Boterismo terimi size bir şeyler anımsattı mı? Bu terim içinde ait olduğu sanatçıyı barındırıyor, yani Kolombiyalı modern sanat ressamı Fernando Botero’yu. İlk bakışta dikkatleri çeken, çoğu ressamın eserinden oldukça farklı ve bu farklılığıyla dünya çapında tanınmış, ayrıca çağdaş resmin en önemli ressamlarından biri Botero. Aslında bir matador olacakken boğayla göz göze gelince bu fikrinden vazgeçip ressam olmaya karar vermiş ve iyi ki de öyle yapmış.

Boterismo | Fotoğraf: Twitter

Her sanatçının, eserlerini yansıtırken onu diğerlerinden ayıran kendine özgü bir tarzı, bir tekniği varsa işte Botero’nun da resimlerinin kimliğini, her birine ayrı bir ruh yükleyen tombul sevimli figürleri oluşturuyor. Ayrıca resimleri, boyaları tabloya ince uygulamasıyla ve biçim sadeliğiyle de öne çıkıyor. Botero dünya çapında o kadar çok seviliyor ki eserleri en çok satın alınan sanatçılar arasında yer alıyor. Zaten eserlerine baktığınızda neden bu kadar çok sevildiğini anlayacaksınız ve tıpkı benim gibi sizin de o eserlerden birine sahip olabilmek için yanıp tutuşacağınıza eminim.  İşte Boterismo terimi de bu yüzden türetildi aslında. Bu terim Botero’nun küresel başarısını ve ününü gösteren bir imza görevi üstleniyor.

Şaşırtan Ressam Botero

Sadece bu sevimli tombul figürleriyle değil aynı zamanda natürmortlarıyla da kolayca tanınabiliyor Botero, çünkü en ufak bir detaya bile öyle ayrı ve kendine özgü bir özellik vermeyi başarıyor ki Botero, bu sayede hedefine ulaşmış oluyor. Sirkler, boğa güreşleri, Latin Amerika’da yaşayan insanlar ve onların yaşantısı büyük oranda sanat eserlerinin konusunu oluşturuyor. Ancak, Botero’nun bütün eserleri bu kadar neşeli ve insanı gülümseten türden değil maalesef. Kolombiya İç Savaşı, ABD’nin Irak’ı işgali sırasında yaptığı insanlık dışı işkenceler ve hatta Pablo Escobar’ın ölümü de resimlerinde işlediği konulardan bazıları. Eserlerinde çok iyi bildiği konuları ele aldığını belirten Botero, öyle olmasa o konuyu çizemeyeceğini de belirtiyor. Örneğin, boğa güreşleriyle kendini o kadar çok özdeşleştiriyor ki kendini bir matador şeklinde çizebildiğini söylüyor.

Botero Sergisi Katalog
Botero Sergisi Katalog | Fotoğraf: İlke Hazer

Kendini ülkesiyle bütünleşmiş biri olarak tanımlıyor ressam ve her eserinde kendi kültüründen de yansımalar olduğunu görebiliyoruz. Latin Amerika’yı ve halkını resmederken neşeli görünen resimler çarpıyor gözümüze ama bu resimlerin anlam içeriğine baktığımızda yalnızlık duygusunu barındırdıkları da inkâr edilemez. Sirk resimlerinde de her ne kadar ilk bakışta yüzümüzde bir tebessüm oluştursa da yine aslında hepsi derin anlamlar yüklü; bu resimlerinde gördüğümüz renkli sirklerin, aslında yaşamın acısı ve tatlısıyla bir metaforu olduğu söyleniyor.

Bütün bu eserlerinin yanı sıra, beni şaşırtan ve gülümseten bir diğer özelliği de Botero’nun Velázquez’den Jan Van Eyck’a kadar diğer büyük sanatçıların eserlerini de kendi yorumunu katarak ancak tabii ki taklitten kaçınarak yeniden oluşturması. Bunlardan biri 12 yaşında Mona Lisa (1959). Bu tablo da Botero’nun en bilinen eserlerinden biri ve Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa tablosundan esinlenerek yarattığı bu eserine 12 yaşındaki tombul Mona Lisa’nın yüzüne tebessüm eden ufacık da bir ağız eklemiş.

Botero’nun Bendeki Etkisi

Daha lisedeyken İstanbul Pera Müzesi’ne yaptığım bir ziyareti anımsıyorum. Müzedeki sergide Botero’nun birbirinden etkileyici onlarca tablosu bulunuyordu. Birçok insan Botero’yu ressam olarak bilse de kendisi aynı zamanda bir heykeltıraş. Örneğin, İzmir Efes Oteli’ne yolu düşenler Botero’nun heykelleri ile karşılaşmıştır. Pera Müzesi’nde heyecan ve merakla görmeyi beklediğim Botero’nun o tombul figürleri beni o gün gerçekten de etkilemeyi başarmıştı çünkü daha önce hiçbir sanat eserinde böyle figürler görmemiştim.

Botero hatıraları
Botero Hatıraları | Fotoğraf: İlke Hazer

Oldukça sevimli görünen bu tombul insan figürleri ilk bakışta onun Botero’ya ait olduğunu belli ediyor ve onu diğer sanatçılardan ayırıyor. Öte yandan sanatçının kendisine göre onun figürleri tombul değil, sadece hacim olarak büyük. Ayrıca bu yolla Botero sanat eserlerinde güzellik anlayışını sorguluyor ve “Şişman güzeldir.” felsefesini benimsiyor. Botero’nun böyle yaparak figürlerin egolarını da yansıtmış olduğu söyleniyor. Bütün bilgiler bir yana, Botero büyük bir fark yaratmayı başarmış bir sanatçı. Onu ne kadar çok sevdiğimi bu yazıda aktaramadıysam bile paylaştığım fotoğrafta bana ait biriktirdiğim Botero hatıralarından bu sevgimi belli ettiğimi düşünüyorum.

Kapak Fotoğrafı: Instagram/@artcompletely

İlginizi çekebilir: Hatice Ildıran’dan Modigliani