Pandeminin neredeyse bir seneye ulaştığı bu günlerde hala evimizde kalmaya devam ediyoruz. Çoğu zaman sadece marketlere ya da fırına gitmek için evimizden çıkıyor, sosyalleşemiyor, sevdiklerimizi göremiyoruz. Hareket alanımız daraldı ve beslenme alışkanlıklarımız değişti. Her şey üstümüze geliyorken bir de bizlere dayatılan güzellik algılarıyla kendimizi iyice yetersiz hissediyoruz… Bu konuya geçtiğimiz haftalarda Instagram hesabı üzerinden değinen Negin Mirsalehi; Covid öncesi ve şimdiki halini paylaşarak, bize dayatılan algılarla mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlamamızı sağladı. Bu paylaşımlar kendini yetersiz hisseden milyonların sesi oldu adeta…

Pandemi Öncesi Ve Şimdi | Fotoğraf: Ivan Samkov (pexels.com)

Covid-19 ortaya çıktığı günden beri aslında bize birçok anlamlı ders de verdi. Sevdiklerimizi görmenin, doğayla buluşmanın, temiz bir havayı solumanın, arkadaşımızla bir fincan kahve içmenin, yürümenin değerini bir kez daha anladık. Hep nefret ettiğimiz kalabalık caddeleri bile arar olduk. İşe, ofise, okula gittiğimiz, arkadaşlarımızla buluştuğumuz, mağazalarda dolaşıp alışveriş yaptığımız, spor salonlarında sporumuzu yaptığımız, yürüyüş parkurlarında ve sahillerde yürüdüğümüz o günlerin aksine belki de artık sadece markete gitmek için hareket etmiş oluyoruz.

Duygusal Açlık ve Yemek

Hafta sonu yasaklarında tamamen evimize kapanıyor, çareyi tüm gün yatıp dizi izlemekte buluyoruz. Kendimizi alıştık sansak da aslında hepimizin psikolojik olarak zorlandığı zamanlardayız. Evden çıkmaya, birkaç farklı yüz görmeye, evimiz dışında bir yerde yemek yemeye biliyorum ki hepimiz çok ihtiyaç duyuyoruz. Bu stresli ve yapacak hiçbir aktivitenin kalmadığı dönemlerde hepimizin rotası genelde mutfağa çevriliyor. Değişik bir etkinlik olsun diye ekmekler pişiriyoruz, yeni kek tarifleri deniyoruz… Canımız sıkıldıkça bir şeyler atıştırmaya ihtiyaç duyuyor, duygusal boşluğumuzu çoğu zaman yemeklere saldırarak kapatmaya çalışıyoruz. Sonra da kendimizi suçluyoruz: Acıkmamışken bunu neden yedim? Bu keki pişirmeme gerek var mıydı? Keşke internette gördüğüm tarifi denemeseydim…

Duygusal Açlık | Fotoğraf: Arina Krasnikova (pexels.com)

Bu moral bozukluğu ve pişmanlıklar silsilesi içinde çoğumuz evde spor yapmaya motive olamıyoruz. Pandemi dönemi başlangıcında bir heves aldığımız spor matlarımız, kol ve bacak çalıştırma aletlerimiz, izlediğimiz spor videoları rafa kalktı. Virüs kapma korkusuyla belki spor salonuna gitmeye cesaret edemiyoruz. Yasaklar dolayısıyla ya da uygun alanımız olmadığından yürüyüş yapamıyoruz ve yemek yemekle sürekli pişman hissetmek döngüsünün içinde gidip geliyoruz…

Kendimize Haksızlık Etmemeliyiz

Öncelikle anlamamız gereken şey; bedensel ve mental olarak olağanüstü bir durumun içinde olduğumuz. Bu moral bozukluğunu, hareketsizliği, asosyalliği biz seçmedik ve süresini belirleyen kişi biz değiliz. Tamamen kontrolümüz dışında olan bu duruma ayak uydurmak için tüm alışkanlıklarımızdan vazgeçip kendimize yeni alışkanlıklar belirliyoruz ve bu elbette bu çok sancılı bir süreç. Bu süreçte her şey üstümüze geliyorken bir de biz kendimize yükleniyoruz.

Özellikle sosyal medyada daima güzel anların, güzel kıyafetlerin, güzel vücutların kısacası güzel görünen şeylerin paylaşılması sebebiyle arka planlarında ne olabileceğini düşünmeden kendimizi başkalarıyla kıyaslıyoruz. Spor yapanlarla, az porsiyonlu beslenenlerle, IF uygulayanlarla, bizden daha düşük kiloya ya da daha sıkı bir bedene sahip olanlarla sürekli kendimizi kıyaslıyor ve kendimize psikolojik bir baskı uyguluyoruz.

Kendimize anlayış gösterip şefkatli davranmaya en çok ihtiyacımız olan bu dönemde mükemmellik algısına inanmayı seçiyor ve pandemiden sadece bizim etkilendiğimiz illüzyonuna kapılıyoruz…

Negin Mirsalehi: Covid Öncesi Ve Şimdi

Herkes kendi mücadelesini veriyor ve herkesin yolu farklı. Mükemmellik algısını en çok katkıda bulunan modeller de bu durumu kolaylaştırmıyor. Negin Mirsalehi, geçtiğimiz haftalarda Instagram hesabı üzerinden; Covid öncesi ve şimdiki halini paylaşarak, bize dayatılan algılarla mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlamamızı sağladı.

Negin Mirsalehi’nin Bizleri Cesaretlendiren Paylaşımı

“Covid öncesi ve şimdi. Bunu paylaşıyorum çünkü dünkü videoda yüzümün farklı görünmesi hakkında birçok yorum aldım. Bazıları hamile olduğumu, bazıları dolgu yaptırdığımı söylüyor. Aslında kilo aldım. Dün gece bunu hikayemde paylaştığımda çoğunuzdan çok tatlı mesajlar aldım. (Sadece hikayemde paylaştım.) Siz bana çok sevildiğimi hissettirdiniz ve ben de bu paylaşımla başkalarının da sevilebileceğini hissettirmek istedim.

Dürüst olmak gerekirse soldaki fotoğrafta kendimi daha iyi hissediyordum, düzenli egzersiz yapıyordum. Sağdaki fotoğrafta ise tam tersi hissediyorum ama bu halimi de sevmeye çalışıyorum. Her zaman kolay olmuyor ama ben yine de deniyorum ve zaman zaman herkesin bir şeyler yaşadığını ve bunun normal olduğunu hatırlamaya çalışıyorum. Kötü göründüğümü söylemiyorum, kilo almayı ve vermeyi kabul ediyorum. Sağdaki fotoğraf bu sabah çekildi ve bu günün en az şişkin göründüğüm zamanıydı. Karnımı zorlamadan poz veriyorum. Hamilelik yorumlarının iyi niyetle yapıldığını biliyorum, bunun için mutlu olduğunu söyleyenleri suçlamıyorum. Hepinizi seviyorum, gerekli olmayan şeyleri söyleyenleri bile. ” 

Bu paylaşımın altına onu destekleyen ve aynı durumu yaşayan birçok insan yorum yaptı. Milyonlar bu fotoğrafı tekrar paylaştı ve bunları duymaya çok ihtiyaçları olduğunu söyledi. 

“Solda Covid öncesi ve şimdi. Hamile gibi görünüğüm için crop top giymeyi tercih etmiyordum. Vücudumu göstermek konusunda rahat değildim. Ama sonra fark ettim ki vücudumun değişmesinde sorun yok. Spor yapmak istemiyorsam, sorun değil. Canım ne çekiyorsa onu yemek istiyorum, sorun değil. Muhtemelen hayatım boyunca vücudumun farklı görüneceği birçok aşamadan geçeceğim ve şimdi yaş almak ve vücuduma değer vermeyi öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Not: Tekrar 20 dakikalık egzersizlerden yapmaya başladım ve şu anda iyi geliyor. Unutmayalım ki herkes kendi yolculuğunda.”

Sonrasında bir gönderi daha paylaşarak kendi yolculuğunu ve duygularını takipçilerine anlattı. Bu gönderi de en az diğeri kadar ilgi gördü. Aslında herkesin zor bir dönem geçirdiği ve kuralların bazen uygulanabilir olmadığı konusunda hepimizin içine su serpildi. Bence sadece ihtişamlı hayatların ve kusursuzluğun ilgi gördüğü bu sosyal mecrada vücudunun en kötü halini halini göstermek bir cesaret örneğiydi ve Negin’i bu cesareti konusunda tebrik ediyorum.

Kapak Fotoğrafı: Ivan Samkov (pexels.com)

İlginizi Çekebilir: Mahmut Arslantaş’tan Sağlıklı Yaşam Saplantısı