SAM_3621

California kıyılarını gezmenin en güzel yolu araç kiralayıp yola çıkmak, ikincisi ise yeterli zaman ayırmak. Tabii gideceğiniz şehirlere göre tatilin zamanı da önemli ancak bizim gibi San Fransisco, Big Sur, Los Angeles, Las Vegas, San Diego ve yakınlarındaki National Park’ları gezmek isterseniz en az 2 haftaya ihtiyacınız var. 2 hafta bize tam yetti, ama çoğu seyahatimde yaşadığım hissi yine yaşadım: Bıraksanız beni burada da aylarca kalırdım!

San Fransisco, Road trip’teki ilk durağımız. Uzun, keyifli uçuş yolculuğumuz sonrası SF ile maceramız araba kiralama işiyle başladı. Burada size önerim mutlaka iyi bilindik şirketten aracı online olarak önceden kiralamanız. Bizim online rezervasyonumuz olmasına rağmen birkaç saat sırada bekleyip Budget şirketinden aracımızı aldık.

Tüm seyahatimiz için otelleri önceden ayarlamamıştık sadece SF, hafta sonuna denk geldiği ve ilk durağımız olduğu için oradaki oteli önceden booking.com’dan ayarladık. Amerika’da booking’den daha yaygın olan site ise expedia. Biz bundan sonraki rezervasyonlarımızı expedia üzeinden yaptık çünkü bu sitede daha çok seçenek çıktı.

SF gezimize Fisherman’s Wharf’da başladık. California’da okyanusa sahili olan her şehirde mutlaka bir Fisherman’s Wharf var sanırım; hepsi de güzel, şirin yerler. Burada okyanus ve Alcatraz’a karşı bir balık restoranında yemek yedik, yemekler oldukça lezzetliydi. Burada $75-100  civarı 2 kişi normal bir balık lokantasında güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Fisherman’s Wharf’da biraz yürürseniz karşınıza çıkacak olan Boudin Bakery’i ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ekmekleri şahane  gözüküyordu, bizse kahve içtik sadece.

Boudin

Hava her zaman rüzgarlı ve hafif serin, yanınıza kalın birkaç giysi alabilirsiniz. Sonrasında arabayla şehir turu yaptık, meşhur Lombard Street’ten geçtik. Daracık kıvrımlı sokaktaki evler muhteşem gözüküyor. Yine Amerika’nın diğer büyük şehirlerinde bulabileceğiniz China Town’u (Brooklyn St) gezdik ve günümüzü tamamladık.

Bir sonraki gün ise çevredeki lokal bir Breakfast Cafe’ye gittik. Kahvaltı kültürü birçok ülkede olmadığı gibi Amerika’da da hiç yok. Beyaz hamburger ekmeği arasına genelde bacon, yumurta vb. Yiyecekler koyuyorlar. Burada en iyisi kahvaltıdan çok fazla beklenti olmadan öğle yemeğine geçmek! SF’nın doğasına hayran kaldım, her yer yeşil, ağaçlar, ormanlar ve koşu parkurları… Otelimizin karşısı okyanustu, herkes bisiklete binip koşuyor. Biz de sabahları erkenden kalkıp yakınımızdaki Golden Gate Park’a gidiyorduk. Doğayı dinlemek çok güzel bir şey! Devamında Golden Gate Bridge, Coit Tower ve Little Italy’de vakit geçirdik, çok keyifli sevimli yerler. Buraya kadar gelmişken Silicon Valley ve Stanford University’i görmeden olmazdı. Silicon Valley’e Pazar günü gitmeyin, Google visitor center kapalı oluyor. Stanford ise herkese açık bir alan, görünce burada okuyanların ayrıcalığını hissettik.

Big Sur Coast: SF’da 3 gün geçirdikten sonra sabah erkenden Santa Barbara’ya sahilden gitmek üzere yola çıktık. Bir sürü filme konu olan Big Sur şeridini arabayla geçtik. Santa Cruz, Monterey, Santa Maria, Santa Barbara gördüğümüz çarpıcı yerler arasındadır. Monterey’i herkes çok övdü fakat Fisherman’s  Wharf’ı dışında çok bir şey yok, sevimli küçük bir yer. Yollarda genelde Vista Point olarak belirtilmiş yerlerde durduk, en güzel noktalar da bence buralardı.

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

Bir sürü şahane manzara gördükten sonra çoğu insanın tavsiyesi olan Santa Maria’da kalmak için oraya geçtik, fakat burası çok boş ve gezecek/yapacak hiçbir şey yok. Bu nedenle burada fazla vakit geçirmeden Santa Barbara’ya geçtik, muhteşem bir kasaba, listeye alınması lazım. Burada yine Fisherman’s Wharf’ta yemek yiyip sahilinden dolaştık, çok keyif aldık. Yakınlardaki küçük bir kasabada konaklamayı gerçekleştirdik. Tüm bu yolculuğumuz 12 saat sürdü.

Santa Monica, Los Angeles: Santa Monica gittigimiz özel yerlerden biriydi, plajı çok büyük ve keyifli. Ocean Avenue’dan sahil boyunca yürünmeli. Bir de Main Street var, burası cafe ve restoranlarla dolu, biz çok sevdik. Akşama dogru LA’e geldik, The Ivy’de keyifli bir yemekten ve Hollywood’u gezdikten sonra akşam LA Downtown’da bir otelin terasında manzaranın tadını çıkardık.

LA

Los Angeles’te 1 günümüzü sadece Universal Studios’a ayırdık, zaman ancak yetiyor. Burada yaşayan arkadaşlarımızdan aldığımız tavsiyelerle sabah açılış saatine yakın gittik ve önce stüdyo turu ve diğer aktiviteleri tamamladık, sonra rahatça üst kısımları gezdik. Harry Potter, Simpsons, Seaworld ve Transformers beğendiklerimden oldu.

Las Vegas: Burada toplam 2 gün kaldık. Casino, Pool Party gibi yapılacak tüm aktiviteleri yapmaya yetiyor aslında 2 gün. Casino’da çok fazla vakit geçirip kaybetmemenizi öneririm. İnsanlar günler boyu başından kalkmıyor makinaların… Pool Party ise havuza girmek değil de havuzun içinde ya da yanında müzikle eğlenmek, içki içmek gibi bir aktivite. Bu arada, Vegas’ta oteller genelde ucuz ve kahvaltı dahil konseptine ilk defa burada rastladık. Vegas’a geliş amacımız aslında Grand Canyon’a geçmekti… Buraya 4 saatte geçtik ve çok keyif aldık. Dünyanın 7 harikasından biri olan Grand Canyon’a çok rahat, arabayla gidiliyor, içeride de otobüslerle tüm yerleri gezdiren ringler var. Burada gidilmesi gereken Red Line – Hermets Road. Muhteşem bir manzara bizi karşıladı.

SAMSUNG CSC

Grand Canyon

San Diego: Bu şehri genelde insanlar pas geçmiş, gitmemişler. Muhtemelen en güneyde kaldığı için. Fakat bana en sıcak, en samimi ve en eğlenceli gelen şehir oldu. Hava sıcak, insanlar çok sıcak, yemekler güzel, şehir güzel… İlk durağımız önceden bildiğimiz Fish Market. Burada güleryüzlü insanlarla muhteşem bir yemek yedik. San Diego Bay (sahilinde) dolaştıktan sonra Little Italy’e geçtik. En fazla günü San Diego’da geçirdik (4 gün), ve Little Italy’ye yakın bir motel olan Motel 6’de konakladık, çünkü her akşam Little Italy’e mutlaka gittik. Bunun yanında Colorado Island evleriyle bir harika, burada da birkaç saat gezilmesi gerekiyor.

Alışverişe gelirsek, elektronik için Best Buy, kıyafet için ise outletlere bakabilirsiniz. Her şehirde mutlaka ikisinden de var, ve şehir dışında oluyorlar.

4th of July’ı San Diego’da havai fişeklerle kutladık. Yine çevremizdeki insanlarla konuşup anılarımızı paylaştık. Pacific Beach, La Jolla muhteşem plajlar. Buralarda tüm günümüzü geçirdik, insanlar buralarda yaşamaktan son derece mutlular. SF’a doğru yolumuzda Long Beach, Newport Beach ve Orange County’e uğradık. Tüm dizilere, filmlere konu olan beach leri görebilirsiniz. 🙂

Newport Beach

Yosemite Park: Dönüş uçağını da SF’dan almıştık. Hem arabayı aynı yerden almak ve bırakmak için hem de uçak daha uyguna geldi. Bu nedenle son durağımız: Yosemite. Sabah erkenden yola çıkacağımız için oraya yakın Fresno’da kaldık. Oraya gitmek için çok mantıklı bir tercih, çünkü Yosemite Parkı’nın içinde kalmak biraz tehlikeli geldi bana. Ayıları ve vahşi yaşamı çok sevsem de geceyi tehlikede geçirmek bana göre değil… Burası muhteşem bir park, her şeyi doğal bırakmışlar. Ayılar parkın her yerinde olduğu için arabayı çok yavaş kullanmalısınız. Parkın kuzeyinden güneyine 6 saatte civarında ulaşılıyor. Evet, biraz yorucu bir gezi oluyor ama kesinlikle değdi.

Yosemite

DCIM112GOPRO

Waterfalls, Yosemite Valley, Sequoia Trees parkın görülesi noktalarından. Girerken size bir harita veriliyor fakat bu harita o kadar açıklayıcı değil onu söylemeliyim, yardıma ihtiyacınız olursa her zaman bana yazabilirsiniz.