Benim için bugünün konusu “Ağaçlara Sarılmak” veya İngilizce adıyla “Tree Hugging”. Sevdiklerimize sarılamadığımız günlerin içindeyiz, oysa bizler mutlu olduğunda, üzüldüğünde, heyecanlandığında, korktuğunda birbirine sarılan canlılarız. Sarılmanın huzur veren, endişeleri alıp götüren bir özelliği olduğunu biliyorum; bunun bir de ağaçların dahil olduğu bilimsel ispatını gördüğümde hemen denemek istedim. Ve şimdi bu yazımı, az önce ağaçlara sarılmış ve kendini mutlu hissetmiş biri olarak yazıyorum.

Ağaçlara Sarılmak
Ağaçlara Sarılmak | Fotoğraf: Unsplash / veeterzy

Belki de öncelikli olarak şunu söylemek gerekir. Her şey inanmaktan geçiyor. Bir şeylerin size iyi geleceğine inanmak aslında kendinizi onun tedavisine, dostluğuna açmanın birinci kuralı.

Önce size kendi deneyimlerimi anlatacağım, ardından da bu konuda yapılmış olan araştırmalardan söz edeceğim. Sabah uyanıp ağaçlık bir alana gittiğimde önce ağaçların arasında biraz dolaştım ve bir tanesinin beni çağırdığını hissettim. Sarılmam gerektiğini düşündüğüm ağacı bulunca önce parmak uçlarımla sert kabuklu gövdesine dokundum. Üzerinde gezinen karıncalara, küçük oyuklarına, yüksek dallarına baktım. Sonra avuç içlerimle enerjisini hissetmeye çalıştım ve ardından da yemyeşil yaprakların tepeme taç yaptığı ağaca sarıldım. Topraklama yapmak gibiydi ama tarif edemediğim bir şeyler de vardı. Başımdan başlayarak ayak ucuma kadar akan ve huzur veren bir enerji hissettim. Belki 2-3 dakika boyunca orada o ağaca sarıldım. Sonraki evrelerde aklımda kalanlar sakinlik ve doğruluk.

Ağaçlara Sarılmak
Ağaçlara Sarılmak | Fotoğraf: Unsplash / Andrew Coelho

Başlarda söylediğim gibi bu konularda araştırmalar var. En genel anlamı ile baktığımızda, doğada olmak fiziksel ve ruhsal sağlığımız için oldukça faydalı. “İyi olma hali” dediğimiz durumu desteklemek için haftada 2 saatimizi doğada geçirmemiz öneriliyor. Büyük şehirlerin yoğun temposunda bu ne kadar mümkün diye soruyoruz belki ama önceliklerimiz arasında olmaya hak kazanan bir duruma çevirirsek bunu, neden olmasın?

Gelelim bazı faydalara. Dikkat eksikliği veya hiperaktivite yaşayan çocukların doğa ile iç içe olması durumunda bu rahatsızlıkların ortadan büyük oranda kalktığı ispatlanmış. Oksijen miktarı ve ağaçlar sayesinde doğaya salınan bazı kimyasallar, sinir sistemi üzerinde olumlu etkiler yapıyor. Yine yapılan bir başka araştırma ağaçlardan salgılanan fitonsidlerin bağışıklık sistemine de iyi geldiğini söylüyor. Bunlara ek olarak çoğumuzun günlük yaşamda farklı sebepler kaynaklı yaşadığı baş ağrıları olabiliyor. Stres de bu baş ağrısı sebepleri arasında ki, araştırmacılar bu gibi durumlarda da ağaçlara sarılmayı tedavi gücüne inanarak uygulamayı öneriyor.

Doğa
Doğa | Fotoğraf: Unsplash / Imat Bagja Gumilar

Anlayacağınız bizim hem sevdiklerimize hem de doğaya tüm içtenliğimizle sarılmamız gerekiyor. Olanı korumak ve bunu hepimiz için yapmak değerli. Sadece onlar bize değil, biz de onlara faydalı olmalıyız.

Kapak fotoğrafı: Happy Mag

İlginizi çekebilir: YogiMagger’dan Taç Utangaçlığı (Crown Shyness)