Cinayet ve polisiye romanları deyince aklımıza ilk gelen isim Agatha Christie’dir şüphesiz. Ve hepimiz en az bir romanını severek okumuş veya filmini izlemişizdir. Ülkemizde de bu türün en önemli temsilcisinin Ahmet Ümit olduğuna inanıyorum. Bu yazımda Ahmet Ümit’in Komiser Nevzat serisinden söz edeceğim.

 Ahmet Ümit
Ahmet Ümit | Fotoğraf: kitap.ykykultur.com.tr/

Ahmet Ümit, polisiye türünün öncüsü olmakla kalmayıp, romanlarında kültürel bir konuyu ele alarak bir cinayet romanlarına ikinci bir boyut da ekliyor. Bu kültürel öğeler kitaplara o kadar güzel işlenmiş ki, bilgiler cinayeti çözmemiz için bize bir çok anahtar veriyor. Bahsettiğim romanlar arasından üç favorimi sizlerle paylaşmak istiyorum; İstanbul Hatırası, Kavim ve Sultan’ı Öldürmek. Kitapların uzunluğu sizleri korkutmasın, yazarın akıcı dili ve kitabın konusu sayesinde her biri zevkle okunuyor.

Ahmet Ümit’in polisiye romanlarının büyük bir çoğunluğunda ana karakterlerimiz, Başkomiser Nevzat, yardımcıları Ali ve Zeynep, bir de Nevzat’ın biricik sevgilisi Evgenia. Nevzat eşini ve kızını bir patlamada kaybetmiş ve bu olayın faillerini bulamamış. Ailesini kaybettikten sonra hayattaki en büyük desteği Evgenia ile birbirlerine yol arkadaşı olmuşlar. Nevzat, 50’li yaşlarında ve Balat’ta yaşamakta, genellikle de onun tasvirleriyle Balat hakkında bilgiler ediniyoruz. 

Kitaplara geçmeden önce küçük bir bilgi; eğer romanları okumaktansa dinlemeyi tercih ederseniz de Ahmet Ümit’in bu üç romanını NTV Radyo Tiyatrosu’ndan da dinleyebilirsiniz. Dinlerken dikkat ederseniz önsözleri kendisinin seslendirdiğini anlayacaksınız. 

Komiser Nevzat Serisi

İstanbul Hatırası

İstanbul Hatırası, Kitap Kapağı
İstanbul Hatırası, Kitap Kapağı | Fotoğraf: Yaprak Sav

Komiser Nevzat serisinin en popüleri ve benim de okuduğum ilk Ahmet Ümit romanı. Sarayburnu’nda Atatürk heykelinin önünde, ellerinde antik yıllardan kalma bir parayla bulunan bir kurban ile cinayet serisi başlıyor. Yeditepe İstanbul’un yedi hükümdarı için yedi önemli tarihi yerde 7 cinayet ve 7 sikke bulunuyor.

Kitabı okuduğunuz süre boyunca haritayı kullanmanız ve İstanbul’un tarihini araştırmanızı öneririm. Yaşadığım şehrin tarihini öğrendiğim ve yürüdüğüm sokakların hikayesini okuduğum için bu kitabın yeri bende ayrıdır. Kitabın basıldığı 2010 yılında Ahmet Ümit, kitapta geçen mekanları kapsayan bir şehir turu serisi düzenlemişti. Siz de kendi rotanızı çizerek, kitapta bahsedilen mekanları kapsayan bir İstanbul turu yapabilirsiniz.

Kavim

Kavim, Kitap Kapağı
Kavim, Kitap Kapağı |Fotoğraf: Yaprak Sav

Yaşadığımız coğrafyanın kültürel zenginliği ön plana çıkaran bir cinayetle karşı karşıyayız. Olay yerinde bulunan dini semboller, tütsü kokusu, masanın üzerinde bulunan Kitab-ı Mukaddes, altı kanla çizili satırlar, maktulün kanıyla yazılan Mor Gabriel sözcükleri ve cinayet silahı olarak kullanılan, maktulün kalbine saplanmış haç; Başkomiser Nevzat ve yardımcıları Zeynep ile Ali’nin kafasında oldukça fazla soru işareti bırakıyor. Bu soru işaretlerini gidermek için de Hristiyanlığın Anadolu’daki köklerini ve Süryani kültürünü derinlemesine araştırmaları gerekiyor.  

Sultan’ı Öldürmek 

Sultan'ı Öldürmek, Kitap Kapağı
Sultan’ı Öldürmek, Kitap Kapağı | Fotoğraf: Yaprak Sav

Bu romanda diğerlerinden farklı olarak anlatıcımız Başkomiser Nevzat değil, şaşırtıcı bir şekilde romanı Müştak Serhazin’in bakış açısıyla dinliyoruz fakat cinayeti yine Başkomiser Nevzat çözmeye çalışıyor. Diğer romanlara kıyasla anlatıcımız değiştiği için bu roman biraz daha psikolojik dilde anlatılıyor.

Müştak üniversite aşkı Nüzhet’in Amerika’ya gitmesinden sonra ona olan büyük aşkını yıllarca korumuş fakat bu aşk bazen terk edilme hissiyle güçlenip nefrete ve öfkeye bürünmüş. Geçen yıllarda ikisi de tarih alanındaki akademisyenlik kariyerlerinde ilerlemişler. Kitapta, 21 yıl sonra Nüzhet’ten gelen bir telefonla iki eski aşık tekrar iletişime geçiyor ve bir akşam yemeği yemek için sözleşiyorlar. Müştak, Nüzhet’in evine geldiğinde onun ölü bedenini buluyor; boynuna üzerinde Fatih Sultan Mehmet’in tuğrası bulunan bir mektup açacağı saplanmış şekilde. Fakat bir sorun daha var, Müştak hastalığı nedeniyle son bir kaç saatte ne yaptığını hatırlayamıyor. Roman bir yandan bu cinayet bir diğer yandan da Fatih Sultan Mehmet’in şüpheli ölümüne ışık tutuyor.

Kapak fotoğrafı: Yaprak Sav

İlginizi çekebilir: Betilesis’ten Polisiye Kitapları