Ha o ha bu derken, bu sene kuşkusuz hepimizi heyecanlandıran ve umutlandıran bir sahibi oldu Nobel Edebiyat Ödülü’nün: Annie Ernaux. Ernaux’nun kitapları yayımlandığı ilk günden itibaren ülkemizde çok okundu, çok sevildi. Gelin, bu dünya tatlısı kadının hayatına ve  neler yazdığına bir bakalım…

Annie Ernaux | Fotoğraf: gaste24.com

Annie Ernaux Kimdir? 

1 Eylül 1940, Fransa doğumlu yazarımız (evet başak burcu) özellikle Babamın Yeri kitabında da anlattığı gibi işçi sınıfı bir aileye mensup. Üniversitede edebiyat öğrenimi görür ve daha sonra edebiyat öğretmenliği yapıyor. Şu anda da yazar kimliğinin yanına, edebiyat profesörü. Üniversite yıllarında tanıştığı Philippe Ernaux ile evleniyor ve bu evlilikten iki çocuğu dünyaya geliyor. Tabii sonrasında bu evliliği sonlandırıyorlar. Ernaux, bugün 82 yaşında ve yaşamını Cergy’de sürdürüyor.

Otososyobiyografi ve Kitapları

Annie Ernaux Kitapları | Fotoğraf: shine.cn

İlk eseri 1974’de yayımlanan Boş Dolaplar. Anlatıcı kendisi değil, Denise Lesur isimli bir karakter. Sarsıcı bir başlangıcı var kitabın, ileriki sayfalarda nelerle karşılaşacağımızın ipuçlarını da veriyor. Merdiven altında kürtaj olan bir kadının iç hesaplaşmaları, öfkesi, ve arayışıyla bol bol karşılaşıyoruz kitap boyunca.  Ernaux’u okumak için iyi bir başlangıç kitabı olabilir mi? Evet. Aslında tüm kitapları iyi bir başlangıç kitabı olabilir. 🙂 Boş Dolaplar ülkemizde ilk kez Can Yayınları tarafından yakın bir zamanda yayımlandı. Kitabın aynı zamanda Kürtaj ismiyle bir film uyarlaması da var, MUBİ’de izleyebilirsiniz. 

Ernaux’nun ülkemizde yayımlanan ilk romanı, hatırlayacağınız üzere Seneler oldu. Ocak 2021’de yayımlanan kitap ülkemizde çok okundu, çok sevildi. İtiraf edeyim kitabı ilk başta kapağına vurulup satın almıştım. Ne var ki daha ilk sayfalarda nefis bir yazar ve nefis bir anlatıyla karşı karşıya olduğumu anlayıp şükrettim. Otobiyografik bir roman olan bu kitap, yazarın tıpkı diğer kitapları gibi “otososyobiyografik” denilebilecek, yazarın kendi yaşam hikâyesi çerçevesinde bu hikâyeyi etkileyen, tanık olduğu siyasi, sosyal kültürel olayları da anlattığı ve böylece bir toplumsal bellek anlatısı oluşturduğu eserlerden biri.

Annie Ernaux | Fotoğraf: esitlikadaletkadin.org

Cesaret, Ernaux’nun karakterine olduğu kadar yazılarına da işlemiş bir duygu. Onun bütün kitaplarında ortak olan şey, ve belki de onun bu kadar sevilmesinin sebebi de bu. Dünyanın başka bir yerinde,82 yaşında edebiyat profesörü bir kadının bizi parçalayan ve yerle bir eden şeylerin aynılarını ya da benzerlerini hissetmiş ve yaşamış olması, ve bunları tüm şeffaflığıyla anlatıyor olmasını oldukça değerli buluyorum. Ernaux tam da bunu yapıyor işte, bize insan olduğumuzu, kadın olduğumuzu, kimi zaman hiç kimse olduğumuzu ve gökyüzünde başıboş gezen ruhlar gibi dolaştığımızı hatırlatıyor. Özellikle kadın, kadın özgürlüğü, cinsellik, evlilik, yaşam ve ölüm temaları çerçevesinde kaleme aldığı yazılarında olağanüstü değil, olağan olanı çarpıtmadan, eğip bükmeden anlatıyor. Belki de aradığımız, özlediğimiz samimiyeti Ernaux’da bulduk.

Hacimce daha kısa olan (kısa olduklarına bakmayın, etkisi çok büyük) Babamın Yeri ve Yalın Tutku‘da da aile ve ilişkilere odaklanıyor yazarımız. Babamın Yeri‘nde anlattığı baba figürünün yanı sıra şahit olduğu toplumun da panoramasını çiziyor. Bu tanıklık tarihi açıdan da epey değerli olmakla beraber bize birinci ağızdan, olduğu gibi sunuluyor. Bu süreçte birçok duyguyu da okura geçiriyor.

Annie Ernaux | Fotoğraf: fotomac.com

Yalın Tutku’da karşılaştığımız ilişki için pek çok şey söyleyebiliriz. Saplantılı, tutkulu, öfkeli, kasıp kavuran… Bu ilişkinin arka planında bir yüzleşmeyle baş başa kalıyoruz. Üstelik bu yüzleşmenin sonucunda okur olarak biz de ufak bir hesaplaşmaya dalıyoruz kendimizle. 

Annie Ernaux’nun 2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından ödüle layık görülmesindeki sebep “Kişisel hafızanın köklerini, mesafelerini ve kolektif kısıtlamalarını keşfetmedeki cesaretinden” dolayı olarak açıklanmıştı. Kitapların dilimize kazandırılmasını sağlayan Siren İdemen ve Yaşar Avunç’a da birer teşekkür borçluyuz elbette. Ernaux’yu kendi ana dilimizde en iyi şekilde okuma fırsatımız olduğu için çok şanslıyız. Hepimize Ernaux cesaretinin bulaşması dileğiyle…

Kapak Fotoğrafı: Mihriban Çerçi

İlginizi çekebilir: Biblio Magger’dan Nobel Edebiyat Ödüllü Kadın Yazarlar