Bambaşka havası ve mistik yanıyla Türkiye’deki favori destinasyonlarımdan olan Kapadokya’yı bu kez çok daha başka bir yerden, Uçhisarda’ki Argos in Cappadocia manzarasından keşfetmek için yola çıktım.

img_8818
Restorasyon Süreci | Fotoğraf: Melike Büşra

İstanbul’dan Kayseri uçağına bindikten sonra araçla yaklaşık 50 dakikalık bir yolculuk yaparak Uçhisarın mistik rengine, dokusuna ulaşıyoruz. Argos, içinden köy geçen ve peribacaları üzerine inşaa edilmiş bir otel. Manzarasıysa ünlü “pigeon valley” nam-ı diğer güvercinlik vadisi. Argos’un kurulu olduğu alanın restorasyonuna 1998 yılında başlanmış, otel olarak kullanıma açılması ise 2008 yılına uzanıyor. Argos o tarihten beri genişlemeye, değişmeye devam ediyor. Çünkü altında bir tarih yatıyor desek çok da yanlış ifade etmiş olmayız. Bu sebeple Argos’u gezerken koruma altındaki tarihi bir alanda o alana saygı duyarak değişiklik yapmanın, aslına sadık kalarak insanlara “lüks”ü sunmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyorum. Aşağıdaki fotoğrafta  restorasyon öncesi ve sonrası alanın durumunu görebilirsiniz. Nihayetinde nasıl mucizevi bir güzellik ortaya çıkarıldığını da.

bezirhane-2
Bezirhane’de Davet | Fotoğraf: Melike Büşra

Mimarisiyle ve aurasıyla “slow living” felsefesine çok uyan Argos, vardığınız anda sizi mistik dünyasına davet ediyor. Aceleye gerek olmadan; anın ve manzaranın tadını çıkarabileceğiniz birkaç günün sizi beklediğinizi anlamak zor değil. Geniş bir alana kurulmasına, oda sayısının fazla olmasına rağmen misafirlerine bir butik otel rahatlığı ve samimiyeti sağlamayı başarmasıysa diğer bir artısı.

Burada farklı organizasyonlara ve konseptlere uyum sağlayacak Bezirhane, Museum Hall, Nature’s Corner, Chapel gibi farklı atmosferlerde iç mekanların bulunduğunu öğreniyoruz. Bu şekilde farklı deneyim alanlarına sahip olması Argos’u yaşamak kavramını misafirlerine yaşatıyor. Örneğin; Bezirhane’de davet ya da akşam yemeği, Nature’s Corner’da gün batımı, Chapel’de şarap tadımı ya da Museum Hall’da sanat aktivitelerinin yapılabiliyor olması Argos’un etkinlik arayışındakiler için de çok uygun bir yer olduğunu kanıtlar nitelikte.  

chapel-sarap-tadimi
Chapel’de Şarap Tadımı Etkinliği | Fotoğraf: Melike Büşra

Yaz aylarında Kapadokya’yı daha önce çok kez gezmiş birisi olarak çöl sıcaklarına benzeyen nemsiz ama kavurucu havasına çokça maruz kalmışlığım vardı. Bu kez güvercinlik vadisi manzarasını izleyerek yüzebileceğimi ve manzaranın bir de bu açıdan tadını çıkaracağımı öğrendiğimde oldukça mutlu olduğumu itiraf etmeliyim.

img_9180
Güvercinlik Vadisi Manzarasına sahip Açık Havuz | Fotoğraf: Melike Büşra

Kapadokya ile derin bir bağ hisseden ve mistik havasına hemen teslim olanlardan mısınız bilmem ama gün doğumunu ve gün batımını burada bir ritüel gibi tadını çıkararak yaşamak benim olmazsa olmazlarımdan. Argos’tan balon manzarasıyla günü doğurmak müthiş keyifli bir deneyimken gün batımı bir Argos işletmesi olan Nahita restoranda ve Temmuz ayında açılan Nahita Lounge‘da bir o kadar keyifli. Kapadokya’daki bir eksiği kapatan Nahita hakkında biraz daha konuşmazsak olmaz. Gün batımına yakın Nahita Lounge’a geçerek eşsiz gün batımı ve Uçhisar manzarası eşliğinde biberiye cin tonik, bamya martini, pancar margarita gibi sadece Nahita Lounge’a özel hazırlanan kokteyllerin ve atıştırmalıkların tadını çıkarmak mümkün. Akşam yemeği içinse Nahita’nın harika Anadolu yemekleri seçkisini tatmaya geçiyoruz. Masadan kalktığımızda aklımızda tek bir şey var: Burası gerçekten cennette hissettiriyor.

img_8876
Nahita Lounge’da Lezzetli Kokteyller Eşliğinde Gün Batımı | Fotoğraf: Melike Büşra

Nahita lezzetlerini eşsiz yapan şeylerden birisi de mutfakta kullanılan sebzelerin, meyvelerin, mümkün olduğunca Argos’un bahçesinden gelmesi. Hatta Argos içinde, dekoratif amaçla kullanılan çiçeklerin bile otel arazisinde yetiştirildiğini öğrendiğimizde bahçeleri görmek istiyoruz. Yaklaşık 1,5 saat süren bahçe gezisini ardından ise Argos’un bir otel ve işletme olarak doğaya saygısından ve ekolojik duruşundan etkilenmemek imkansız. Bu sebeple eğer Argos’a yolunuz düşerse dalından sebze toplayabileceğiniz, hatta ağaç bile dikebileceğiniz bu doğa ziyaretini de ihmal etmemenizi öneririm. Tarlada hiçbir şekilde kimyasal ürünlerin kullanılmadığını da ekleyerek.

Benim için eğlence ve lezzet dolu bir seyahati tamamlarken Kapadokya’yı neden sevdiğimi Argos’la yeniden anlıyorum. Argos in Cappadocia şimdiden ev gibi hissettiren yerler listesine girdi bile. Herkese bol keşifli günler!

Kapak Fotoğrafı: Melike Büşra

İlginizi çekebilir: Petite Guide’dan Kapadokya Gezi Rehberi