Bu hafta başarılı basketbolcu Sinan Güler “kim” sorularımızı yanıtladı. Sinan Güler’in basketbol ve “sneaker”larla dolu hayatının bilinmeyenlerini öğrenin.

Sinan Güler’i 3 sıfatta daha yakından tanıyabilir miyiz?

Hiperaktif- Çocukluğumdan beri öyleydim, herhalde hayat boyu öyle olmaya devam edeceğim.

Empatik – Etrafımdaki insanları anlamak önemlidir; ne düşündüklerini merak ederim, aynı zamanda çözüm üretimi konusunda kullandığım bir özellik olabilir bu.

Çalışkan – Kendimi geliştirmek ve daha iyiye ulaşabilmek için her zaman ekstra efor sarf etmek gerektiğine inanıyorum.

Sinan Güler
Başarılı Bir Basketbolcu, Aynı Zamanda Bir Sneaker-Freak: Sinan Güler

Basket hayatından bahseder misin biraz?

Basketbol sahasında doğdum diyebilirim. Bir insanın babası, annesi basketbolcu olunca pek şaşırtıcı olmuyor bu tabii. 5-6 yaşındayken abimin peşinden giderek basketbol sahası içinde büyümeye başladım. Sonra Amerika’ya gitmeden ITÜ ve Beşiktaş altyapılarında oynadım. Bilgi Üniversitesi’ni kazandığım sene de Beşiktaş’ın A takımında kadroda bulundum. Amerika’da basketbol bursuyla Salt Lake Community College ve Carroll College’da okuduktan sonra Türkiye’ye döndüm. Sırasıyla Darrüşafaka, Beşiktaş ve şu an formasını giydiğim Anadolu Efes takımlarında oynadım. Aynı zamanda 2008 yılında beri A Milli Takım’ın formasını giyiyorum. Günlük rutin açıkçası yoğun bir hayatın özeti olur. Milli takımlarla beraber son 6-7 senedir yılın 340 gününde basketbolla ilgili bir şeyler yapıyorum. Şikayetçi olduğumdan dolayı değil ama fiziksel ve mental olarak yorucu bir süreç oluyor bu haliyle. Ama yapmak istediğim ve her gün sahaya girdiğimde ne kadar çok sevdiğimi kendime anımsattığım bu işi yaptığım için çok mutluyum.

Aşağıdakileri devam ettirebilir misin?

* Top 5 filmim… Lord of the Rings (The Hobbit geldi, çok heyecanlıyım:), Usual Suspects, Godfather (Seri halinde), Old School, Fight Club, Rounders

* Dinlemekten asla sıkılmayacağım albüm… Eminem – Recovery, Rolling Stones’dan albüm sayamam herhalde ama en öne çıkan Exile on the Main Street olur, Bad Meets Evil – Hell: The Sequel, Kanye & Jay-z – Watch the Throne, Limp Bizkit – Chocolate Starfish & the Hot Dog Flavored Water, Justin Timberlake – Future Sex/Lovesounds, The Lonely Island – Turtleneck & Chain

* Unutamadığım tatil… 2011 yazında en yakın 3 arkadaşımla gittiğimiz Hırvatistan tatili gerçekten çok eğlenceliydi. Detayları anlatmam yasak. 😉

* Üniversite yıllarım… Kendi başıma geçirdiğim, ancak Hem Salt Lake City’de hem de Helena’da unutulmaz anılar ve arkadaşlıklar kazandığım senelerdi.

* İstanbul… ”Homebase” diyebileceğim yer. Nereye gidersem gideyim dönerken İstanbul’a döndüğüm için heyecanlanırım; heyecanlanmaya devam edeceğim. Bebek mahallesini de hiç başka bir yere değişmem.

* Aşk… Heyecan ve tutku.

Sinan Güler
Başarılı Bir Basketbolcu, Aynı Zamanda Bir Sneaker-Freak: Sinan Güler

En son…

* Hangi kitabı okudun..American Psycho ve Keith Richards‘ın Life adlı kitaplarını okudum en son.

* Hangi diziye takıldın… Şu an manyak gibi Sons of Anarchy izliyorum ama takip ettiğim dizileri anlatmam biraz uzun sürer sanırım.

* Hangi albümü aldın… Macklemore & Lewis – The Heist

* Hangi playstation oyununu aldın… Call of Duty Black Ops 2

İstanbul’da sosyal yaşamında seni en çok hangi mekanlarda görebiliriz?

Bebek Kırıntı veya Starbucks, Kanyon Numnum, Asmalı Mescit’te Kum Saati isimli Jazz Bar, bir de Tahtasaray Kebap Salonu

Seninle ilgili bilmediğimiz bir şey…

Klasik araba kullanmak; sahibi olmak isterim.

Vücudunda hiç dövme var mı?

2 tane var; bizi sol bacağımdaki Flash dövmesi, öbürü de sırtımda Sistine Chapel’daki Tanrı’nın Adem’e uzandığı sahnenin basketbol toplu versiyonu.

Hangi parfümü kullanıyorsun?

Givenchy – Play

Sinan Güler
Başarılı Bir Basketbolcu, Aynı Zamanda Bir Sneaker-Freak: Sinan Güler

Basketten başka kısa kısa yaptıklarından bahsedebilir misin bize?

İlk önce Güler Legacy‘den bahsedeceğim biraz. Küçükken Amerika’da ve Avrupa’da basketbol kamplarına gitmiş biri olarak hep bunun benzerini Türkiye’de gerçekleştirme hayalim vardı. 2011′de ilkini gerçekleştirdiğimiz yaz kamplarında sporcularımıza 5 gün içerisinde iyi bir basketbol eğitimi verirken, aynı zamanda basketbolun içinde bulundurduğu şeyleri hayatta nasıl kullanabileceklerini göstermeye çalışıyoruz. 2 senede bu kampların içinde sosyal sorumluluk amaçlı toplamda 65 tane basketbolcuyu Doğudaki farklı şehirlerden İstanbul’a getirdik. 2013 yılında yeniden 50 sporcunun Doğudan geleceği kampımızı Özyeğin Üniversitesi’nde yapacağımızı gururla söyleyebilirim.

Lastik Pabuç açıkçası Ramazan Bıyıksız’ın evimi soyduğu video ile hayatıma girdi ama zaten bir tutku olan Sneaker’larımla ilgili bir dünyayı Türkiye’de yaratma fırsatı olmasından dolayı ayrı bir şekilde bağlanmış durumdayım. Ortaklardan biri olarak LP ile amacım Türkiye’de var olan ama farkında olunmayan Sneaker kültürünün büyümesini, genişlemesini ve sahip olduğum 40-50 ayakkabılık Jordan koleksiyonumu geliştirecek bir ortam sağlamak 🙂

theMagger hakkındaki düşüncelerini alabilir miyiz?

theMagger ile henüz yeni tanıştım diyebilirim ama birincisi en tepeden biriyle tanışmış olmak ve Magger’ın sahip olduğu sempatikliği hissetmiş olmak güzeldi. İlerleyen dönemde daha da iyi yerlere gelir umarım!

Hayat felsefen…

Yaptığım her şeyi kendi mutluluğum ve huzurum için yapıyorum diyebilirim. Bu belki cümleyi okuyunca bencilce gelebilir ama bu iki parametre tek başına yaşanabilecek şeyler değil; iş olsun, hobi olsun, aşk olsun, arkadaşlık olsun bir şekilde yanında birileri olacak paylaşacağın.