64. Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olan Woody Allen yönetmenliğindeki 2011 yapımı Midnight in Paris filminde Woody Allen modern zaman yazarı Gil’i zamanda yolculuk yaptırarak 1920’ler Paris’ine götürür. Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı nişanlı çift Inez ve Gil, Inez’in babasının iş gereği Paris’e gelmesini fırsat bilip, küçük bir tatil için bu gözde romantik Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa şehrini gezmekten ibaretken, Gil’in Paris sokaklarında gece yarısı yaşadığı “sihirli” maceralar çok sürmeden onun bu ışıklar şehrine aşık olmasını sağlar.

Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Salvador Dali gibi isimlere rastlaması zaten farklı bir hayat hayal eden Gil’in edebiyatçı kimliği ve tutkusunu pekiştirir. Filmde 1920’lerin bir gece yarısı Gil, büyük hayranlık duyduğu Ernest Hemingway’e rastladığı Le Polidor Restaurant’tan da sekanslar sunar. Paris’in 6. bölgesinde Rue Monsieur-le-Prince’de bulunan ve Verlaine, Rimbaud, Hemingway, Fitzgerald’in gözdesi Le Polidor, kapılarını açtığı 1845 yılından beri benzersiz bir geçmişe sahiptir. Paris’in en eski bistrotlarından biridir.

img_7467-1024x682
Polidor | Fotoğraf: ouialwayshasparis.com

Geçmişte Polidor

Restaurant Polidor
Restaurant Polidor | Fotoğraf: polidor.com

Polidor, 1845’te ilk açıldığında bir peynir dükkanı ve restoran olarak hizmet verir. Başlangıçta süt, yumurta, peynir satarak kadınların çoğunlukta olduğu sabah müşterilerine hitap eder. 1890 yılında, yaklaşık yarım asır sonra, o dönem tüm peynir dükkanlarının restorana dönmesi üzerine Polidor sahipleri de restorana odaklanmak adına peynir dükkanını kapatma kararı alır. 19. yüzyılda mutfağını öven şair Germain Nouveau gibi şairlerin uğrak noktası olan Polidor, kısa sürede çevrede yaşayan sanatçılar, öğrenciler, aydınlar ve politikacıların uğrak noktası haline gelir. Halen devam ettirdiği üzere Polidor, o dönemde de müşterilerine evde pişmiş lezzette, uygun fiyatlı basit iyi Fransız mutfağından yemekler sunar. 1930’larda restoranın şefliğini üstlenen Şef Denis Recoules ise mutfaktaki başarısıyla ünlüdür. Masaları, 175 yılı aşkın bir süredir Sorbonne öğrencilerini, sakinlerini ve mahalle ziyaretçilerini ağırlar.

Restoran ayrıca 1948’den 1975’e kadar çok sayıda sanatçının ve özellikle Collège of Pataphysique Assemblies’in buluşma yeri olmasıyla ünlüdür. Le Polidor’daki akşam yemeklerinin müdavimleri arasında ünlü yazar ve oyun yazarı Eugene Ionesco, yönetmen René Clair, şair Paul Valéry, romancı Boris Vian, kaşif ve entelektüel Paul Emile Victor yer alır. Restaurantın yakınlarında yaşayan Hemingway, “A Movable Feast” filminde arkadaşlarıyla ve ilk karısı Hadley ile Le Polidor’daki akşam yemeklerinden bahseder. 

Le Polidor’da dar ahşap masalar geleneksel kareli masa örtüleriyle kaplı ve eski karo zeminin üzerinde uzun sıralar halinde sıralanır. Büyük, yaldızlı aynalar ve özenle çerçevelenmiş sanat eserleri, soluk kehribar ve meşe renkli duvarları çevrelerken, restorana geleneksel tabandan tavana pencereler sayesinde doğal ışık sağlanır. Şarap fiyatları ve günlük spesiyaller doğrudan aynalara ve pencerelere yazılıdır. Fransız film setlerine konu olmuş ve ziyaret edildiğinde bu setlerden fırlamış gibi bir atmosferin deneyimlenebildiği Le Polidor, boeuf bourguignon, kaz ciğeri, confit de canard, blanquette de veau ve hatta işkembe gibi harika geleneksel Fransız yemekleri sunar. Le Polidor, yalnızca Fransa’da yetiştirilen hayvanlarda elde edilen etleri sunmaktan gurur duyar. Bu sebeple Polidor’un menüsünde Fransız bifteği başta olmak üzere çok çeşitli seçenekte et yemeği bulunur.

Fransızlar, sığır etlerini Amerikalılardan çok daha az pişmiş olarak tercih etme eğilimindedir ve aksini belirtmediğiniz sürece az pişmiş olarak pişirilir. Çok az pişmiş istiyorsanız, ‘saignant‘ sipariş edin. Tersine, iyi pişmiş sığır eti seviyorsanız, pişmiş ‘bien cuit‘ (orta ve orta iyi arasında bir yerde) veya ‘tres bien cuit‘ (iyi pişmiş) isteyin. Diğer mükemmel bistro klasikleri arasında biftek tartar, salyangoz, somon füme ve ev yapımı kaz ciğeri bulunur. Ayrıca öğle ve akşam yemeklerinde günlük spesiyaller servis edilir. Restoranın menüsüne buradan ulaşabilirsiniz.

Yakınlardaki Sorbonne ve College de France’dan birçok öğrencinin Fransız yemekleri için uğradığı öğlen telaşı sırasında bile Le Polidor’da bir öğle yemeği koltuğu bulmak oldukça kolaydır. Ayrıca, restoran Lüksemburg bahçelerinden ve Odeon Tiyatrosu’na da oldukça yakın olduğundan yereller gibi vakit geçirmeyi seven turistlerin de uğrak noktasıdır. Yerellerin tavsiyesi ise Le Polidor rezervasyon almadığı için hemen oturmak isteyenlerin akşam yemeğine erken veya geç gelmesi. Le Polidor, rezervasyon almamanın yanı sıra kredi kartlarını da kabul etmez, bu nedenle Fransız film setlerinde gibi hissederek lezzetli yerel yemeklerin tadına bakmak için mutlaka nakit para bulundurmak gerek!

Kapak Fotoğrafı: ouialwayshasparis.com

İlginizi çekebilir: Gökçe Ece Oksay’dan Le Plomb Du Cantal