Hayatta ne tür takıntılarınız var ya da takıntılarınız mı sizi yönetiyor, yoksa siz mi onları? Biliyoruz ki, hepimizin belirli noktalarda takıntıları var. Kimimiz için temizlik ve hijyen, kimimiz için düzen ve simetri derken sıklıkla, takıntı haline getirdiğimiz birden fazla konu bulunuyor. Takıntılar düzgün bir şekilde yönetilmez ya da dizginlenmez ise hayatı size ve sevdiklerinize zindan edebilir. Bu konuda birçok güzel film ve dizi bulabilirsiniz. Ben de bugün o filmlerden birini sizinle paylaşmak istedim: 2018, ABD yapımı; The Kindergarten Teacher (Anaokulu Öğretmeni).

Başrollerinde güzel oyun oyuncu; Maggie Gyllenhaal (Lisa Spinelli) bulunuyor. Lisa sanat tutkunu bir anaokulu öğretmenidir ve hayatı hiç de hayal ettiği gibi gitmemektedir. O da kendini sanattan dışlamamak adına geceleri bir şiir kursuna gitmeye başlar. Şiir yazma kabiliyetinin de olmadığını zamanla kendisi de fark eder. Sonuçta hayatta hepimizin yapabilecekleri ya da yapamayacakları var, önemli olan ise yapamayacaklarımız üzerine ne kadar eğilebildiğimiz.

Lisa bir gün sınıfta gezerken 5 yaşındaki Jimmy’nin (Parker Sevak) bir dörtlük mırıldandığını görür, kulaklarına inanamaz çünkü dörtlük küçük bir çocuktan beklenmeyecek kadar güzeldir. Hemen kağıt kalemi eline alır ve yazmaya başlar. Daha sonra şiiri alır, kursa götürüp kendisi yazmış gibi okur ve büyük beğeni toplar. Bunun üzerine Lisa, Jimmy ile yakından ilgilenmeye başlar. Jimmy artık sanatta yükselebilme arzusu nedeniyle Lisa için bir takıntı halini alır. Tek amacı Jimmy’in şiirlerini kağıda aktarabilmektir. Acaba aktarımda bulabilecek mi ve Lisa’nın takıntısı ne gibi sorunlara yol açacak sorularının yanıtlarını spoiler içermemesi için sizinle paylaşmayacağım, azıcık merak edin 🙂

Film sonunu belki yerinde bulmayabilirsiniz. Lakin film; psikoloji, çaresizlik, başarısızlık, beğenilme arzusu ve takıntıları işleyen harika bir film bence. Takıntıların bir insanı nasıl farklı bir kişiliğe dönüştürülebileceğini an be an izleyebiliyoruz ve film, takıntılarımızı neden yönetmemiz gerektiğini de tokat gibi suratımıza indiriyor bu süreçte.

Gelelim oyunculuklara: Lisa’nın durgun bir hayatının olmasını, başarısızlığını, çaresizliklerini, aile fertleriyle olan sorunlarıyla mücadelesini ve çocuklara olan sevgisini kare kare görebilir hatta hissedebiliyorsunuz. Jimmy’ye hayat veren Parker Sevak’ın oyunculuğuna ise ayrıca hayran kalacaksınız. Zira, küçücük bir çocuk olmasına rağmen, rolün altından bu kadar becerikli bir biçimde kalkması ve mantıklı kararlar alabiliyor olması sizde büyümüş de küçülmüş bir karakter izleme hissiyatı yaratacak. İki oyuncu da rolün hakkını verme konusunda bence tam notu hak ediyorlar. Eğer sizin de başınıza dertler açan ve kurtulmanız gerektiğine inandığınız için bir arayış içinde olduğunuz takıntılarınız varsa, kaçırmamanız gereken harika bir film. Fragmanını da göz atabilmeniz için aşağıya bırakıyorum.

Kapak Fotoğrafı: Youtube

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Film Önerileri