Bu haftaki yazımda, Eylül ayında ülkemizde konser verecek, progresif rock’ın son yıllardaki önemli temsilcilerinden İsveçli grup Soen’den bahsedeceğim.

Soen
Soen | Fotoğraf: Rotka

İskandinav toprakları metal madenlerinde bir hayli verimli. Ama bunlar toprak altındaki metal madenleri degil. Buralar, metal müziğin, özellikle progresif rock ve türlerinin fışkırdığı topraklar. Bunlardan biri de, 2010 yılında kurulan Soen. Kuruluş kadrosuna baktığımızda vokalde İsveçli Willowtree grubunun vokalisti Joel Ekelöf, gitarda Joakim Platbarzdis, davulda eski Opeth davulcusu Martin Lopez, basta ise Death ve Testament gruplarında bas çalan Steve Di Giorgio’yu görüyoruz. Grubun güncel kadrosunu oluşturan müzisyenler ise Joel Ekelöf ve Martin Lopez dışında, gitarda Cody Ford, klavyede Lars Ahlund, basta ise Oleksi Kobel.

2012 yılında yayınlanan Cognitive isimli çalışma grubun ilk albümü. Grup, müzikseverler tarafından çoğunlukla Tool ve Opeth’e benzetiliyor. Bence de Tool’a en çok benzeyen albümü Cognitive. Bu albüm, diğer albümlerin yanında benim için sönük kalan bir çalışma. Martin Lopez, Tool benzerliği konusunda yaptığı açıklamada, Tool’dan ilham aldıklarını, ancak onları sadece  bir grup olarak değil, müzik türü olarak gördüklerini, ayrıca önemli olanın iyi müzik yapmaları olduğunu söylemiş. 

youtube play youtube play

Grubun ikinci albümü Tellurian 2014 yılında çıktı. Bu albümde Steve Di Giorgio’nun yerine bas gitarda Stefan Stenberg’i görüyoruz. Soen bu albümle beraber kendi sound’unu oturtmaya başlıyor. Önceki albüme göre daha progresif bir hava hakim. Albümdeki parçalara baktığımızda “Tabula Rasa” bence albümün en güzel parçası. İsminin anlamının aksine, bırakın boş levhayı, parça adeta bir gök gürültüsü ile başlıyor. Mükemmel davullar ve bas yürüyüşlerine Joel Ekölf’ün duru, pürüzsüz sesi de eklenince ortaya çok güzel bir parça çıkıyor. Joel’un, Özellikle “I don’t want anything the way it’s created by them” dediği bölümler parçaya ayrı bir güzellik katıyor. Albümdeki bir diğer favori parçam ise, vokali ile insanın içine işleyen “The Words”.

youtube play youtube play

2017 tarihinde grubun üçüncü albümü Lykaia yayınlandı. Bu albümde yeni gitarist Marcus Jidell ve klavyede de Lars Ahlund’u görüyoruz. Albüm “Sectarian” isimli güzel bir parça ile başlıyor. Bir başka güzel parça David Gilmour’un “On An Island” şarkısına çok benzeyen “Lucidity”. Diğer favori parçalarım ise oryantal melodili “Jinn” ve çok güzel bir kapanış şarkısı olan “Paragon”. Bu parçada Pink Floyd etkileri görülüyor. Şarkıdaki organ melodisi ve 2.45 de gitarın şoför koltuğuna geçtiği bölüm şarkıyı bir level daha atlatmış.

youtube play youtube play

Dördüncü albüm ise, 2019 yılında yayınlanan Lotus oldu. Bu albümde de gitarda bir değişiklik var. Marcu Jidell’in yerini Cody Ford’un aldığını görüyoruz. Yine harika riff’ler, Joel’un vokal melodileri ile Soen her geçen albümde üzerine koymaya devam etmiş. “Lascivious” ve ‘Lunacy” albümün güzel parçalarından. “Lunacy” bir tık kısa olsa bence daha iyi olurmuş. Ama albümün asıl şaheserleri bence “Martyrs” ve “Lotus”. “Martyrs” dinamit gibi başlayan albümün en sert parçalarından . Martin Lopez’in kafamda Kızılderili tamtamlarını çağrıştıran davulları bu parçada da mükemmel bir şekilde gidiyor. Parçanın ortasında sadece klavye ve vokalin olduğu bölüm sonrası Joel’un çığlıklarıyla gelen patlama, bir kasırganın tam gözündeki sakinliğin, göz dışına çıkar çıkmaz yerini bıraktığı şiddete benziyor. “Lotus” ise içinde harika bir solo barındıran, gitarın en yakıştığı Soen parçalarından. Solo, keşke biraz daha uzun olsaydı diyor insan.

youtube play youtube play

Imperial albümü ise 2021 yılında çıktı. Lotus’a benzeyen bir albüm olan Imperial’ın parçalarına bakarsak. “Deceiver”, “Illusion”, “Antagonist”, “Modesty” favori şarkılarım. “Illusion”, “Lotus” parçasına çok benziyor. Adeta “Lotus” vol 2 olmuş. “Deceiver” ise bence sadece bu albümün değil, tüm Soen parçaları arasında en iyilerden biri. 2022 senesinde grup Atlantis isimli bir albüm daha yayınladı. Albümde, Slipknot coverı “Snuff” ve “Trials” isimli yeni bir parça dışında kendi parçalarının farklı versiyonları var.  Biraz Anathema havası hissettiğim yeni parça “Trials”ı da çok beğendim.

youtube play youtube play

Son olarak grupla ilgili genel bir değerlendirme yaparsam, Haken, Riverside, Leprous ve çok sevdiğim Pain Of Salvation gibi son dönemin en önemli progresif rock – metal gruplarından biri Soen. Tool, Riverside, Opeth gibi gruplara benzerliği tartışılsa da Soen son üç, dört albümünde bence kendi sound’unu oturttu. Kendi parçalarını çok tekrarladığı ve yaratıcılıktan uzaklaştığı da söylenebilir. Ben de buna hak veriyorum ama bunu eleştirmiyorum. Grubun bir formülü var ve bunu parçalarında kullanıyorlar. Çok güzel bir fotoğrafın değişik filtrelerle değiştirilip çoğaltılmasına benzetebiliriz. Sonraki yazıda görüşmek üzere. Hoşça kalın…

Kapak Fotoğrafı: billboard.com

İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Foals