Karaköy ile ilgili yaptığım keşiflerin ve yazdığım yazıların çoğu semtin artan hareketi, yeni açılan mekanları ve lezzetleri üzerine oluyor genelde. Elbette ki böylesine sevdiğim bir bölgede keşif yaparken ve bunları paylaşırken aldığım keyif büyük ama artık her köşesi bir kafe ile dolduğu için farklı alanlar arar oldum. Birkaç aydır farklı konseptte mekanlar ve alanlar açılmaya başladı ve bu semtin karakterini güzelleştirmeye başladılar. Sadece eğlence ve yeme-içme odaklı bir semt değil artık kültürel paylaşım bölgesi olma yolunda da yeni isimleri var Karaköy’ün.

İlmisimya uzun yıllardır fotoğrafçılık alanında başarılı işler çıkaran ve portfolyosu bir hayli geniş olan bir ajans. Şimdilerde ise Atölye İlmisimya‘yı hayata geçirerek merak uyandıran konularda yaratıcı atölyeleri ile yepyeni bir alan oluşturdular. Karaköy’ün ara sokaklarının birinde genişçe bir mekan İlmisimya; içindeki uzun masanın etrafında farklı paylaşımların yapıldığı atölyeler ve seminerler düzenleniyor. Bu mekanın yaratıcıları katılımcılar ile ortak bir paylaşım alanı yaratarak birbirlerinin ufuklarını açıp bilgi alışverişinde bulunmayı hedefliyorlar. Kendi belirledikleri atölyeleri dışında talebe göre farklı atölyeler ve seminerler de düzenleyebiliyorlar. Fotoğraf, müzik, yeme-içme kültürü, tarih ve edebiyat gibi konular üzerinde atölye tasarımlarını yapıyorlar.

Aylık olarak takvimleri değişmekle birlikte her Çarşamba akşamı düzenli ve pek keyifli bir etkinlikleri var. Dijitale bağımlılığın had safhada olduğu bu dönemde iyice uzaklaştığımız analog dünyanın güzelliklerini paylaşmak için ideal bir ortam var Çarşamba geceleri. Sınırsız ve tabii ki iyi kahve uzun sohbetlerin vazgeçilmezidir bilirsiniz. Bir de arkada pikaptan dönen bir plağın sesi de eşlik ederse sohbetin keyfini bir düşünün. İşte Analog Muhabbetler adını verdikleri bu akşamlarda böyle bir ortam sizi bekliyor ve tabii ki de katılım ücretsiz. Karaköy’ün köşe başı açılan kafelerinde oturmaya daha iyi bir alternatif olduğu kesin. Saat 19:00 itibariyle sohbet için sizi bekliyorlar.

ilmisimya

Gelelim benim Atölye İlmisimya ile nasıl  tanıştığıma. Daha önceki yazılarımın birinde Pera Müzesi’nde katıldığım farklı bir atölyeden bahsetmiştim. Koku hafızasının ve kahve çekirdeklerinin başrolü paylaştığı o atölyeyi yöneten Cansu Şekular’ın daveti ile haberdar olduğum İlmisimya’da geçtiğimiz hafta Koku Atlası isminde yine koku duyumuzun mucizelerini deneyimlediğimiz bir atölye düzenlendi. Cansu, gerçekten tanımayı isteyeceğiniz özel bir insan. Tasarladığı koku projeleri ile önemini yeterince kavrayamadığımız bu duyumuzu harekete geçirip farklı kapılar açıyor. Bir yandan semtlere özel koku yürüyüşleri düzenleyerek sokakların koku hafızamızda neler uyandırdığını belirlerken bir yandan da tasarladığı atölyeler ile gözden kaçan özellikleri ile koku duyusunu yeniden tanımlamamıza yardımcı oluyor.

koku atlası 3

Duyusal Bir Deneyim: Koku Atlası ismi altında gerçekleşen bu atölyede üstünde hakimiyet kuramadığımız belki de tek duyumuz olan koku almanın aslında ne kadar göreceli olduğunu görmüş olduk. Kokunun kültürler arasındaki tarihini ve günümüzdeki yansımalarını Cansu anlatırken bir yandan da önüne dizmiş olduğu onlarca baharat ve bitki kavanozlarını arada bir kurcalayıp kokularını test ettik. Atölyenin en merak uyandırıcı kısımlarından biri gözlerimizin siyah bantlar ile bağlanıp hepimizin önüne hazırlanmış kapalı paketlerdeki maddeler üzerinde yaptığımız deneylerdi. Bu noktada çok fazla ayrıntı verip işin heyecanını bozmak istemem. Ama kimi zaman dokunup koklayarak kimi zaman tadarak avucumuza bırakılan materyalleri tahmin etmeye çalışmak enteresan bir deneyimdi. Sonlara doğru ise parfümör arkadaşı Eser Küreli ile birlikte hazırladığı esanslar ile çok ilginç bir tahmin serisi daha yaptırdı. Tabii ki yine detayı anlatarak ipucu vermeyeceğim.

koku atlası

Bazı insanların koku alma duyularının kuvvetli olması aslında doğuştan gelen bir yetenek değil. Bu duyuyu nasıl verimli kullanacağını bilmek onu doğru şekilde eğitmekten geçiyor. Sanıyorum ki bu noktada hafızamız ile koku alma arasındaki ilişkiyi de iyi kurmak gerekiyor. Beynimizin bir bölgesi aldığımız kokuları o yaşanan an ile ve o ruh haliyle eşleştirip depoluyor. Gün gelip de çok farklı bir zaman ve bölge diliminde o kokuyu aldığınızda yıllar öncesi bir zaman gitmeniz sadece birkaç saniyede gerçekleşiyor. Cansu bu olguyu şehirlerin ve sokakların kokuları üzerinde denemenizi sağlayacak çalışmalar yapıyor. Farklı semtlerde gruplar ile yaptığı koku yürüyüşleri ile defalarca geçip gittiğiniz sokakları bir de koku duyunuz üzerinden görmenizi sağlıyor. İlmisimya’daki atölyenin sonunda da bunun küçük bir versiyonunu denedik. Bireysel olarak Karaköy’ün sokaklarına dağıldık ve aldığımız kokuların peşinden gidip bize neyi, kimi hatırlattığını, hangi dönemimize götürdüğünü ve ne hissettirdiğini kağıda döktük.

koku atlası 2

Çok yakın zamanda bu atölye yeniden gerçekleşecek. Hem Koku Atlası’ndan hem de diğer ilginç atölyelerden haberdar olmak için İlmisimya’nın takvimini takip etmenizi tavsiye ederim. Daha önce de yazdığım gibi farklı atölyelere katılmak ufkunuzu genişletip yeni bilgiler öğrenmek ve çok ilginç insanlarla tanışmak için en güzel araçlardan biri. Geçireceğiniz keyifli saatler de işin diğer güzel yanı. Karaköy’de yüzlerce defa geçtiğim bir yerde sokağın kokusunu takip ederken bir matbaa bulup içindeki eşya ve kokuların beni eski bir zaman dilimine götürmesi de benim için en güzel yanı oldu.

 Atölye İlmisimya Adres: Akçe Sok. No:6A Karaköy / İstanbul – http://atolyeilmisimya.com/