Bir moda işletmesinin başarı olasılığı nedir? Araştırma enstitüsü Statistic Brain’e göre bu endüstride şirketin kuruluşundan dört yıl sonra ayakta kalma oranı %47. Bu denli rekabetçi, yenilik düşkün, detaycı ve günün sonunda zorluklarla dolu bir alan için bence düşük bir oran. Başarı öykülerini de muhtemelen bu yüzden ilgi çekici buluyoruz. Telaffuzu her daim tartışılan ama başarısı tartışılmayan markalardan bir tanesi olan Les Benjamins’in İzmir Alsanacak’taki mağazasında yarattıkları Café Les Benjamins konseptinden ilhamla, markanın kurucusu Bünyamin Aydın ile moda dünyasının dinamikleri üzerine konuştuk.

Bünyamin Aydın

Size dair ilgi çekici konulardan biriyle başlamak istiyorum. Dünyada da tanınan bir markanın ardındaki yaratıcı isim olmanıza rağmen geleneksel bir moda tasarımı eğitiminiz yok. Bir röportajınızda da Levis’ın San Francisco kampüsünü görüp etkilendiğiniziden ve Les Benjamins’in geleceği için hayalleriniz arasında gençlerin yaratıcı hissedebileceği bir İstanbul kampüsü olduğundan söz ediyorsunuz.

Sizce moda dünyası gerçekten CV’lerden ve mezun olunan okullardan bağımsız, herkesin dâhil olabileceği bir oyun alanı mı?

Kesinlikle, herkesin dahil olabileceği bir oyun alanı. Bu anlamda en iyi örneklerden biri Raf Simons’tur, kendisi endüstriyel ve mobilya tasarımı eğitimi almıştır. Rei Kawakubo da moda eğitimi almamıştır ancak moda dünyasının önde gelen isimlerindendir ve aynı zamanda benim de ilham aldığım isimlerden biridir. Moda sektörü dışarıdan çok renkli ve heyecanlı gibi görünse de içine girince derin dallarını görmeye başlarsınız. Yoğun, stresli ve sürekli bir yarış halindesiniz. Bu bazı insanlar için çok yorucu olabilir. Bu yüzden başarılı olmak için modayı sevmek kesinlikle gereklidir.

Bir marka kurmak kolay ama onu sürdürülebilir kılmak güç. Les Benjamins’in bu anlamda, birçok markanın arasından sıyrılıp bugünkü yerine ulaşabilmesinin ardında ne var sizce?

İlk günden beri İstanbul’dan yola çıkarak global bir marka yaratma isteğim hep vardı diyebilirim. Her ay farklı bir ülkede bulunuyorum ve Les Benjamins’in başarısı çok çalışmaktan geliyor. Dün Tokyo’da bir davet verdim ve iki hafta önce Güney Kore’deydim. 12 sene geçmesine rağmen hala gece gündüz koşturarak çalışıyorum. Tabii ki şans, çok çalışmak, kreatif fikirleri gerçekleştirmek gibi birçok şeyin bir araya gelmesiyle bu başarı oluyor.

Bir yanda ömrü kısa trendler bir yanda da “20 yıl kuralı” yani modanın her 20 yılda bir kendini tekrar etmesi gerçeği var. Les Benjamins için tasarlarken, moda tarihinden, arşivlerden ve trendlerden ilham alıyor musunuz?

Moda tarihinden ve arşivlerinden ilham alıyorum. Kendi yolumu çizip kendime odaklanıyorum. Les Benjamins, doğu kültürlerini yeniden yorumlayarak bugüne geri getiriyor. Moğolistan’da kartal avcılığı, Anadolu rock, Türk ralli tarihi, İpek Yolu ve doğunun atları gibi tüm koleksiyonlarıma baktığınızda Les Benjamins’in ruhunu görebilirsiniz. Nedense çocukluğumdan beri doğu kültürünü çok seviyorum.

İzmir mağazasını ziyaret ettiğimde beğendiğim ürünler için büyük beden olup olmadığını sordum ve 2XL’lere kadar seçenek olduğunu duyunca çok sevindim.

Modanın süregelen kapsayıcılık sorununa hem tasarımcı hem de marka sahibi gözüyle nasıl bakıyorsunuz? Neden daha çok markanın büyük bedende de ürettiğini göremiyoruz?

Çok iyi bir soru, nedenini ben de bilmiyorum. Bence birçok marka bu duruma ticari odaklı bakıyor, maalesef. Büyük bedenin tasarımlarda erişilebilir olması benim için çok değerli ve markamızın DNA’sı haline geldi. Ayrıca bazı ürünlerde 2XS bile yapıyoruz.

Alsancak’ta Cafe Les Benjamis ile birlikte bir mağaza olmanın dışına çıkıp keyifli bir sosyal alan da yaratılmış durumda. Tıpkı Les Benjamins gibi birçok dev moda markası da benzer girişimlerde bulunuyor. Örneğin; Louis Vuitton’un bir restoranı Dior’un da bir kafesi var.

Moda dünyası neden sınırlarını genişletmek istiyor?

Moda markalarının aura ve enerjisinin yaşam alanlarına sıçraması çok kolay. Bir Les Benjamins mağazasına girdiğinizde aslında Les Benjamins’in dünyasına adım atıyorsunuz. Birçok marka bu gücün farkında ve bunun gibi atılımlara başvuruyor. Café Les Benjamins Alsancak ilk şubemiz ve umarım çok daha güzel yerlere gelir.

Hep sorulsun istediğiniz ama bir türlü sorulmadığı için üzerine düşüncelerinizi paylaşamadığınız bir konu var mı?

Dünya markası yarattığınızda görünmeyen zorluklar oldu mu sorusu olabilir. Birçok sağlık sorunu yaşadım. Birçok anksiyete sorunu hala yaşıyorum diyebilirim. Instagram ve sosyal medyada yaşadığımız için birçok zorluğu kimse görmüyor ve içimize atıyoruz. Les Benjamins’in globalleşmesinin arkasında birçok manevi fedakarlıklar yatıyor. Son 7 yılda hiç tatile çıkmadım ve geçen sene yeni başladım. Hatta şu an Tokyo’da tatildeyim. Bence birçok başarılı moda tasarımcısı ve sanatçı benim gibi benzer sorunlar yaşıyor ama hiçbirimiz bunları ifade edemiyoruz.

Kapak Fotoğrafı: Omar Khaleel

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Next in Fashion