Haberler

Dall-E, kurucuları arasında Elon Musk ve Sam Altman gibi isimler olan; misyonunu, “yapay zekanın tüm insanlığa fayda sağlaması” olarak ifade eden OpenAI’den yazılı tanımlar üzerinden görseller yaratan bir yapay zeka servisi.

Yani Dall-E ile yapabileceklerinizin sınırı hayal gücünüze bağlı. Ona aklınıza gelen en tuhaf şeyi verdiğinizde dahi Dall-E size sıfırdan çizdiği bir illüstrasyon veya mevcut veri tabanından harmanladığı görseller sunabiliyor. Öyle ki ondan herhangi bir meyveye benzeyen bir mobilya talep ederken renginde, çeşidinde veya mobilyanın kendisinde değişiklik yapmak mümkün. Moda tasarımı, endüstriyel tasarım, mimari tasarım ve reklam tasarımı gibi, sık sık görsel kullanılan sektörler için şimdiden büyük ses getiren Dall-E; olumsuz etkileri üzerine düşündürüyor. Animasyon çalışmalarında büyük kolaylık sağlayacağından ve stok fotoğrafçılığa büyük zarar vereceği gibi konularda endişe yaratan Dall-E’nin ne zaman ve hangi şartlarla kullanılmaya başlanacağı henüz belli değil.

Haberi Öneren ve Haber metni: Merve Canbolat Ateş

Geçen yıl Mart ayında başlayan pandemiden beri Zoom gibi uzaktan iletişim uygulamalarının kullanımı seri bir biçimde arttı. Pandemi öncesinde var olan ve kullanılan ancak pandemi süresince kullanımı artan uygulamalardan birisi de Discord. 

Oyuncular birbirleriyle rahat iletişim kursun diye kurulmuş, sonrasında tüm internetin buluşma noktalarından biri olmayı başarmış bir platform olan Discord yükselen bir trend olan sesli sohbet odalarından yalnızca biri. Bigumigu‘nun haberine göre Discord 1 yıldan kısa bir sürede kullanıcı sayısını %50 oranında artırmayı başardı. Sesli sohbet odalarının gördüğü bu ilginin nedeni ise Zoom ya da başka bir uygulama ile toplantıya girmek demek, toplantıdaki kişilerin diğer tüm işlerini o sırada askıya alması anlamına gelirken, sohbet odalarının günlük ofis düzenini andıran bir biçimde bir toplantı organize etmeden ekiple bir konuyu hızlı bir şekilde tartışabilmeyi sağlayan bir platform sunması.

Webrazzi Ödülleri’nde Martı iki yıl üst üste ‘Yılın Girişimi’ ‘Yılın Girişimcisi’ kategorisinde birinci olan elektrikli scooter paylaşım girişimi Martı’nın kullanıcı sayısı 5 milyonu geçti.

Girişimci Oğuz Alper Öktem 2018’de kurduğu Martı’ya ilişkin olarak: “Aslında Martı, yeni bir fikir değildi. 2016’dan sonra elektrikli scooter’lar büyük kentlerde artan araç trafiğine bir çözüm olarak ortaya çıkmıştı. Fransa, Portekiz, Belçika gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ABD’de hızlı biçimde yayıldı. Biz scooter kiralama şirketi değil, ulaşım sektörüne hizmet veren bir teknoloji şirketiyiz.” ifadelerini kullanıyor. “Farklı araç tipleri ile insanlara hizmet vermek en büyük hedeflerimizden. Bu bağlamda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yakın zamanda sürprizlerimiz olacak.” diyen Öktem, daha  fazla yatırım alarak, ülke adına milyarlarca dolar değer yaratma amacında olduklarını belirtiyor.

CES 2021’de Robotik kategorisinde Best of Innovation Awards ile ödüllendirilen Yapay zeka destekli robot MOFLIN hayvanlar gibi gelişen duygusal yeteneklere sahip.

BiguMigu‘nun haberine göre kahverengi ve gri tonlarda iki farklı rengi bulunan yumuşak tüyler tıpkı bir evcil hayvanınki gibi bir his yaratıyor. Sevimli sesler çıkaran ve hareket eden robot, çevresinde olanları değerlendirebilen ve işleyebilen bir yapay zeka algoritmasına sahip. Özellikle yalnız yaşayan ancak hayvanlara alerjisi olanların seveceği MOFLIN bir evcil hayvanla kurulan etkileşimi taklit ediyor ve yuva benzeri şarj ünitesinde şarj edilebiliyor. Kickstarter fonlaması şimdiden 600 bin doların üzerinde olan MOFLINler 2021 ilkbaharında evlerine ulaşmaya başlayacak.

Pandeminin olumlu etkilediği nadir sektörlerden biri olan mobil uygulama pazarına ilişkin olarak Sensor Tower’ın paylaştığı bilgilere göre 2020 yılında mobil uygulamalara 111 milyar dolar harcadık. 

Eğer 90’lar klasiklerinden Cluless’ı izlediyseniz filmin başında Cher’in okul için sanal bir hali üzerinden giysi denemeleri yaptığı program mutlaka ilginizi çekmiştir. Pek çok kişinin yıllardır düşlediği bu teknolojiye en çok yaklaştığımız anlardan birini ise P.E Nation, yarattığı Instagram filtreleri ile sunuyor. 

Özellikle pandemi sırasında moda dünyasının daha çok sarıldığı teknoloji, sonunda bizleri çoğunlukla yorucu ve özellikle de içinde bulunduğumuz bu dönemde hijyen durumu konusunda endişeler taşıdığımız giysi deneme kabinlerinden kurtarmaya geldi. Yaratıcı ajans Andpeople ile iş birliği yapan spor giyim markası P.E Nation‘ın koleksiyonu için yaratılan özel Instagram filtreleri, koleksiyonunun ruhuna uygun olarak karlar içinde. Sistem ise şu şekilde işliyor:  3 farklı 3B parçanın denenebildiği filtre sayesinde kullanıcı kendini karlı bir açık hava sahnesinde seçtiği parçayı giymiş olarak izleyebiliyor. Potansiyel müşteri, olumlu karar verirse doğrudan şirketin internet mağazasından satın alma aşamasına geçebiliyor.

The Information tarafından paylaşılan bir habere göre Zoom, Microsoft ve Google gibi üretkenlik devlerine rakip olmak amacıyla platformuna e-posta, mesajlaşma ve takvim gibi özellikler ekleyecek.

Pandemi ile birlikte kullanımı kitlesel bir biçimde artan ve bu süreçten en karlı çıkan şirketler arasında yer alan Zoom’un 2020 mali yılının ikinci çeyreğinde şirketin geliri 663,5 milyon dolara ulaşmış ve platform App Store’da indirilme rekoru kırmıştı. Her ne kadar halen salgından kurtulunamamış olsa da çeşitli aşı ve ilaç çalışmalarında ilerleme elde edilmesi ile birlikte ofislere ve okullar dönüşmesi halinde yakalamış olduğu ivmeyi kaybetmek istemeyen Zoom çeşitli yenilikler için hazırlık yapıyor. Söylentiler arasında Zoom’un kurumsal müşterileri elinde tutabilmek için e-posta, takvimler ve mesajlaşma hizmetleri gibi daha fazla şirket içi üretkenlik aracı sunmayı hedeflediği var.

Silk Pavilion II ismindeki inovatif yöntemle ipekböceklerine zarar vermeden, sürdürülebilir bir biçimde ipek elde edilmesi hedefleniyor. 

Devasa bir çadıra benzeyen sistemde 10 gün boyunca insan-ipekböceği işbirliğinde 17.532 ipekböceğinin katılımı ile dünyanın çapından daha uzun ipek iplik elde edildi. Sistem ipek böceklerini ipeği koza şeklinde değil de düz bir biçimde üretmeleri için yönlendiriyor. Böylece larvalara zarar vermeden sürdürülebilir bir biçimde ipek elde edilmesini sağlıyor. Bu yapılandırma ile hedeflenen ise ipekböceklerine gözden çıkarılabilir işçiler yerine tasarımcılar gibi davranılması.

Pandemi ile boğuştuğumuz 2020 yılında yapay zeka pek çok alanda öne çıkara insanın dostu olduğunu kanıtladı. Gelin 2020 yılının bu alanda öne çıkan pozitif gelişmelerine bir göz atalım.

-Hastane odalarını UV ışıkları ile dezenfekte eden otonom robotlar kullanılmaya başlandı.

-Japonya’da bir üniversitede öğrencilerin pandmemi sırasında bu ritüelden mahrum kalmamaları için Zoom ile robotlar üzerinden katılabildikleri bir mezuniyet töreni düzenlendi.

-Singapur’da robot köpekler kamusal alanlarda sosyal mesafenin korunmasına yardımcı oldu.

-San Fransisco merkezli tasarım tasarım firması Edge Innovations tarafından üretilen gerçekçi robot yunus balıkları eğlence parklarında rehin tutulanların yerini aldı.

-Björk, Microsoft ile iş birliği yaparak hava durumu ve güneşin konumuna bağlı olarak değişen yapay zeka temelli müzik üretti. Kompozisyon New York’ta bulunan Sister City otelinde durmaksızın çalındı.

-Koreli start-up Neofect, felçli hastaların nesneleri tutmasını ve kaldırmasını sağlayan bir eldiven üretti.

-Amsterdam temelli fotoğrafçı Bas Uterwijk, ünlü ve tarihi isimlerin süper gerçekçi portrelerini oluşturdu.

Apple’ın 2015 yılından beri üzerinde çalıştığı elektrikli ve sürücüsüz bir otomobil, “Apple Car” 2024 yılında karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. 

Henüz nasıl görüneceği ve ne gibi teknik özelliklere sahip olacağı konusunda ise herhangi bir bilgi bulunmuyor olmakla birlikte Webrazzi’nin haberine göre Apple Car otonom sürüş yeteneklerine ve gelişmiş bir pil teknolojisine sahip olacak. Apple’ın Project Titan olarak bilinen ilk otomotiv projesinin başına ise daha önce Apple’dan ayrılan ve Tesla’da çalışan ardından bu projeyi denetlemek için geri dönen Doug Field bulunuyor. Otonom araç üretimi son yıllarda pek çok şirketin üzerinde çalıştığı bir konu haline gelmiş olsa da, aracın üretilmesindeki zorluğun yanı sıra, lojistik ve pazarlama gibi çok ciddi maliyet gerektiren unsular barındırması nedeniyle büyük şirketlerin için dahi zorlayıcı bir süreç. Apple Car’ın üretim sürecine ilişkin ihtimaller arasında Apple’ın sadece aracın otonom sistemini üretmesi ve aracın kendisinin başka bir geliştirici tarafından üretilmesi de var.