Kamera, ışık ve oyun! Zaman makinenize atlayıp 1920’lerin Los Angeles’ına gidebilseydiniz dikkatinizi en çok vereceğiniz şey ne olurdu? Yanıtınızın kostümler ya da giysiler üzerine olduğuna emin gibiyiz. İşte başrollerini Brad Pitt, Margot Robbie ve Diego Calva’nın paylaştığı Babil filmi de bu hevesimizin farkında olacak ki benzersiz kostüm tasarımında 20’leri daha önce benzerini hiç görmediğimiz bir vizyonla yorumluyor. Zaten yönetmen Damien Chazelle ve kostüm tasarımcısı Mary Zophres de “Babil”in destansı kostümlerini tartışırken, izleyicilerin 1920’lerde geçen filmlerde görmüş oldukları herhangi bir şeyden uzak durmak istediklerini söylüyorlar!

youtube play youtube play

Mercek Altında: Babil’in Kostüm Tasarımları

Eğer fragmanı izlediyseniz Margot Robbie’nin kırmızı elbisesini gözden kaçırmış olmanıza imkan yok. Renk seçiminden elbisenin kesimine, bu zamana dek gördüğümüz 20’ler modasının dışına çıkan bir stil var karşımızda ve bu durum kesinlikle rastlantı eseri değil. Zophres, kırmızı elbisenin kendisinden önce gelen bu üne sahip olmasının bir nedeni olduğunu söylüyor. Bu kalabalık sahnedeki diğer hiçbir karakter Margot Robbie ile aynı rengi giymiyor. Robbie kalabalığın içerisinde, cesur elbisesiyle parlarken filmin ana temasını kusursuz şekilde yansıtıyor: Aşırı hırs ve “aşırı aşırılık” hikayesi!

Zophres’in kariyerinde bu zamana dek en çok sayıda oyuncuyu giydirdiği Babil filminde arka planda yer alanlarla birlikte 7000 kostüme yer veriliyor. Bunlardan 1500 tanesi repliği olan rollere ait ve filmde yer alan ana karakterler yaklaşık 15 kez kostüm değiştiriyor. Tüm bunlar Hollywood standartları için bile zorlayıcı ve daha önemlisi etkileyici rakamlar. Filmin yönetmeni Damien Chazelle, amaçlarının eski Hollywood’u anlatan bir dönem eseri algısını yerle bir etmek olduğun söylüyor. Zophres da bu amacı ciddiye alıyor ve ilham için 20’lerden pek çok görsel inceliyor. Ancak bunu yalnızca ana tema için ilham almak için yapıyor. Ardından bunları sürekli gördüğümüz 20’ler estetiğinin ötesine geçecek şekilde yorumluyor.

Babil’in kostümlerini bu denli özel kılan her birinin karakterin hikayeleriyle de mantık açısından örtüşüyor olması. Örneğin; Robbie tarafından giyilen kırmızı elbiseye geri dönelim. Zophres, Robbie’nin hayat verdiği Nellie LaRoy karakterini yokluktan geldiğini dikkate alıyor. Bu yüzden de kırmızı elbiseyi Nellie’nin kendi kendine yapabileceği bir giysi gibi tasarlıyor: Kısa bir şort ile beline sarabileceği bir eşarp! Kırmızı elbise Nellie’nin keşfedilmek için yaptığı hamleye hizmet ediyor. Saklaması gerekenleri saklarken göstermesi gerekenleri de çekinmeden vurguluyor.

Brad Pitt’in canlandırdığı Jack Conrad karakterinin giyimi de aynı farkındalıkla işleniyor. Jack büyük bir film yıldızı ama resmi bir kişi değil. Partiler için takım elbiselerini giyse de onu bu özel durumlar dışında klasik giyinirken görmüyoruz. Diğer pek çok sahnede giydiği kazakların tümü el yapımı. Kostüm ekibi onun film boyunca, baştan ayağa giydiği her şeyi özel olarak tasarlıyor. Bu da kostüm tasarımına gösterilen özenin en açık kanıtlarından bir tanesi.

Babil, filmin teması uygun olarak ışıltılı bir aşırılığı hedeflerken karakterlerin gerçeğine sadık kalmayı ve gerçeklikten tümüyle kopmamayı başaran o özel yapımlardan bir tanesi olduğunu her bir karakterle ayrı ayrı kanıtlıyor. Örneğin; Diego Calva’nın hayat verdiği Manny Torres karakterini, sonunda istediği büyüklükte bir işi alıp Jack’e asistanlık yapmaya başlamadan önce yalnızca tek bir spor ceketle görüyoruz. Ardından başarıyı elde ediyor ve bir anda onu etkileyici, üç parçalı takımlar içinde görmeye başlıyoruz.

Günün sonunda Babil‘de, yönetmen Damien Chazelle ve kostüm tasarımcısı Mary Zophres’in dehalarının bir araya gelerek, hikaye ve kostüm estetiğinin bir araya geldiğinde ne kadar güçlü olabileceğini kanıtladıkları bir iş izliyoruz. Filmde Sidney Palmer’ı canlandıran Jovan Adepo’nun da dediği gibi: “Kostümü üzerinize giyersiniz ve eğer doğru yapıldıysa bir anda o karaktere dönüşürsünüz!

Kapak Fotoğrafı: Babil