Sen de mutfağa adımını atar atmaz başka bir dünyanın içine girdiğini hissedenlerden misin? Peki, ne sıklıkla peşinden gidiyorsun içindeki özveri ve merak dolu, yenilikçi tutkunun? İçindeki gurmeyi keşfedeceksin bu yazıda. Öncü olmayı ruhunda taşıyan Longines Spirit’in ilhamı sana eşlik ederken, gastronomi dünyasında yeni kapılar açan birbirinden özel isimler ile tanışacaksın.

Gastronomi
Gastronomi | Fotoğraf: Unsplash / Elle Cosgrave

Bir şef için mesleğinin en güzel taraflarından biri şüphesiz güzel tatlar, gülen yüzler bırakmak ardında. Ama bir yandan, gastronomi dünyasının içinde olmak bunun çok daha ötesinde bir şey. Büyük bir parçası, farklı mutfak kültürlerini, pişirme tekniklerini ve çok daha fazlasını bitmek bilmeyen bir hevesle araştırmak örneğin. Hazırladığın her tabağın senden önceki şeflerin yüzyıllar süren deneyimlerinin bir toplamı olduğunu bilerek çalışmak. Pişirdiğin her yemeği başlı başına bir hikaye, tarihin bir yansıması olarak görmek ve tıpkı Longines Spirit gibi, gelenekseli çağdaş olanla başarıyla bir araya getirmek. Bir felsefeye, ayakları yere basan sağlam bir duruşa sahip olmak ayrıca: Yerele değer vermek ve sürdürülebilirliği esas almak. Mesleğine, tabaklarını hazırladığın ürünlere ve sunduğun insanlara saygı duymak. En önemlisiyse çok, hep çok çalışmak. Belki tek bir tabağı 50 kez yeniden yapmak, kusursuzluğa ulaşana, en iyiyi başarana dek, pes etmeden devam etmek.

#LonginesSpirit #ThePioneerSpiritLivesOn

Tüm bunları çok iyi bilen, ruhundaki öncüyü dışarı yansıtmak için büyük istek duyan bir gurme var içinde; onu dinle. Tutun ona ve yolunda emin adımlarla ilerle. Hatalar yap, tökezle ama her seferinde ileri gitmekten vazgeçme. Gel, bu yolda eşlikçin ilham aldığı öncülerin ruhunu taşıyan yeni modelleriyle, Longines Spirit koleksiyonu olsun. Onun yaptığı sen de içindeki efsanevi öncüyü onurlandır ve onun çevresine ilham saçan ruhunu kutla. Bu yolda ilk adımınsa en iyi olacağını bilerek hiç pes etmeden çalışıp başaranların hikayelerine kulak vermek olsun…

Massimo Bottura
Massimo Bottura | Fotoğraf: Sotheby’s

Massimo Bottura. 2010 yılından bu yana Dünyanın En İyi 50 Restoranı Ödülleri’nde ilk 5’e giren, üç Michelin yıldızlı restoran Osteria Francescana’nın şef patronu. Aynı zamanda toplumları gıda israfıyla mücadele etme yolunda teşvik etmeyi amaç edinen sivil toplum örgütü Food for Soul’un da kurucusu. Modena’da doğup büyümüş İtalyan şef, bir röportajında gastronomiye olan tutkusunu şöyle anlatıyor: “Çocukluk günlerimde, büyükannem tortellini katlarken mutfak masasının altına saklanırdım. Unlar etrafıma saçılırken, ben de büyükannemin büyük zahmetlerle hazırladığı tortellinileri o görmeden çalabilirdim. Çiğ halde ağzıma atar ve tadı ortaya tamamen çıkana dek uzun süre çiğnemeye devam ederdim.” Bugün, İtalyan mutfağına getirdiği kendine özgü yorumla dünya çapında tanınan bir şef olmasını kendisini içinde bulduğu çok sayıda deneme ve yanılma ile beraber gelen keşiflere borçlu. Bunun en güzel örneği, dünyaca ünlü “Oops! I dropped the lemon tart” tabağı. Akşam servis sırasında yere düşen o limonlu tart, Bottura tarafından bir hata olarak görülseydi eğer, günümüzde kusur gibi görünen her şeyin içindeki güzelliği temsil eden ikonik bir tabağa dönüşmezdi şüphesiz…

Julia Child
Julia Child | Fotoğraf: Insider

Julia Child. “Kimse harika bir aşçı olarak doğmaz. Yaparak öğrenir.” Bu söz, Amerikalı şef, yazar ve televizyon programcısı Julia Child’a ait. 1960 ve 70’li yıllardaki televizyon programlarıyla Amerikalılara Fransız mutfağını ve pişirme tekniklerini tanıtan ve ekranlarda aşçılık öğreterek de her iki konuda öncü olan isim. Günümüzün yaygın yemek programlarının ilk kıvılcımlarından birini atan kişi. Eğer Julia Child’ı tanıyorsanız, en bilinen kitabının 1961 yılında yayınlanan ‘Mastering the Art of French Cooking’ olduğunu da biliyorsunuzdur. Peki, ilk kıtabını yazmasının mükemmeliyetçiliği sebebiyle 10 yılını aldığını biliyor musunuz? 700’ü aşkın sayfası olan bu kitabı önce hiçbir yayınevinin kabul etmediğini? Aldığı red cevapları Julia Child’ı yolundan döndürmüş olsaydı eğer, o meşhur Boeuf Bourhuignon tarifini hiçbirimiz evlerimizde deneyemeyecektik. Sanıyoruz ki, 36 yaşında Le Cordon Bleu’ye başvurduğunda, ev kadınları için hazırlanmış kursu reddedip, sırf daha zorlu bir programın parçası olabilmek için okulun bodrum katında, askerlerin eğitildiği sınıfa yazılmasından anlamak mümkün.

Heston Blumenthal | Fotoğraf: Brian Minkoff- London Pixels

Heston Blumenthal. Birden fazla duyuya aynı anda hitap eden gastronomi alanında öncü, İngiliz bir şef. Alışılmadık tarifleriyle gastronomi dünyasında fark yaratan, yumurtalı dondurma ve bacon gibi ayrı tatların arasındaki uyumu başarıyla ortaya çıkaran şef, yemek yapmaya deneysel bir açıdan yaklaşmasıyla biliniyor. Aynı zamanda dünyanın en iyi restoranlarından biri olan, Berkshire’daki üç Michelin yıldızlı The Fat Duck’ın, Londra’daki iki Micehlin yıldızlı Dinner’ın ve Bray’deki The Hinds Head ile The Crown adlı barların da sahibi.Farklı gıdaları, içerilerinde yer alan moleküler benzerlikleri keşfederek aynı tabaklarda buluşturması zaman zaman eleştiriler topluyor olsa da, konu yemekleri eşleştirme olunca o alanın en önde gelen isimlerinden biri. İmza lezzetlerinden biriyse Blumenthal’in beyaz çikolatası ve havyar eşleşmesi.

Magnus Nilsson
Magnus Nilsson | Fotoğraf: Phaidon

Magnus Nilsson. İskandinav mutfağının ikonik şeflerinden biri, Yeni İskandinav Mutfağı hareketinde önemli bir ses. Aynı zamanda dünyanın en başarılı genç şeflerinden biri olarak gösterilen İsveçli şef, Kuzey Kutbu’nda yeni bir gastronomi noktası yaratmış olmasıyla biliniyor. Sıfırın altındaki derecelerde, yaratacağı yeni tabaklar için ormanda yerel malzeme arayışına çıkan Nilsson, pek fazla ürünün yetişmesine olanak tanımayan ekstrem soğuklarda bile yaratıcılığa ket vurulamayacağının kanıtı. Çok çalışmaya, hep daha iyi olmaya ve gelişmeye olan tutkusunu söz sözlerinden anlamak mümkün: “Kendinizi ne kadar çok limitlerseniz, o kadar yaratıcı olmanız gerekir.”

youtube play youtube play

İçindeki gurmeye, yaratıcı şefe kulak ver. Hikayelerini dinlediğin tüm bu isimlerin kararlılığına ve tutkusuna sen de sahipsin, fark et. Gel, bu farkındalığı sana; güvenilirliği, hassaslığı, dayanıklılığı ve orijinal teknolojisi sayesinde tarihte öncü olan birçok başarı hikayesine eşlik eden Longines Spirit* yaşatsın.

* Geçmişin yenilikle harmanlandığı Longines Spirit koleksiyonundaki modeller, pilotların kullandığı saatlerin geleneksel özellikleri, çağdaş çizgiler ve kodlarla bir araya geliyor. Büyük kurma kolu, flanş, kristali çevreleyen belirgin basamak, kadranın fontu, pırlanta şeklinde indeksler ve büyük parlak “baton” ibreler havacılıkta çığır açan günlerden bugüne kalan parçalar. Yeniden işlenen ve güncellenen bu parçalar, saatlerin çağdaş tasarımına uyum sağlıyor.  

Şimdi, Longines Spirit Koleksiyonu’nu keşfet.

Kapak fotoğrafı: Insider