Kendinizi en son ne zaman gardırobunuzun karşısında “Acaba bugün ne giysem?” diye düşünürken buldunuz? Mevsim itibariyle, giydiğinizde sarılma hissi uyandıracak yumuşacık bir hırka, bol bir ceket, sizi sıcak tutacak bir atkı ve sezonun trendlerinden ‘shearling’ kumaş bir çanta ile yolunuz sıklıkla kesişiyordur. Ancak bu kıyafet seçimlerinizde sadece mevsimin etkisinde kalmak değil, aynı zamanda pandemi ile hayatımızda yerini arttıran “touch starvation” diye bilinen dokunma açlığının da etkisi olabilir mi? Gelin 2024’te giyilince dokunma hissi yaratacak trendlerin stil notlarına birlikte bakalım.

Dokunma Açlığı | Fotoğraf: unsplash.com/@mustudio

“Neymiş bu dokunma açlığı?” dediğinizi duyar gibiyim. WebMD’ye göre “Dokunma açlığı, birilerinden alıştığınız kadar fiziksel dokunuş almadığınızda veya birilerine hiç dokunmadığınızda ortaya çıkan bir durumdur.” şeklinde açıklanıyor. Araştırmalara göre, dokunma dürtümüzü ihtiyacımız kadar tatmin edemediğimiz zaman stres seviyelerinde artma ve stresle başa çıkmada zorlanmaya başlayabiliriz. Bunların yanı sıra, psikolojik dayanıklılıkta düşüş gibi olumsuz durumlarla da karşılaşabiliriz. Uzmanlar, pandemi döneminde sosyal mesafeleri koruma hassasiyetimizin artmasıyla birlikte dokunma açlığının daha belirgin hale geldiğini düşünmekte.

Zihinsel ve bedensel sağlığımız için en önemli davranışlardan olan dokunma, huzur ve güven ihtiyacımızı karşılamamızda da rol oynuyor. Bu çerçeveden baktığımızda en büyük organımız olan cildimizin üstüne giydiklerimizin de dokunma hissimize hitap etmesi ve dokunma açlığımızı yatıştırmasını beklemek doğal olduğu kadar önemli bir istek haline de geliyor.

Dokunma Açlığının Modadaki Yansımaları

Pandeminin sebep olduğu sökükleri hala tamamıyla dikememiş olan moda sektöründe ise 2024 yılı kumaş trendlerinde dokunma açlığımızı bastıracak kumaşlar ve bedenimizi saracak silüetlere rastlıyoruz. Belki de bu duruma bir nevi modern koza arayışı da diyebiliriz. Metropollerde ekranların arkasında yaşama rutinine ek olarak, kısa bir sürede küresel salgın, iklim krizi, çalkantılı ekonomi ve 3. Dünya Savaşı’nın olabilme ihtimali gibi konuların hızla gündemimiz haline gelmesi hepimizi kasvetli bir zihinsel duruma sürükledi. İlk olarak evlerimiz, ikinci olarak da bedenlerimiz bir anda kutsal alanlara dönüştü. Bize iyi gelen her türlü devanın peşine düştük ve kendimize sarıldık. Böylelikle bu sene kıyafetlerimizin de bize şifa verebileceği bir noktaya geldik. Podyumlar toplumun daima bir aynası olduğundan bu şifa arayışı kendisine doku, renk ve silüet gibi yollardan 2024 kreasyonlarında bir yer buldu.

Stil Notu 1: Dokunulası Dokular

Fotoğraf: Soldan Sağa: Schiaparelli, A.W.A.K.E Mode, Loewe, Gucci, Vaillant

Özellikle sezonun dış giyim trendlerinde karşılaştığımız kürk, shearling, pelüş ve kadife kumaşlar hem dokunma açlığımızı yatıştırıyor hem de soğuk hava şartlarına karşı korunmamızı sağlıyorlar. Bu gibi yoğun dokuları daha gündelik bir şıklık yakalamak için kullanacaksanız denim pantolonlar sizin kurtarıcınız olacaktır. Bu şekilde stilinizle lüks bir rahatlık yakalamış olacaksınız. Eğer daha romantik bir mesaj vermek istediğiniz bir durumdaysanız yukarıda bahsettiğim yoğun dokuları daha naif dokular olan tül, dantel, şifon gibi kumaşlarla birleştirmeyi deneyebilirsiniz.

Stil Notu 2: Dans Eden Drapeler

Fotoğraf: Soldan Sağa: Rick Owens, Ferragamo, Issey Miyake, The Row, Isbel Marant

Sezonun yumuşaklık arayışında olan bir başka trendi ise drape. Bluzlar, etekler ve elbiselerdeki farklı kullanımları sayesinde vücudunuza dokunup üstünüzden akan bir silüet yaratıyor. Yapılan bu hareket oyunu, kombininize duru bir zarafet katıyor. Drapelerin nazik görünümünü desteklemek için önemli noktalardan biri silüetinizin çizgisini kesmemeye dikkat etmek. Merak etmeyin, monokrom bir renk paleti veya aynı renk ailesine ait birkaç renge sadık kalırsanız bahsettiğim kesintisiz akış etkisini yaratabilirsiniz.

Stil Notu 3: Hacimli silüetler

Fotoğraf: Soldan Sağa: David Koma, Maison Margiela, Yproject, Isabel Marant

Giydiğinizde adeta şık bir konfor alanı haline gelen hacimli silüetler sezonun daha yaratıcı ve eğlenceli trendlerinden. Vücudunuza ve zevkinize uygunsa hiç çekinmeden kendinize bu gibi koza benzeri parçalardan edinmenizi şiddetle tavsiye ederim. İçinde rahat hissedeceğiniz ve sarılma hissi yaratacağı için dokunma açlığına karşı da yardımcı olabilecek bir parça olmasına özen göstermeniz yeterli.

Stil Notu 4: Oversized Ceketler ve Kazaklar

Fotoğraf: Soldan Sağa: Ferragamo, Jw Anderson, Saint Laurent, Valentino

Halihazırda birkaç sezondur popüler olan oversized ceket ve kazakları da koza arayışı trend serisine dahil edebiliriz diye düşünüyorum. Yine bir önceki hacimli silüet trendinde bahsettiğim gibi vücut orantınıza ve zevkinize uyduğunu düşünüyorsanız giymenizi önerebileceğim trendlerden.

Üst bedende kullanacağınız hacimli parçayla, daha dengeli bir görünüm elde etmek için kombinizin diğer kısımlarında vücudunuza oturan veya saran parçaları tercih edebilirsiniz. Bunlar kemerler, silüetinizi belirginleştiren pantolon ve etekler gibi parçalar olabilir. Böylece hem rahatlığınızdan ödün vermemiş hem de stil sahibi bir görünüm elde etmiş olursunuz.

Stil Notu 5: Maksi Elbiseler

Fotoğraf: Soldan Sağa: Gabriela Hearst, Akris, Altuzarra, Tove, Proenza Schouler

Podyumlarda bu sezon sık rastladığımız görünümlerden biri de maksi elbiseler ve uzayan etek boyları oldu. Bu trendde de elbisenizin dokusunu seçerken dokunma açlığınızı rahatlatmayı göz önünde bulundurabilirsiniz. Triko, kadife ve saten kumaşların kullandığı elbiseler kış ayları için uygun seçimler olacaktır. En güzel yanları ise vücut tipi ve stilinize uygun bir elbise seçtiğiniz takdirde farklı ayakkabı ve aksesuarlar ile hem gündelik hem ofis hem de özel bir davete uygun şekilde kombinlenebilir olmaları. Böylece daha sürdürülebilir bir stil elde etmiş olursunuz.

Stil Notu 6: Büyük Şallar

Fotoğraf: Soldan Sağa: Gabriela Hearst, Etro, Stella Mccartney, Coperni, Akris

Kış mevsiminin vazgeçilmezi olan şal ve atkılarımızın bu sezon boyutları büyüyor. Koza etkisi yaratarak dokunma açlığınıza yardımcı olmak isterseniz ne kadar büyük bir şal seçerseniz sizin için o kadar iyi olacaktır. Neredeyse battaniye diyebileceğimiz bir halde olan bu şalların sizi sıcacık hissettireceğine dair hiç şüphem yok.

Farklı desen ve renklerin arasından size uygun şalları seçerken yüzünüze yakın olan bir parça olacağı için cilt alt tonunuza uygun olup olmadıklarına dikkat etmenizi öneririm. Makyajınızı da taktığınız şalın renk ve desenini göz önünde bulundurarak yaparsanız çok daha bütünsel bir güzelliği yakalamış olursunuz.

Stil Notu 7: Clutchlar

Fotoğraf: Soldan Sağa: Bevza, Jil Sander, Miu Miu, Stella Mccartney

Adeta kombininizi tamamlayan birer nokta olan clutchlar, şıklığı ve pratikliği size aynı anda sunuyor. Peki dokunma açlığımızı sakinleştirmek için buradan alabileceğimiz fayda nedir? Tabii ki clutchınızı kürk, shearling veya pelüş gibi dokularda seçerseniz elinizin veya kolunuzun altında daima yumuşacık bir parça olacağı. Gece davetlerinden gündelik şıklığa kadar farklı şekillerde kombinleyebileceğiniz clutchlara sarılmanız için bence tam sırası.

“Dokunma, hiçbir zaman kapatamadığımız duyularımızdan biri.” – Ophelia Deroy

Ünlü trend araştırma şirketi WGSN’in tabiriyle 2023 yılını “Care Culture” yani Bakım Kültürü ile haşır neşir olarak geçirdik. Bu bakım kültürüne sağlık, kişisel bakım, eşyalarımıza gösterdiğimiz bakım-onarım ilgisi, ya da farklı kültürler ve geleneklere olan duyarlılığımızın artışını dahil edebiliriz. Önümüzdeki dönemde de bu bakımlılık durumu değişmeyecek gibi görünüyor. Kendimize, bedenimize ve çevremizdekilere karşı şefkatli olmayı unutmadığımız ve giderek dijitalleşen dünyamızda kıyafetlerimizin dokuları her geçen gün daha önemli hale geliyor. Filozof ve nörobilimci Ophelia Deroy, “The Touch Test” podcastinde şöyle diyor: “Dokunma, hiçbir zaman kapatamadığımız duyularımızdan biri.”. Önemi bu denli bilinen bir duyumuzun, tenimize değen giysilerimizle olan ilişkisinin üzerinde de düşünmemiz gerekmez mi? Büyük bir sıklıkla iç dünyamızın yansıması olan giydiklerimizin de öz bakım kültürümüzün bir parçası olduğunu unutmamamız lazım. Kıyafetlerimizi her giydiğimizde bedenimizi sarıp bize sarıldıklarını hatırlarsak hem kendimizi daha huzurlu hale getirmiş hem de giysilerimize ayrı bir sorumluluk yüklemiş olmaz mıyız? Bu şekilde daha bilinçli ve sürdürülebilir seçimler yapmamızın da önü açılmış olur belki de. Peki bu yazıyı okuduktan sonra, siz kendi kozanızı bulma arayışınızda nasıl kıyafetler giymeyi planlıyorsunuz?

Kapak Fotoğrafı: Soldan Sağa: Schiaparelli, A.W.A.K.E Mode, Loewe, Gucci, Vaillant

İlginizi çekebilir: Simay Yaz’dan “Gerçek Kıyafet” Sendromu