kuolleet lehdet (Sararmış Yapraklar)

kuolleet-lehdet-sararmis-yapraklar
Kuolleet lehdet (Sararmış Yapraklar) | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Fin usta Aki Kaurismäki’nin Cannes’da herkesin yüreğini ısıtan ve Jüri Ödülü’nü kazanan son filmi, dünyanın geldiği hali dert edinen tatlı ve hüzünlü bir romantik komedi sunuyor izleyicisine. İki yabancı Helsinki’de bir gece tesadüfen karşılaşır. Hayatlarının ilk, tek ve son aşkının arayışındadır ikisi de. Ne var ki adamın alkolik oluşu, kaybedilen telefon numaraları, birbirlerinin adlarını bilmemeleri ve hayatın genelde mutluluk arayanların yoluna taş koyması gibi nedenlerle işler yolunda gitmez. Trajediyle komediyi şahane bir ustalıkla dengeleyen film, Kaurismäki’ye has sessiz kopukluklar, Nordik mizah, melankoli ve şarkılarla dolu. Film aynı zamanda Finlandiya’nın Oscar adayı oldu.

The Old Oak (Umudunu Kaybetme)

the-old-oak-umudunu-kaybetme
The Old Oak (Umudunu Kaybetme) | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Usta yönetmen Ken Loach’ın son filmi olacağını söylediği The Old Oak, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmıştı. İngiltere’nin kuzeydoğusunda bir maden kasabasında geçen film, madenin kapanmasının ardından sistem tarafından gözardı edilenlerin hikayesini anlatıyor. Duygusal olduğu kadar iyimser bu filmin odağında da kasabanın tek pub’ı The Old Oak yer alıyor. Bir zamanlar canlı, cıvıl cıvıl olan kasabayı gençler terk etmiş, geride kalanlar eski âdetlerini gururla korumaya çalışmaktadır. Emlak fiyatları düşünce Suriyeli göçmenler buraya yerleştirilir. İki topluluk arasında bir dostluğun ya da belki bir aşkın doğması mümkün müdür? Tüm bunların cevabı Loach’ın son filminde saklı.

Poor Things *Kapanış Filmi*

poor-things
Poor Things | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

Venedik’te Altın Aslan’ı kazanan Yorgos Lanthimos, The Favourite‘tan beş yıl sonra yine bir dönem filmiyle yeniden Filmekimi’nde olacak. Emma Stone ise bu kez Victoria döneminde, ölüyken diriltilen Bella Baxter rolünü üstleniyor. Sıradışı yöntemleriyle dikkat çeken dahi doktor Godwin Baxter, ölen Bella’yı tıpkı Dr. Frankenstein gibi diriltir. Dünyayı kendi gözleriyle görmeye aç Bella, havalı bir avukatla kaçıp birlikte kıtaları aştıkları bir maceraya atılır; döneminin önyargılarından ve baskıcı kafasından azade yeniden doğduğu için eşitlik ve özgürlüğün savunucusu olur. Yıldız dolu oyuncu kadrosuyla da öne çıkan film, The Favourite ve Cruella’nın da senaryolarını yazan Tony McNamara tarafından Alasdair Gray’in 1992 tarihli romanından sinemaya uyarlandı.

filmekimi-2023-2
Filmekimi 2023 | Fotoğraf Kaynağı: İKSV

13-22 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul, 20-22 Ekim 2023 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirilecek Filmekimi 2023’e dair merak ettiğiniz diğer tüm ayrıntılara etkinliğin web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. Şimdiden filmlerin büyülü dünyasında iyi seyirler.,

Kapak Fotoğrafı: İKSV

İlginizi çekebilir: Selis Atakoy’dan Past Lives