İsveç, diğer İskandinav kardeşleri gibi ulusal sembol haline gelmiş büyük besteci çıkaramamış. Finler’in Sibelius’u, Norveçliler’in Grieg’i, hatta Danimarkalılar’ın Nielsen’i var. Belki biraz Lars-Erik Larsson’dan söz edilebilir ancak İsveç klasik müzik alanında büyük çapta bir besteci yetiştirememiş. Öte yandan konu pop ve rock türlerine geldiğinde işin rengi değişiyor. İsveç, muhtemelen İngiltere ve İrlanda’dan sonra bu türlerde Avrupa’da en çok solist ve grup yetiştiren ülke.

İsveç denince akla ilk olarak elbette 1970lere popüler disko müziğine damga vurmuş ve kült statüsüne yükselmiş; İsveç için Volvo, IKEA gibi ulusal bir sembol-marka statüsü kazanmış ABBA gelir. ABBA bugün Stockholm-Djurgårdsväge’de onuruna büyük bir müze açılmış olan bir küresel popüler kültür ikonu, bir fenomen. İtiraf etmek gerekir ki ABBA’nın müziği kitsch sınırlarında dolaşan, yüksek müzikal kaliteden ziyade ruh haline göre dinleyeni hızlıca yakalayan basit ama etkili sözlere ve insanda durmadan dans etme isteği uyandıran disko ritmlerine dayanır. ABBA sonrasında da İsveç popüler müzik ortamına ABBA kadar kült olmayan ama büyük kitlelere ulaşıp müzik listelerinden kendilerine çok üstlerde yer bulan pek çok grup da damgasını vurmuştur. Pop-rock alanında The Roxette, The Cardigans, Kent ilk akla gelen gruplar arasındadır. 90lar’ın önde gelen pop-dans gruplarından Ace of Base de İsveç popüler müziği söz edildiğinde anılması gereken bir gruptur. Bir de görece ABBA’nın yolundan giden ama kitsch sınırlarını aşan Alcazar gibi dans grupları var. Bunlar yanında tüm İskandinav ülkelerinde kendi alt-kültürünü yaratmış ve bir müzik türünün ötesine geçerek bir kült, bir tarikat haline gelmiş heavy-metal, death-metal ve türevleri bulunuyor ancak o alan bana gezegenler kadar uzak; konuyu uzmanlarına bırakmak lazım.

Bizim konumuz, bu yazıya ilham kaynağı olan (ve geçtiğimiz günlerde Salon İKSV’de dinlediğimiz) El Perro del Mar’ın da dahil olduğu bir başka tür, indie alanı. İsveç bu türün geniş olanakları içinde kendine özgü müzik yapan ve bu sayede de küçük takipçi grupları oluşturan gruplar çıkarmakta oldukça başarılı bir ülke. Bu yazıda benim de izlediğim 10 İsveç Indie-Pop Grubu hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum. Elbette müzik söz konusu olduğundan alabildiğine kişisel bir liste.

isvec – airfrance
Air France

10. Air France

Aslında müzikleri ‘sahil köpüğü müziği’ veya Akdeniz’deki İbiza gibi adaların yaz partilerine gönderme yaparcasına ‘Balear diskosu’ olarak nitelendirilse de Air France, farklı müzik türlerinden beslenen eklektik bir dans müziği yapıyor. Chill-out, elektronik, 60lar popu, Fransız şansonları ve Koop tarzı elektronik jaz gibi çok farklı türlerin izlerinin bulunacağı Air-France, müzikal kaltesi yüksek dans müziği arayanlar için iyi bir alternatif olabilir.

isvec – junip
Junip

9. Junip

Son yıllarda dünya indie-folk sahnesinde adından sıkça söz ettiren Arjantin asıllı Jose Gonzalez’in aynı zamanda üyesi olduğu folk-rock grubu Junip dikkate alınması gereken bir müzik yapıyor. Yumuşak melodileri, yaylılarla zenginleştirilmiş armonik yapıları Junip’i indie-folk camiasının önemli bir üyesi yapıyor. Özellikle The Secret Life of Walter Mitty film müziklerinde yer alan Don’t Let It ve Far Away grubun en bilinen şarkıları olsa da grubun müzikal kalitesinin doruğa ulaştığı şarkı Line of Fire.

Screen Shot 2016-12-16 at 16.59.50
Bob Hund

8. Bob Hund

Ne olduğu tam tanımlanamayan, oldukça özgün bir müziği var grubun. Eleştirmen Kristoffer Noheden grubun müziğini tanımlamaya çalışırken şöyle diyor: ‘‘Bir parça Kraftwek dokunuşuyla Pere Ubu ve Pixies müziklerini birleştirdiğinizde duymayı bekleyeceğiz bir tarz.’’ Performansa dayanan, punk-rock, elektronik ve hatta alttan alta folk tınıları duyulabilecek bir tarzı olan grubu dinlemek ilginç bir müzikal deneyim vadediyor.

isvec – miike snow
Miike Snow

7. Miike Snow

Amerikalı şarkıcı Andrew Wyatt ile İsveçli prodüktör ikili Bloodshy&Avant’dan oluşan indie-pop grubu Stockholm’da 2007 yılında kurulmuş. Şu ana kadar iki stüdyo albümü yapan grubun prodüktör ikilisi Kylie Minogue, Madonna ve Britney Spears gibi isimlerle yaptıkları çalışmalar ile tanınıyor. Hatta dans müzikleri alanına bir Grammy ödülleri bile var. Wyatt’ın gruba katılması ile birlikte müzik çalışmalarına başka bir yön veriyorlar. Animal ile büyük başarı kazanan grup kendi albümleri dışında Kings of Leon, Depeche Mode gibi gruplara remix yapıyorlar. Mark Ranson’un da grubun şarkılarına remix yaptığını hatırlatmak gerekir.

isvec – the radio dept
The Radio Dept.

6. The Radio Dept.

Son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir başka İsveçli indie (dream) pop grubu olan The Radio Department, 1995’de kurulmuş bir grup aslında. Bir süre çok popüler olamayan grup asıl bilinirliliğini Sofia Coppola’nın Marie Antoinette filminin film müziklerine verdikleri üç parça sayesinde sağlıyor. Hareketli, kimi zaman yüksek tempolu ama zamanla karanlıklaşan bir atmosfer yaratan bir müzikleri var. Dinledikçe Coppola’nın filmi için niçin grubu seçtiğini de anlamış oluyoruz. Marie Antoniette’in süre geçtikçe dağılan yaşamı için iyi bir arka plan oluşturacak bir müzikleri var. 90lar’ın kült gruplarından dream-pop türünün öncüsü Cocteau Twins’i andırıyorlar ama onun avant-garde tarzı The Radio Dept’de yok; Twee Pop türüne daha yakın duruyorlar. Grubun web sitesine bakılırsa Chet Baker’dan Pet Shop Boys’a, Joy Division’dan Frank Sinatra’ya çok farklı esin kaynakları olduğunu ifade ediyorlar.

isvec – billie the vision
Billie the Vision & The Dancers

5. Billie the Vision & The Dancers

Sevimli, hareketli melodilere dayanan; Twee Pop tarzının iyi bir örneği olarak sayılabilecek bol üyeli ve enstrümanlı bir müzikal anlayışa sahip olan grubun şarkıları farklı reklamlarda kullanılıyor. Grubun şarkıları web sitesinden MP3 formatında bedava olarak indirilebiliniyor. Grup karşılığında küçük bağışlar talep ediyor. Bazıları için müzikleri klişe ve yumuşak gelebilir ama rahat yumuşak melodileri bünyede rahatlama yaratıyor. Friday I’m in Love cover’ı çok başarılı değil ama A Man from Argentina ve özellikle Twee Pop türünün sembol şarkılarından Summarcat iyi hissedirir.

isvec – lykke li
Lykke Li

4. Lykke Li

Lykke Li İsveç’in son yıllarda yetiştrdiği kült bir popüler kültür ikonu olan şarkıcı ve model Li Lykke Timotej Zachrisson’un sahne adı. I Follow the Rivers ve No Rest for the Wicked ile uluslararası bir yıldız konumuna yükselen Lykke Li yönetmen David Lynch’in The Big Dream albümünde de misafir olarak yer almış. Moda ve reklam çalışmalarına da devam ediyor Lykke Li.

3. Komeda

Çok özgün bir pop grubu olan Komeda, adını Avrupa Jazz Müziği’nin öncüsü sayılan ve Roman Polanski filmlerine yaptığı müziklerle de tanınan büyük Polonyalı Jazz Piyanisti ve besteci Krzysztof Komeda’dan alıyor. Listedeki diğer grup ve solistlere göre daha eski bir grup olan Komeda, 1991’den bu yana müzik yapıyor. Bazı müzikleri Old Navy, Nindendo gibi markaların reklamlarında kullanılmış. Komeda, hareketli, farklı türlerden etkilenen sofistike bir müzikal anlayışa sahip. Stereolab ve art-pop ile de yakınlaşıyor.

isvec – koop
Koop

2. Koop

İsveç’in soğuk ikliminden değil de sıcak yaz akşamlarından, yudumlanan renkli kokteylerin, chill-out gecelerinden kopup gelmiş izlenimi veren Koop müzikal kalitesi yüksek bir füzyon sunuyor dinleyicisine. Bu listedeki diğer gruplardan farklı olarak caz, indie-pop, electronic, ambiant ve chill-out karışımı bir müziği olan Koop oluşturduğu tarz ile yeni bir türe imza atmış denebilecek derecede özgün ve önemli bir grup.

isvec – el perro del mar
El Perro del Mar

1. El Perro del Mar

Soğuktan gelen İsveçliler’in İspanya sevdası anlaşılabilir. I’m From Barcelona’dan sonra İsveçli şarkıcı Sarah Assbring da müzik projesi için bir adım ileri giderek kendine İspanyolca “Denizin Köpeği” anlamına gelen El Perro del Mar adını seçiyor. Indie pop’un melankolik tarafında duran El Perro del Mar’ın 2009 tarihli Love is not Pop albümü ve o albümden Change of Heart başyapıt seviyesinde. Dinleyiciyi hemen yakalayan melodileri ince detaylarla derinleşiyor ve zamanla aslında ilk duyduğunuzdan daha derin ve sofistike bir müzikle karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz.

Bu liste dışında yer alan Belle & Sebastian ve Scott Walker etkileriyle melankolik ve söze dayanan gitarlı pop müziğiyle Jens Lekman; kaliteli pop-rock anlayışıyla Oh Laura ve 28 kişiden oluşan, farklı entrümanların kullanımıyla Twee Pop’a yeni bir yorum getiren I’m From Barcelona İsveç söz konusu olduğunda dikkate alınması gerekenlerden…

Bu listede sözü edilen grup ve solistlerden örneklerin yer aldığı Spotify Listesi’ne buradan ulaşabilirsiniz.