Takvimler 1959’u gösteriyor. New York sokaklarında yürüyoruz. Her şey olabildiğince “maksi” ve deyim yerindeyse şaşaalı. Museum of Modern Art’a giriyoruz, o da ne? Minimalizm akımının öncülerinden ressam Frank Stella’nın simsiyah bir eseri ile karşılaşıyoruz. O zamana kadar sanat olarak bildiklerimizden çok farklı, sade, geometrik ve oldukça derinlikli. Minimalizm o günden itibaren ele geçiriyor bizi. İyi ki. Çünkü minimalizm etkisiyle tasarlanmış her şeyde artık yalnızca sanatçının işçiliğini değil, hislerimizi ve düşüncelerimizi de görebilmeye başlıyoruz. Çok geçmeden mobilyalar, mimari, moda ve hatta yaşam da sadeleşmeye başlıyor. “Sessiz lüks” minimalizm sayesinde doğuyor. Bugün bu akımın mücevher halini tanıtmak istiyoruz size. Karşınızda sanatı her gün yanımızda taşıyabileceğimiz formuna, mücevherler aracılığıyla kavuşturan Pandora’nın yeni koleksiyonu Signature.

Mondrian’ın geometrik ve minimalist eserlerini düşünelim. Bir tanesi evimizde olsa, ondan hayat boyu asla sıkılmazdık değil mi? Bizce sebebi paha biçilemez olması değil. Ona her baktığımızda başka düşünceler beslememize, hayal kurmamıza alan açan sadelikte olması. Pandora’nın Signature koleksiyonunu gördüğümüz anda da tam olarak böyle hissettik: “Bu koleksiyonun hiçbir parçasından asla sıkılmam. Gece, gündüz, şık bir davette veya sporda. Hep takabilirim ve kim olduğumu tanımlayan bir sembol edinmiş olurum.”

Öncelikle, koleksiyonda dairesel motiflerle süslenen minimalist tasarımlara, Pandora logosu ve pavé gibi Signature koleksiyonunun ana tasarım öğelerine bol bol yer verilmiş. 925 ayar gümüş tasarımlar Pandora I-D Bileklik gibi Pandora’nın 14 ayar pembe altın kaplamasına ve göz kamaştıran pavé detaylarını içeren iki tonlu eşsiz bir bitişe sahip. Ayrıca her bir parça, elde tamamlanarak geleneksel mücevher tasarımının ince işçiliğine de selam veriyor.

İmza takı nasıl olmalı?

Bir mücevher tutkunuysanız bilirsiniz; sade ve geometrik parçaların güçlü görünüme de sahip olanlarını bulmak zordur. Hiç fark edilmeme riski taşırlar. Oysa hem zarafeti, hem de ışıltıyı aynı anda isteriz. Signature koleksiyonundaki her tasarım, “ben takılmak için seçildim ve buradayım” diyor. Fakat bağırmıyor, çabasız ve sofistike bir tavırla fısıldıyor. Örneğin, favorilerimizden Signature I-D Pavé Bilezik. İster üst üste birden fazla takalım, ister tek başına. Kilit kısmından formuna kadar her detayı ile gün boyu çıkarmak istemeyeceğimiz bir parça. Hiç çıkarmak istemeyince, haliyle “imza takımıza” dönüşüyor. Signature koleksiyonu da isminin hakkını böylece vermiş oluyor.

Renklerle oynayın

Pandora, her şeyden önce kişiselleştirebilmenin markası. Signature koleksiyonundaki tasarımlar da yine Pandora ruhuna özgü oyun alanımız gibi. Pembe, gold, gümüş renklerin üçüyle de farklı farklı kombinasyonlar yaratabiliyoruz, hayal gücümüz ne kadar isterse! Bu yüzden koleksiyonun farklı renkleri bir arada kullanmaya imkan tanımasına bayıldık.

Mesela, Signature I-D açık bilezikler üç farklı renk seçeneğine sahip. Üçünü üst üste kullanıp kendi imzanız haline getirebilirsiniz. Işıltılı ve kalpli yüzüklerle logolu yüzükleri aynı anda, birbirini dengelerken görür gibiyiz.

İyi kalpli mücevherler

Tüm koleksiyonlarının merkezinde “sevgi” olan Pandora, üretim konusunda da sevgi dolu ve iyi kalpli.  Signature koleksiyonundaki yeni mücevherler, Pandora’nın sürdürülebilirlikte liderlik taahhüdüne uygun olarak tüm taşların laboratuvar ortamında yetiştirilmesi ile tasarlanmış. Elde tamamlandığını, adil üretim yapıldığını bildiğimiz için Pandora’nın bir takısını alırken, koleksiyonun ikonik özelliklerini taşıyan bu kolyedeki gibi üzerinde Pandora logosu bulunması bizi mutlu ediyor.

Hiç çıkarmadığınız, şans getirdiğine inandığınız imza mücevherinizle yakından tanışmak için koleksiyonun tamamına buradan göz atabilirsiniz.