İzmir’i kime sorsanız “Ah Ege, yazlık yer, yaşaması kolay, insanı güzel” der; ama Egeliler iyi bilir ki İzmir’i güzel yapan yalnızca bu değildir. İzmir’i İzmir yapan tarih boyunca devam eden dinamik ruhudur. Peki, bu topraklar hayatımıza neleri veya kimleri getirdi? Bunlardan birinden bahsetmek istiyorum bugün: Dario Moreno.

Dario Moreno - Bir İzmir Tutkunu
Dario Moreno – Bir İzmir Tutkunu | Fotoğraf: Merve Oflaz

Kimimiz yaşadığımız şehirleri öylesine sevmiyoruz ki; bir fırsatını bulsak da buradan kaçabilsek diye fırsat kolluyoruz. Kimimiz ise öylesine seviyoruz ki yaşadığımız şehri, ona tutkuyla bağlıyız. “Tutkuyla sadece insanlara bağlı olabiliriz, bir şehre nasıl tutkuyla bağlı olunabilir?” diye düşünebilirsiniz. Aslında tam da düşündüğünüz gibi bazıları var ki, tıpkı hayatımızda olan insanlar gibi varlığıyla ben burdayım diyen, her sokağıyla bizi huzura boğan, kalabalıklarında dahi bizi dinç tutan, karşıdan şöyle bir bakınca iyi ki burdayım dedirten şehirler. En az bizler kadar karakterleri ve ruhları olduğuna inanıyorum şehirlerin. “Şehir işte, yaşıyoruz, çalışıyoruz.” deyip geçmeyin!

Aslında tam bir İstanbul aşığıyım; her anına, sokağına, kalabalığına, Haydarpaşa’sına, Kadıköy’üne, her köşesine… Fakat bu yazıda size İzmirli bir hikayeden bahsetmek istiyorum. Peki Heredot’un Foça için “Onlar kentlerini, bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel ikliminde kurdular.” diyerek anlattığı İzmir toprakları hayatımıza neleri veya kimleri getirdi? 

Dario Moreno

Dario Moreno
Dario Moreno | Fotoğraf: GazeteDuvar

Aydın’da dünyaya gelen Dario Moreno, talihsiz bir şekilde çok küçükken babasını kaybedince annesi ile İzmir’e taşınıyorlar. İzmir’e taşındıktan bir süre sonra Annesi Madam Roza evleniyor. Henüz iki yaşındayken babasını kaybeden çocuğun ailesiyle ilgili yaşadığı tek trajedi bu olmuyor. Madam Roza’nın eşi, Moreno’yu istemeyince, Dario yetimhaneye gönderiliyor.

Sesinin güzelliği sonradan değil, ilkokul yıllarında söylediği ilahilerle fark ediliyor olsa da Moreno’nun keşfedilmesi çocukluğunda olmuyor. İlerleyen yıllarda bir yandan bir işte çalışırken, güzel sesi de İzmir’in sokaklarında yankılanmaya başlıyor.

Dario Moreno’nun Müzikle Tanışması

Dario Moreno | Fotoğraf: Şalom

1939’da tam da İkinci Dünya savaşı başlamış iken askere gönderiliyor Dario Moreno ve bu süreç onun kaderine yön verdi dersek yanlış olmaz. Askerliğinde caz klarnetçi Hrant Lusigyan ile tanışıyor ve onun desteğiyle sahne kariyeri başlıyor. Bu başlangıcından ardından etkileyici sesiyle , gözünde tüten İzmir’in Kordon Marmara Gazinosu’nda çalışmaya başlıyor.

Çocukluğunda yetimhaneye verilmiş dahi olsa, annesini hiç unutmuyor Dario Moreno ve para kazanmaya başlayınca annesini yanına alıp eve çıkıyor. Moreno, güzel İzmir’inde bir süre çalıştıktan sonra yolu İstanbul ve Ankara’ya da düşüyor ve Ankara’da otelde kaldığı dönemde hepimizin yakından tanıdığı bir oda arkadaşı oluyor: Orhan Veli. Şair, Moreno’ya Fransa’nın onun için çok iyi bir fırsat olacağını söylüyor.

İki yıl sonra İstanbul’da tanıştığı ünlü müzisyen Fritz Kerten, Moreno için verebileceği tüm emeği veriyor. Anlaşılan o ki eski oda arkadaşı olan Orhan Veli’nin sözleri aklının bir köşesinde dönüp duruyor olmalı zira en son durağı olarak Moreno’yu Paris’te görüyoruz. Kariyerinin parladığı yıllar ve Paris’te gerçekten çok başarılı, fakat Moreno’nun bir sorun var; gözü İzmir’den başka bir şey görmüyor.

Dario Moreno | Fotoğraf: Gezentigünlük

Dario Moreno, her fırsatta atlayıp İzmir’e gidiyor. Öylesine hasret ki 1960’lı yıllarda “Canım İzmir” isimli bir plak dahi çıkarıyor. Moreno’nun vasiyeti İzmir’e gömülmek fakat ne yazık ki vasiyeti gerçekleşmiyor. Ölümünün ardından İsrail’e giden annesi, oğlunun mezarını oraya götürüyor.

Bir çoğumuzun bildiği Konak, Karataş’ta Dario Moreno ile annesinin yaşadığı evin sokağına, sanatçının ismi verildi. Tarihi Asansör’ün yanı başındaki kendinizi İzmir’in huzuru içinde bulacağınız sokak, günümüzde de sanatçının adını taşımakta.

İzmir güzel ruhuyla kimleri yetiştirmedi ki? Dario Moreno’yu, umutsuzluklarıyla Tanju Okan’ı, hafızalarımıza kazınan satırlarıyla Atilla İlhan’ı , “Taçsız Kral” olarak bildiğimiz Ayhan Işık’ı… Dario Monero da İzmir’in inatçı, dinamik ve sımsıcak ruhunu alıp kendi ruhu yapmış adeta. O ruhla yetimhane basamaklarından tüm dünyaya duyulan bir isim yarattı. Yokluktan zirveye gelen hayatında ise en büyük destekçilerinden biri ise: Ömür boyu hasret kaldığı İzmir oldu!

Kapak Görseli: Gettyimages

İlginizi çekebilir: Bengisu Dirik’ten İzmir Müzeleri