Son zamanlarda Beeple’ın kırdığı rekor ve Elon Musk’tan Grimes’a ilgi çekici isimlerin kripto sanatlarını satışa çıkarmaları ile kültür-sanat alanında nereye başımızı çevirsek karşımıza çıkan bir trend var: Non-Fungible Token (NFT). Halihazırda bu alanda çalışan ya da teknoloji konusunda yetkin kişiler NFT’lerin ne olduğunu anlama konusunda zaten bir sorunla karşılaşmıyorlar. Ben de benim gibi henüz kripto parayı bile sindirememiş olanlar ve internetten kolayca edinilebilen dijital sanat eserlerinin nasıl olup da milyonlarca dolara satıldığını anlayamayanlar için takip ettiklerim ışığında NFT’lerden bahsetmek istedim.

Beeple’ın NFT Eseri | Fotoğraf: Dezeen

NFT Nedir?

Sanat ve teknoloji özellikle pandeminin başından beri hiç olmadığı kadariç içe geçmeye başladı. Dünya çapında online olarak gezilmeye açılan onlarca sergi, Acı Reçete gibi dijital performanslar, kendi sanat eserlerini yaratan yapay zeka örneği Ai-Da’nın Selfies sergisi ve burada sayamadığım diğer onlarca sanat-teknoloji iş birliği. Bunlara ek olarak pek çok sanatçı çalışmalarını dijital ortamda gerçekleştiriyor. NFT’ler de zaten tam olarak bu noktada devreye giriyor ve bir resim ya da heykel gibi fiziksel olarak sahip olunamayan bu işler, “dijital sertifikalar” gibi de düşünebileceğimiz NFT sayesinde blockchain ile koruma altına alınıyor.

NFT
NFT | Fotoğraf: consequenceofsound.net

Elbette sanat eserlerinin dijital yansıması denebilecek NFT’lerin önemi eserlere ilişkin sahipliği göstermesi. Yani dijital bir görsel, metin ya da video çalışmasına ilişkin yapılan alışverişler bu sistem üzerine kaydediliyor ve bu kayıt esere sahip olduğunun bir kanıtı olarak değerlendiriliyor. Çünkü NFT’ler Bitcoin ve diğer kripto para birimleri gibi, blockchain teknolojisini kullanıyor olsa da onlardan farklı olarak değiştirilemez varlıklar ve o eserin “benzersiz” ve “biricik” oluşunu ifade ediyorlar.

NFT sistemi ayrıca sanatçının müzayede evlerini aradan çıkararak direkt olarak alıcı sanatseverlerle buluşmasına imkan tanıyan bir sistem. Yine sanatçılar satılan dijital eserin yeniden el değiştirmesi üzerinden de komisyon alabiliyor. Benim de ilgimi özellikle bu konu çekti çünkü bu zamana kadar yapılan satışlarda sanatçının eseri bir kere elden çıkardıktan sonra direkt olarak gelir elde edebildiği bir sistem tanımıyorduk. Bir eserinin yüksek fiyatlardan alıcı bulması ise sanatçıya sadece sonraki çalışmaları için bir prestij sağlıyordu.

NFT Gündemi: Beeple, Grimes ve Musk

NFT’lerin sanat eserlerinin satışı sırasındaki yerini anlamak için Beeple örneğine dönersek sanatçının (bilinen ismi Beeple olan  Mike Winkelmann’ın) içerisinde Donald J. Trump, Kim Jong-un gibi politikacılardan Mickey Mouse ve Pokemon’lar gibi gibi çizgi dünyasına ait karakterlere 5000 resmi, 13 yıl gibi uzun bir sürede kolaj tekniğiyle birleştirerek oluşturduğu “Everydays: The First 5000 Days” isimli eserinin satışında, ünlü müzayede evi Christie’s aracı konumundaydı. Christie’s müzayede evine göre ise Beeple’ın online müzayedeyle 69 milyon doların üzerinde bir fiyata alıcı bulan eseri, onu yaşayan en değerli üç sanatçıdan biri konumuna taşıdı.

WarNymph Collection Vol. 1
WarNymph Collection Vol. 1 | Fotoğraf: Dazed

NFT dünyasının yakın zamanda ilgi gören diğer haberleri arasında ise her adımlarını sansasyonel hale getirmeyi başaran Grimes ve Elon Musk var. Daha önce ruhundan bir parçayı satışa çıkaran Grimes için aslında eserlerini NFT formunda sunması sıradan bile sayılabilir. Bununla birlikte müzisyenin erkek kardeşi Mac Boucher ile yarattığı ve kendisinin avatar versiyonunu içeren 10 parça dijital sanattan oluşan WarNymph Collection Vol. 1 isimli koleksiyonu Beeple ile karşılaştırılamasa da 6 milyon dolara yakın bir gelir elde etti.

Elon Musk’a gelirsek; garip adam, en sevdiği platform olan Twitter üzerinden bir şarkıyı NFT olarak satışa çıkaracağını duyurdu ve kendisine 69 Milyon dolar teklif eden Beeple’a 420 Milyon Dogecoin (yaklaşık 24 milyar dolar) istediği yanıtını verdi. (burada ‘sarcasm‘ların havada uçuştuğunun kokusu geliyor.)

Sanat Dünyası Ne Düşünüyor?

Öncelikle ben araştırdıklarımdan anladığım kadarıyla söyleyebilirim ki yerli ve yabancı sanat dünyası da kendileri için son derece yeni bir konu olan NFT’ler hakkında görüş birliğine varabilmiş değil. Özellikle “NFT’lerin geleceği” konusu değişken sanat dünyasında hem galeriler hem sanatçılar hem de müzayede evleri için belirsizliğini koruyor. Bununla birlikte konu üzerine her gün o kadar çok yeni haber ve yorumla karşılaşılıyoruz ki The Art Newspaper ana sayfasına sadece NFT başlığı altında ayrı bir bölüm açmış durumda. Bu dünyanın dinamiklerini takip etmek isteyenler için güzel bir kaynak olabileceğini düşünüyorum.

Sanatçıların bakış açısına dönecek olursak rekor sahibi Beeple CNN’e yaptığı açıklamada “Bu biraz sürreal bir durum, dijital görselleri kendi ömrüm süresince satabileceğimi düşünmemiştim. Artık beni izleyenlere direkt olarak ulaşabiliyorum. Bir aracıya ihtiyacım yok. Bunun sanat tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu düşünüyorum” diyerek sanat pazarındaki demokratikleşmeye etkisi üzerinde duruyor.

Çeşitli eserlerini NFT üzerinden sunan sanatçı Uçman Balaban ise Bigu Migu ile gerçekleştirdiği röportajda “NFT dünyasında inanılmaz bir birliktelik var. Sanatçılar sanatçıları destekliyor. Atıyorum benim işim 20 bin dolara satıldı; ben gidip hemen 5 bin, 10 bin dolara başka sanatçıların işlerini alıyorum. Herkes birbirine böylece destek oluyor. Bu kardeşlik, birliktelik durumu benim daha önce uzun süredir görmediğim bir şeydi” diyerek NFT pazarının sanatçılar bakımdan ilgi çekici ve cazip bulunabilecek bir başka yönünü vurguluyor. Bu birliktelik benimse aklıma hemen pandeminin henüz başında olumsuz etkilenen sanatçılar için bir çözüm bulmaya çalışırken The Artist Support Pledge’i kuran Matthew Burrows’u getirdi.

Burrows’un sisteminde de sanatçılar 200 pounddan daha pahalı olmayan eserlerini Instagram üzerinden satışa sunuyorlardı. Kendisi satışlardan 1000 pound üzerinde kazanç elde eden sanatçı ise başka bir sanatçının en az bir eserini almak zorundaydı. Yani aslında sanatçılar arasında güven ve cömertliğe dayanan bir mikro-ekonomi yaratılmıştı diyebiliriz. Balaban’ın anlattıklarından anladığım kadarıyla NFT pazarında da sanatçılar arasında şu an için bunun benzeri ancak kuralları direkt olarak belirlenmemiş ve daha yüksek bütçeler üzerinden hareket edilen bir güven ve beraberlik söz konusu. Yine aynı röportajda benzer konulara değinen sanatçı ve illüstratör olan Burak Şentürk’ün anlattıkları da bu durumu onaylar nitelikte.

Diğer bir pozitif nokta ise NFT satışlarından elde edilen gelirin iyi amaçlar için kullanılmaya başlanmış olması. Rus, performans sanatı ve punk müzik grubu Pussy Riot, yakın zamanda NFT satışlarından elde ettikleri 128 bin doları Rusya’da bulunan kadın sığınma evlerini desteklemek için kullanma kararı aldı. Yine Grimes ise yukarıda bahsettiğim WarNymph Collection Vol. 1 isimli koleksiyonun satışından elde edilen gelirlerin bir kısmını karbon emisyonunu azaltmayı hedefleyen kuruluş Carbon180’e bağışlayacağını duyurdu.

Sonuç olarak henüz bolca belirsizlik söz konusu olsa da NFT terimini daha bolca duymaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Umarım bu yazı benim gibi elde tutamadığı her şeyi anlamakta güçlük çeken ‘old-soul’lara yardımcı olmuştur. Bir avukat olarak benim merak ettiğim ve henüz pek de açıklayıcı bir kaynağa erişemediğim konu ise fikri ve sınai haklar bakımından, sistemin kendine nasıl bir yer bulacağı.

Kapak Fotoğrafı: consequenceofsound.net

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul Sergi Takvimi