Bugün Art Nouveau’nun (Yeni Sanat) doğuşunu ve gelişimini konuşuyoruz. Bu akımın ortaya çıkışında İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi’nin önemli katkıları bulunuyor. Endüstrileşmenin ilerleme anlamına geldiği, toplumların refah seviyesinin yükseltilmesi için tek yol olarak görüldüğü 19. yüzyılda, karşıt görüşler de ortaya çıkıyor tabii.

William Blake
William Blake | Fotoğraf: India Today

1757-1827 yılları arasında yaşayan İngiliz ressam ve şair William Blake hayal gücünden beslenen yapıtlarıyla Orta Çağ’dan ilham alan, gerçekçilikten uzak bir sanat anlayışını benimser. Blake, resimde Rafaello öncesi akımın ve ardından Art Nouveau’nun üzerinde etkili olur. 

Kabaca 1880-1920 yılları arasına tarihlenen Art Nouveau; mimari, takı tasarımı, mobilya ve resimde kendini gösterir. Aynı dönemde ortaya çıkan “sembolizm” akımı da ilhamını Orta Çağ’dan alacaktır. Sanatın toplumsal olaylardan bağımsızlığı, yeni ve farklı olana eğilim, idealizm gibi fikirlerden beslenen sembolist sanatçılar özgünlükleriyle toplumsal katmanların dışında yer alırlar. Karmaşık ve masalsı Orta Çağ ile görünenin ardındakine yönelme, simgelere anlam yükleme gibi özellikler sembolizm ve Art Nouveau’nun buluşma noktasını oluşturur. Sembolist resimdeki ayrıntıların çokluğu, Art Nouveau’daki süsleme eğiliminin artmasıyla benzer gerçek dışı etkiyi sağlar. Düşler ve fanteziler, ruh ve ölüm temaları sembolizmin önemli birer bileşeni olarak kabul edilir. 

Art Nouveau’nun mekanik üretim yöntemleri yerine el işçiliğini ve zanaatkarlığı öne çıkarması, hayal gücünün makinemsi akılcılığa üstün tutulması, doğanın endüstriyle karşıtlığının vurgulanması olarak okunabilir. 

Akımın gerçek esin kaynağıysa Avrupa dışı kültürlerden, özellikle Japon sanatından gelir. 1873 Viyana Dünya Sergisi, Avrupalı sanatçıların Japon sanatıyla ilk coşkulu karşılaşmalarını sağlar. Japon grafik sanatındaki çiçeksi bezemeyle birleşen çizgisel düzenlemeler, gölgesizlik ve asimetri; sergiye katılan sanatçıların ilgisini çeker. 

Tassel Evi, Brüksel, Yirmiler Grubu Üyesi Victor Horta’nın eseri
Tassel Evi, Brüksel, Yirmiler Grubu Üyesi Victor Horta’nın eseri | Fotoğraf: Pinterest

Art Nouveau’nun önde gelen temsilcileri Victor Horta, Henry van der Velde gibi isimler yenilik arayışlarında aydınlarca desteklenirler. Yirminci yüzyıl başında Belçika işçi partisinin estetik düşünceleri bu aydınların Yirmiler Grubu (Groupe des Vingt) ve Özgür Estetik (La Libre Esthetique) gibi avangard sanatçıların dostluğuyla oluşur. Brüksel’de inşa edilen Maison du Peuple (Halkevi, 1895) sosyalist aydınların parti idaresini ikna etmesiyle Horta tarafından yapılır. Bu dönemde Katolik inancına sahip olanlar yapılarında Gotik ve Felemenk Rönesansı üsluplarını tercih ederken sosyalist ve liberaller Art Nouveau’yu yeğlerler. Bu ideolojik ayrılığa hala Brüksel sokaklarında rastlanabilir. 

Avrupa’da Art Nouveau, 1900 Paris Dünya Sergisi ile doruğa ulaşır. Farklı kültürlerin bir araya geldiği ve tanıtıldığı sergi, Art Nouveau düşüncesi ve estetik beğenisinin kamuoyuna anlatılması işlevini üstlenir. 

Sergide gravürler ve illüstrasyonların yanı sıra ilk defa olarak fotoğraf da kullanılır. Bu dönemde Paris’te faaliyete geçen Frantz Jourdain’ın Grand Magasins de la Samaritaine (1905), Rene Binet’in Grand Magasin du Printemps (1907, ikinci açılan mağaza) ve Galleries Lafayette (1912) gibi büyük mağazalar; şık butik, restoran ve pastaneler (mimar Louis Marrez’in tasarladığı Chez Maxim’s gibi) Art Nouveau’nun popülerliğini artırır.

Printemps Hausmann
Printemps Hausmann | Fotoğraf: Pinterest

Avrupa’da Art Nouveau’nun doğuşu ve bitişi ile İstanbul’da bu akımın doğuşu ve sonu aynı yıllara denk gelir. Bu yıllarda İstanbul’da Fransızca olarak yayınlanan Herald Levant, Le Journal de Constantinople, Echo de L’Orient gibi yayınlarda Avrupa’daki ulusal ve uluslararası sergiler ayrıntılı olarak tanıtılır, tur şirketlerinin sergilerin olduğu şehirlere seyahat ilanları yayınlanır. Sergi katalogları İstanbul’da ilgiyle takip edilir. Çağdaş iletişim ve ulaşımın ilerlemesi, İstanbul’un Avrupa şehirleriyle bağlantısını sağlayan telgraf haberleşmesi ve demiryollarının yapımı sayesinde İstanbul ile Avrupa arasındaki bağlantı gelişir. Paris ve Brüksel’in büyük mağazaları İstanbul’da da açılır.

Devamı bir sonraki yazıda…

Kapak fotoğrafı: Pinterest 

İlginizi çekebilir: Umut Hanioğlu’dan İstanbul’daki Art Nouveau Tarzı Binalar