Siz İstanbul’a en çok hangi çerçeveden bakmayı seviyorsunuz? Bir kitabın içinden mi, bir filmden mi, bir fotoğraftan mı, yoksa bir ressamın fırçasından çıkmış resimden mi? Sanırım benim cevabım Ahmet Yakupoğlu tabloları ile tanışmadan önce farklıydı.

Sadullah Paşa Yalısı, Çengelköy
Sadullah Paşa Yalısı, Çengelköy | Fotoğraf Kaynağı: Ahmet Yakupoğlu

Şimdilerde ise nerede bir ara sokak, nerede bir iskele veya erguvan görsem acaba Ahmet Yakupoğlu bu kompozisyonu nasıl resmetmiş diye düşünüyorum. Gittiğim, gördüğüm her yere önce kendi çerçevemden sonrasında ise Yakupoğlu’nun fırçasından bakmayı deniyorum. Şanslıyım ki ressamın hemen hemen İstanbul’un her güzel anına eşlik eden tabloları var.

Ressamla tanışma serüvenim benim için sürprizdi çünkü önüme her çıktığında kaydettiğim İstanbullu tabloları büyük bir resimde birleştirince vardığım tek adres Ahmet Yakupoğlu oldu. Bu adrese geç vardığım için ise üzgünüm. Daha önce çok kez bir yazarın kaleminden  İstanbul’a baktım ancak ilk defa bir ressamın fırçasından İstanbul’a hayran kaldım. 

Ahmet Yakupoğlu Fırçasından İstanbul
Ahmet Yakupoğlu’nun Fırçasından İstanbul | Fotoğraf Kaynağı: Ahmet Yakupoğlu

İstanbul’un tarih boyunca farklı sanatçılar tarafından çok kez minyatür, sulu boya, gravür şeklinde resmedildiğini biliyoruz. Yakupoğlu ise 1940’lı yıllardan itibaren İstanbul sokaklarını bir ressamın gözüyle arşınlıyor. Kandilli, Beykoz, Beylerbeyi, Çengelköy gibi Boğaziçi’nin semtlerini; Sultanahmet, Eminönü gibi Tarihi Yarımada’nın semtlerini, eski İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş tarihi dokusu ile beraber resmediyor. Ressamın eserlerinin harika bir göz zevki uyandırmanın yanında inceleyenlere İstanbul’u öğretebilecek nitelikte olduğuna inanıyorum. Özellikle, eserlerindeki çeşme, yalı, köşk detaylarını incelemekte fayda var.

İskele | Fotoğraf Kaynağı: Ahmet Yakupoğlu

Ressamın; “Ahmet Yakupoğlu’nun Fırçasından Boğaziçi”, “Rengarenk Kütahya”, “Resimde İstanbul ve İstanbul Ressamı Ahmet Yakupoğlu” 
ve “Minyatürlerle Nasrettin Hoca” adı ile yayınlanmış dört adet eseri bulunuyor. Her bir kitabını okurken İstanbul’u seyretmeyi kaçırmayın derim. Sanırım benim tercihim de bu kitaplarla İstanbul’un her bir köşesini dolaşmaktan yana olacak.

Ressamın her biri birbirinden güzel olan tabloları arasında seçim yapmak çok zor. Her yeni eserini gördüğümde “en sevdiğim İstanbul resmi” derken buluyorum kendimi. Ressamın tüm tablolarını çerçeveletip bir duvar üzerinde görmek fikriyse, hem keyifli bir dekoratif dokunuş hem de güzel bir İstanbul krokisi olabilir!

Kapak Fotoğrafı: Ahmet Yakupoğlu

İlginizi çekebilir: Nergis Demir’den Tarihi Yarımada Günlüğü