Eğer ev dekorasyonu ile biraz olsun ilginiz varsa zannediyorum daire isimli Youtube kanalının videolarına ya da Instagram paylaşımlarına rastlamışsınızdır. O kadar güzel bir iş çıkarıyorlar ki sosyal medyalarında gezmek görsel açıdan çok keyifli ama ben bugün işin bu kısmından bahsetmeyeceğim.

Ev Dekorasyonu | Fotoğraf: unsplash.com/@jonnysplsh

Yakın zamanda yalnız başıma yaşamaya başlayacağım ve bu nedenle son birkaç aydır deliler gibi ev arıyor, ev dekorasyonu sayfalarında geziyor, mobilya fiyatlarını karşılaştırıyor ama sıklıkla sinir krizi geçirip bir takım teknolojik aletlere fiziksel şiddet uyguluyorum. Bunun iki temel nedeni var. Birincisi yükselen (!) ekonomimiz sağolsun her şeyin inanılmaz pahalı olması ikincisi ise sosyal medya ev dekorasyon sayfaları.

Çocukluğumda beri ev dekorasyonuna bayılırım (evet bir çocuk için biraz anlamsız ama 5 yaşından beri odamı ritmik aralıklarla yeniden dekore ediyorum.) Bu yüzden de bu konuda sayfalar görünce ağzının suyu akanlardanım. Sosyal medya elbette her şeyin cilalanmış biçimde sunulduğu bir ortam ve bunun bilincinde olarak kullanıyoruz. Yine de benim gibi çıldıranlar varsa kendilerini yalnız hissetmesinler diye bu yazıyı yazmak istedim. Çünkü o ışıl ışıl parlayan İskandinav stilde dekore edilmiş, bambimbom ağacından yaptırılmış mobilyalı pırıl pırıl evler var ya, hah o evler yok işte.

Daire Kanalı ve Yüksek Tansiyon

Ben tam “Oh be ev buldum evet biraz kusurları var ama olsun güzel canım.” şeklinde kendimi motive ederken canım ailem salonda daire’nin videolarını izlemeye başladı ve olanlar oldu. Galata’daki tarihi eser apartmanlarda minik fakat özenle dekore edilmiş evlerde gülümseyen (bu arada sanırım diş beyazlatma da güzel dekore edilmiş evle birlikte geliyor, kanalda röportaj veren herkes diş macunu reklamı modeli gibi) çiftleri görünce bana gelenler geldi. Gece üçe kadar yeni ev alternatifleri arayıp fiyat-kalite performansı gözlerimi kanatan yüzlerce emlak sitesi paylaşımına baktıktan sonra tansiyonum çıkmış biçimde yattım ve bütün gece ev arama kabusları gördüm. Şimdi size bu ev dekorasyonu sayfaları, dergileri ve paylaşımlarında benim gibi genç ve kırılgan ruhları yıpratan bazı şeylerden söz edeceğim.

Ev Sahibini Tanıyalım

Şimdi öncelikle daire’nin röportajlarının neredeyse hepsinin başında yer alan o ev sahibi tanıtım konuşmasını biraz gerçeğe çevirelim: “Merhaba, ben Luna. Bugün de Galata, Osmanbey, Teşvikiye gibi tarihi nüanslar barındıran ama insan yaşayabilir basit nitelikli evlerin kiralarının, acaba sol böbreğim karaborsada ne kadar ediyordur diye düşünmenize sebebiyet verecek seviyede olduğu bir semtteki evimdeyiz.”

Evet aşırı sakin ses tonumdan da anlayabileceğiniz gibi ben mutlaka sanat ağırlıklı ve kesinlikle 9-6 çalışma gerektirmeyen özgür ruhlu bir meslek sahibiyim. Mesela şampuan kapağı tasarımcısıyım ve siz bu videoyu izlerken kafanızda bu kadın ne kazanıyor olabilir ki yahu şeklinde küçük hesaplar yapıyorsunuz.”

Bakın şaka yapmıyorum, sanırım ülkede kreatif bir işte çalışmayan insan kalmamış. Anladığım kadarıyla cennet vatanımızın bitki örtüsü sakin ses tonlu, bohem yaşayan tasarımcılar. Hayır avukatlığı da bıraktım şimdi büyük konuşmaya hakkım yok ama gerçekten kimse sabah metrobüse binerek gittiği ofisinin yer aldığı plazanın tuvaletinde iş yoğunluğu yüzünden ağlamıyor mu; bana bunu bir tek sen yaşadın demeyin lütfen.

Hiçbir Ev Bu Kadar Işık Alamaz

İstanbul’da hele ki tarihi semtlerinde ev aradınızsa çok iyi biliyorsunuzdur ki buralarda binalar eski. Yani eğer renovasyon yaptırmayacaksanız öyle yere kadar camlı bir daire filan bulmak çok çok çok büyük bir şans işi. Abartısız söylüyorum kira fiyatları son derece yüksek olduğu halde en azından bir odasının hiç camı olmayan ya da camın tamamen karanlık apartman boşluğuna baktığı o kadar çok ev gördüm ve gezdim ki size anlatamam.

Bu gibi paylaşımlardaki evlerin büyük çoğunlu renovasyon görmüş özel mekanlar ve üstelik çekim yapılırken de özel aydınlatmalar, harika kamera lensleri kullanılıyor, ardından da elbette kurguda, sosyal medya paylaşımında çeşitli filtre ve efektlerle üzerinden geçiliyor. O yüzden ev ararken bu aydınlık beklentisiyle yola çıkmamak küçük kalbinizin kırılmasını önlemek adına önemli.

Üçlü Priz, Çamaşır Askılığı ve Gölgelerdeki Diğer Çirkinler

Ev dekorasyonu paylaşımlarında normal olarak çoktan giydirilmiş evler izliyoruz. Peki tamam ama benim çok önemli bir sorum var. Herkesin her şeyi kablosuz mu bu evlerde?! Şaka yapmıyorum birkaç sayfanın bütün postlarını inceledim KABLO YOK. Hani üçlü priz saklanmıştır kütüphanenin arkasına atılmıştır tamam (ki üçlü priz bir evin gerçek bel kemiğidir, o dekoratif “obje”leriniz, hasır sepetleriniz filan asla bir üçlü prizin işlevselliğine yaklaşamaz) ama evlerde resmen kablo yok! Buna ınfluencer postlarında da bir dikkat edin mesela bu kadar telefon, ekran kullanan insanlar güneş enerjisiyle mi şarj ediyor bu cihazları diye çıldırıyor insan.

Elbette Quasimodo muamelesi gören yalnızca üçlü prizler değil, mandallar, çamaşır asma telleri ve sepetler de nasibini alıyor. Dünyanın en doğa dostu insanı, sürdürülebilirlik kraliçesi olabilirsiniz ama o evin bir yerinde plastik sepeti kap ya da leğen mutlaka vardır. Yok demeyin gelir, arar, bulurum. Daire burdan sana sesleniyorum eğer biraz cesaretin varsa bize boyası atmış, kenarından çok hafif paslanmış bir çamaşır teli ya da plastik çamaşır leğeni gösterirsin. Tamam peki çok ağır oldu ama buruşturulmuş fiş, iki günde bozulduğu halde atılmaya kıyılamamış yan sanayi şarj aleti kablosu, çirkin plastik anahtarlıklı yazlık anahtarı ve eski pasaportlar ve oraya nasıl geldikleri anlaşılamayan yiyecek kırıntılarının bulunduğu o çekmeceyi açıp bütün dürüstlüğüyle bize sunacak biriyle röportaj yap bir kere de!

Ev Dekorasyonu Terminolojisi

Evet bu paylaşım ve videolarda öyle bir ortak dil var ki bütün hukukçulara ve tıpçılara kök söktürür. Gelin bu terimlere birlikte göz atalım. Öncelikle eğer bir ev ikiden fazla Kardashian’ı yan yana oturtarak misafir edemeyeceğiniz büyüklükte ise buna kompakt diyoruz. Eğer ev minicik olduğu için her köşesine bir eşyanızı tıkıştırmak zorunda kaldınızsa buna da verimli kullanım.

İşlevi olmayan ve çocuğunuz, küçük akrabanız ya da sarhoşken siz (ikisi de yaklaşık olarak aynı şeydir) tarafından kırılacağı kesin, güzel görünümlü ama işlevsiz bir süs eşyanız varsa buna obje deniliyor. Obje teriminin en mühim özelliği bu isimle anılan eşyaların kesinlikle bir fonksiyonellik taşımaması. İvanka Trump gibi düşünebilirsiniz, sadece güzel görünmesi için zorla alıkonmuş halde orada duruyor ve sessizce görevinin biteceği günü bekliyor. Sık kullanılan diğer sözcükler arasında ise İskandinav stili, Akdeniz tarzı, retro, ilham veren, dönüştürmek, kendin yap ve özgün var.

Çöpten Bulunanlar ve Kendin Yap’lar

Buraya kadar gördüğümüz pek çok şey zaten beklenen aldatmacalar bence ama beni özellikle daire videolarında ve daha önce izlediğim bazı yabancı kanalların videolarda çok şaşırtan bir şey var ki: “Evet bu masayı biz çöpten bulduk. Zımparaladık, boyadık ve şimdi üzerinde bu dekoratif OBJEmizle birlikte orta sehpa olarak kullanıyoruz.” şeklindeki esrarengiz açıklamalar.

Yani olayın neresinden tutsak şaşırmamak elde değil. Öncelikle cağnım mobilyayı bağışlamak yerine bam diye sokağın ortasına, bir “tasarımcı” tarafından bulunmaya terk eden ilk sahiplerini esefle kınıyorum. Ardından tahta kurusu, bit, pire gibi korkuları (ki buraya kadarki korkular rasyonel insanlar içindi, lanetli ya da ruhlu da olabilir) aşarak alıp, orasını burasını azıcık düzeltip çat diye evin ortasına koyan cesur yürek yeni sahibini ise ayrıca tebrik ediyorum.

Özetle anlıyoruz ki, insanlar esrarengiz biçimde zengin ve yaratıcılar bense kıskanç ve sarkastik biriyim. Siz benim huysuzluğuma bakmayın, dalga geçmek bir yana dekorasyon tutkunuz yoksa bile bu tarz kanalları takip edin derim. Zaman zaman güzel fikirler edineceğiniz, içinizin açılacağı ya da en azından eğleneceğiniz kesin. Ama ekranda gördüğümüz pek çok şeyde olduğu gibi bize bir çırpıda gösterilenlerin ardından aslında sıklıkla çok uzun bir süreç (mesela çok güzel evlerden birinin sahibi evin renovasyonunun 8 ay sürdüğünü söyledi), birikim ve rötuşlar var. Eğer benim gibi yeni ev kurma aşamasında biriyseniz sinir krizi geçirmemek için bunları asla unutmamak gerek. Bir sonraki yazımda özgün biçimde dekore edilmiş, 1+1, kompakt dairemden sizlerle buluşmak dilekleriyle…

Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/@daire

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’dan Ev Dekorasyon Markaları