Kadınlar tarih boyunca mücadele verdi ve vermeye devam ediyor. Okumak için, çalışmak için, bir birey yerine konmak için ve yaşamak için… Bugün yaşadığımız hayatları, bizim için sıradan rutinleri, belki de bazılarının ömrünü harcayarak verdiği mücadeleye borçluyuz. Marie Curie ve Maria Montessori gibi. Bu hikayenin kahramanıysa Camille Claudel.

Camille Claudel
Camille Claudel | Fotoğraf: Artsper Magazine

Size araştırdığım kadarıyla Camille Claudel’den bir hikaye anlatır gibi söz etmek istiyorum. Camille Claudel, 1864 yılında Fransa Aisne’de doğdu. Fransa’da o yıllarda bir kadın, bir birey olarak var olmak çok zordu. Camille’in hayallerine ulaşmak için bu zorlu yoldan geçmesi gerekmişti. Çocukluğunda taş ve çamurla oynamayı çok seven Claudel, ilerleyen yıllarda heykel eğitimi almak istedi; fakat o yıllarda kadınlar eğitim alamıyordu. Ama o, heykel eğitimi almak isteyen birkaç genç kadına daha ulaştı ve birlikte Aguste Rodin’den ders almaya başladılar. Rodin’i ünlü “Düşünen Adam” ve “Öpüş” heykellerinden hatırlayabilirsiniz. 

Camille’in annesine göre bu durum hiç uygun değildi; fakat o şanslıydı, hayallerine giden yolda babası kendisini destekliyordu. Camille, Rodin’den ders almaya başladıktan bir süre sonra, Rodin ile aralarında duygusal bir ilişki başladı. Rodin evli değildi ama uzun zamandır beraber olduğu, Rose adlı bir kadın vardı. Dolayısıyla, Camille ve Rodin’in ilişkileri yoğun ve çalkantılı oldu. Bundan dolayı olmalı ki Camille, Rodin’in diğer ilişkisini bildiği halde kendi ilişkisini sürdürmeye devam etti. 

Rodin ve Camille
Rodin ve Camille | Fotoğraf: Wannart

Çok yetenekliydi! O kadar ki, aynı zamanda Rodin’in de birçok eserine ilham kaynağı oldu. Bir yandan da, her ne kadar sevgili bile olsalar rakiptiler ve Rodin Camille’i, yeteneğini farkında olmasına rağmen içten içe kıskanıyordu. Rodin’in şu sözleri de bunu destekliyor: “Ona altını nerede bulacağını söyledim  ama bulduğu altın kendi içindeydi.” Ancak aslında olan şuydu: Camille, Rodin’in hırsının gölgesinde kalmıştı.

Camille, Rodin ile ilişkilerinin bir noktasında hamile kaldı; fakat bir kaza sonucu bebeğini kaybetti. Yaşadıkları dönemin şartları, Rodin’in kaba davranışları, hırsları, aşkları ve özellikle de aralarındaki ikinci kadın oldukça çalkantılı bir ilişki yaşamalarına sebep olmuştu. Son kaçınılmazdı… Camille bir cesaret gösterip bu çalkantılı ilişkiye son verdi.

Vals
Vals | Fotoğraf: El Universel

Çocuğunu düşürmüş olması, yaşadığı ayrılık ve Rodin’in bir diğer ilişkisi; Camille’nin acı çekmesine sebep olan başlıca konulardı. Yaşadığı bu acılı dönem tabii ki eserlerinde de iz bıraktı ve aslında Camille; Vals, Clotho, Olgunluk Çağı gibi en iyi eserleri bu dönemde yarattı.

1900’lü yılların başlarında Camille, ruhsal sorunlar yaşamaya başladı. Sanrı ve paranoyoları vardı, yaşadığı acılar da bu durumu destekliyordu ve en büyük paranoyaları Rodin ile ilgiliydi. Ailesi ve Rodin’in kararıyla Camille, hastaneye yatırıldı. Tek destekçisi babasıydı ve o da ne yazık ki bu süreçte vefat etti. Annesiyse en başından beri aldığı eğitimi bile desteklemezken, şimdi de kızı evli olmayan bir adamdan hamile kalmıştı ve ruh sağlığıyla ilgili sorunlar yaşıyordu. Böylece annesi Camille’i tamamen terk etti. O kadar ki, hastanedeki doktorlar ailesiyle görüşmenin ona iyi gelebileceğini söyledi, ancak buna rağmen annesi görüşmeyi kabul etmedi. Camille’in gördüğü tek şey birkaç yılda bir onu ziyarete gelen kardeşiydi.

Rodin, 1917 yılında yıllardır beraber olduğu Rose’la evlendi, aynı yıl vefat etti. Camille’in Rodin ile ilgili paranoyaları iseo kadar kuvvetliydi ki, o vefat ettikten sonra bile devam etti. Yine de Camille, kardeşi hastaneye her geldiğinde oradan çıkacağına dair umutlanmaya devam etti; fakat hiçbir zaman hastaneden çıkamadı.

Camille’in hikayesi; vefasız bir sevgili ve kendisine destek olmayan bir aileyle tek başına mücadele etmek zorunda kalarak devam etti ve hastanede geçirilen bir 30 yılın ardından vefat etmesiyle son buldu.

Kapak fotoğrafı: svd.se/

İlginizi çekebilir: Ceren Muslu’dan Sanatın İkonik Kadın Figürleri