Burçlara inanır mısınız? Peki ya bilimsellikten uzak kişilik testlerine? Ne zaman bir burç yorumu okusam veya internette dolaşırken eğlence amaçlı kişilik testleri çözsem içimden hep “Resmen beni anlatmış!” derim. Bu testlerin ve burç yorumlarının Barnum etkisinde yazıldığını biliyor musunuz?

Barnum Etkisi | Fotoğraf: Pixel Parker (unsplash.com)

Barnum Etkisi Nedir?

Barnum etkisi terimine ilk olarak psikolog Paul Meehl’in 1956 yılında yayınladığı “Wanted – A Good Cookbook” isimli makalesinde rastlıyoruz. Barnum etkisi adını, The Greatest Showman müzikalinde de hikâyesi anlatılan Amerikalı iş adamı, şovmen ve Ringling Bros. and Barnum & Bailey sirkinin kurucularından Phineas Taylor Barnum’dan alıyor. Phineas Taylor Barnum’un “Herkese uyan bir şeylerimiz var!” sloganıyla insanları manipüle etmesi, meraklı psikolog Bertram R. Forer’ın ilgisini çekiyor ve bu sahtekarlığın altında yatan psikolojinin nedenleri incelemesine olanak sağlıyor.

Psikolog Forer’ın Deneyi

Barnum etkisinin keşfedilmesi 1948 yılında Amerikalı psikolog Bertram R. Forer’ın öğrencileri üzerinde uyguladığı bir deneye dayanıyor. Forer, hipotezini test etmek için psikoloji bölümünde okuyan 39 öğrencisine bir kişilik testi yapar. Öğrencilerin testi tamamlamasından bir hafta sonra da her biri için özel olarak hazırlandığını söylediği kişilik raporlarını dağıtır. Daha sonra öğrencilerinden bu rapordaki analizlerin kendileriyle ne kadar uyuştuğunu 1 ile 5 arasındaki skalada puanlamalarını ister. Öğrencilerin kişilik analizlerine verdikleri puanların ortalaması 4,26 gibi yüksek bir oranda çıkar. Öğrencilerin çoğu testin sonucunu kendi kişilikleriyle çok yüksek bir oranda örtüştüğüne inanır ama kaçırdıkları çok önemli bir şey var. Hepsinin elindeki analiz kağıtları aslında birebir aynıydı.

39 öğrenciye dağıtılan raporda genel ifadeler içeren ve neredeyse herkesin kendinden bir parça bulabileceği betimlemeler yer alıyordu. Hatta Forer’ın bu ifadeleri gazetede gözüne kestirdiği rastgele bir astroloji yazısından aldığı söyleniyor. 

youtube play youtube play

Forer’ın deneyinde öğrencilerine sunduğu rapordaki ifadelere Barnum ifadeleri deniyor. Bu ifadelerde genelde kesin yargılar yer almaz. “Bazen”, “Ara sıra” gibi kelimeler tercih edilir. Bu ifadelere birkaç örnek vermek gerekirse;

  • Kendinizi eleştirmeye yatkınsınız
  • Potansiyelinizi tam olarak ortaya koyamıyorsunuz
  • Başkalarının sevgisine ve takdir görmeye ihtiyacınız var
  • Bazen kararlarınız konusunda şüphe duyarsınız
  • Empati yeteneğiniz çok gelişmiştir

Büyük ihtimalle sizler de bu ifadelerde kendinize dair bir şeyler buldunuz. Genele yazılan ifadeleri, hayatınızda belli dönemlerde yaşadığınız olaylarla ilişkilendirmeniz çok muhtemel. Peki bu hissiyatın arkasında ne yatıyor olabilir?

Bilişsel Önyargılar

Algı
Barnum Etkisi | Fotoğraf: Brendan Church (unsplash.com)

Bu fenomenin bazı bilişsel önyargılarla ilişkili olabileceği düşünülüyor. Bilişsel önyargılar insanın rasyonel düşünebilme yetisinden uzaklaşmasına sebep olur. Olaylar ve durumlar karşısında mantıksız çıkarımlar yapmasına neden olarak kişileri nesnel gerçeklikten uzaklaştırır.

Bilişsel eğilimlerin günlük hayatta pek çok karşılığı var ve her ne kadar rasyonellikten uzaklaştırdığı bilinse de bazı önyargıların insanın sosyal varlık olarak yaşamasını kolaylaştırdığı da söyleniyor. Şimdi bu bilişsel önyargılardan birkaçına daha yakından bakalım.

Barnum etkisinin öznel doğrulama ile yakın bir bağlantısı bulunur. İnsanlar beklenti ve istekleri doğrultusunda aslında alakasız iki olay arasında dahi ilişki kurar ve buna gerçekten inanabilir. Bu yüzden burç yorumları ve kişilik testlerinin genelde pozitif ifadeler içermesi kabul edilirliklerini arttırır. Zaten kim kötü bir özelliği kendiyle bağdaştırmak ister ki?

Barnum etkisi, teyit ya da doğrulama yanlılığı olarak bilinen bilişsel önyargının bir sonucunda ortaya çıkar. İnsanlar kendi inançlarına yakın gördüklerine inanma, diğerlerini reddetmeye yatkınlık gösterir. Okuduğumuz yazının ilk birkaç cümlesi fikirlerimizle örtüşmesi, algımızda yanlılığa sebep olur ve yazıyı bütünsel olarak kabul etme eğiliminde oluruz. Hatta devamında fikirlerimizle çelişen cümlelere ikna olmak için adeta zihnimizi zorlarız, kendimi kandırmaya çalışırız.

Her insan kendi bakış açısının en doğrusu olduğunu düşünür. Hatta görüşünün kimsenin erişemeyeceği ve anlayamayacağı kadar karmaşık olduğunu kanısına dahi varabilir. Benmerkezci önyargı olarak karşımıza çıkan bu düşünce türü ego tatmininin bir sonucu olarak değerlendirilir.

Kapak Fotoğrafı: Mac Mullins (pexels.com)

İlginizi Çekebilir: Kolektif Persona’dan Mutluluk Ayar Noktası