Unbreakable (2000) ve Split’in (2016) ortak bağı olarak vizyona giren Glass (2019) – ki yönetmen bu üç filmin bir film serisi olarak düşünülmesini istemediğinden ne bir seridir diyoruz ne de ortak bağlarını göz ardı edip bir serisi olmadığını söyleyebiliyoruz – bir yandan Unbreakable’da David Dunn ve Elijah karakterlerine dair aklımıza takılan soruları yanıtlarken bir yandan da Split’ten hatırladığımız Kevin Wendell Crumb karakterini tekrar karşımıza çıkarıyor. Bu karakterlerin aynı akıl hastanesinde bulunmasıyla kaçınılmaz şekilde gerçekleşen birtakım olayların gelişmesine tanık oluyoruz. Glass’ın sonunda akılda tek bir soru kalıyor: Bir insan sırf kendine kaftan diker gibi kalıp oluşturduğunda, bu o kalıba ait olduğu anlamına gelir mi?

Glass
Glass | Fotoğraf: cinematographe.it/

Glass ve Öncesi: Shyamalan Filmleri

Unbreakable

Sherlock okuyanların aşina olduğu bir cümle vardır: “Hayal gücünün olmadığı yerde korku da yoktur.” Shyamalan filmlerinde alışmış olduğumuz gibi Unbreakable / Ölümsüz de bu cümleden yola çıkmış gibi bir film. Unbreakable’ın bu konudaki farkı, hayal gücü olmadan ilginç bir hikaye yoktur demesi. Temel olarak çocukluğunda kemiklerinin kolayca kırılmasından kaynaklı psikoz durumu olan Elijah’ın, arkadaşı David’i süper kahraman olduğuna ikna etmesi ve ardından gelişenleri konu alıyor.

youtube play youtube play

IMDb Puanı: 7.3/10

Split

Unbreakable ile bir bağının olma olasılığını son sahnesine kadar dile getirmeyen Split / Parçalanmış ise temel olarak (James McAvoy‘un olağanüstü bir performansla canlandırdığı) bir camın yerde parçalanması kadar parçalı bir karaktere sahip Kevin’in üç kızı kaçırmasıyla son karakterin gelişini konu alan gerilim ağırlıklı bir film olarak kendini seyirciye sunuyor. Split‘in son sahnesinde Bruce Willis’i kahve içen bir güvenlik görevlisi olarak görünce şaşırıyoruz. Sonuçta kahve içen bir güvenlik görevlisi için iddialı bir oyuncu seçimi oluyor – fakat her şeyin kaynağı, yıllar önce anlatılan bir hikaye…

youtube play youtube play

IMDb Puanı: 7.3/10

Split ve Shyamalan

Altıncı His ile dikkatleri üzerine çeken yönetmen M. Night Shyamalan, ardından gelen filmlerinin kötü eleştiriler ve yorumlar almasından sonra kitlesinin ilgisini kaybetse de Split ile bu durum tersine dönüyor. Film, ona güveni ve sevgiyi yeniden kazandıran önemli bir yapıt olarak biliniyor. Bu durum basit gibi görünse de kaybedilen okuyucu/izleyici kitlesini geri kazanmak oldukça zor.
Zekası ve hayal gücü sayesinde yönetmenin biraz şanslı olduğunu düşünüyorum. Ve tabii, yönetmeni kısıtlamama konusunda dikkatli olan yapımcı Jason Blum’ın etkisi de inkar edilemez.

Glass

Glass sayesinde ana karakterlerimizin nasıl o hale geldiklerine ve travma sebeplerine şahitlik ediyoruz. Shyamalan, Glass ile karakterlerin geçmişine ayna tutarak bir zamanlar Unbreakable filmini izleyip anlamayanlara da cevap vermek istiyor. Bu yüzden tamamen belli bir tarza adapte olamıyor. Bu film aslında Shyamalan’ın yarattığı karakterlerde sorularına cevap bulamayan seyirciye bir cevap verme şansı olarak da yorumlanabilir.

Glass filminde Shyamalan’ın kamerası, sembolik renklere bürünmüş karakterlere odaklanıyor. Ayrıca belki de aralarında en masum sayılacak David’i elleri kelepçeli bir halde görmemiz, Shyamalan’ın karakterlerin konuşmasının ya da bir durumu açıklamasının onun anlatmak istedikleri için tek yol olmadığını gösteriyor.

Ana karakterlerin tamamının travma dolu bir geçmişe sahip olması ve David ile Kevin’in tam kapılar kapanırken bakışması, aynı çatı altında olduklarını bir şekilde bilme zorunluluğunun yansıması ve biraz da klasik entrika dizilerin zorlama tesadüflerini anımsatıyor.

youtube play youtube play

Glass, yeni bir süper kahraman evrenine bir geçiş kapısı olarak kendini gösterse de bu kapı filmin bitmesi ile kapanıyor. Kendi sinematik evreninde yeni tarzlar ile risk almayı sevdiğini bildiğimiz Shyamalan için bir daha devam filminin gelmesinin kolay ve risksiz olduğunu düşünüyorum. Bu da tekrardan bir devam filminin söz konusu olamayacağını gösteriyor.

Glass, çarpıcı aksiyon sahnelerinin ardında bir mesaj saklıyor: “Kendine inan.”. Çünkü son nefesini verdiğinde kusurlu bulduğun, görmezden geldiğin parçanın gerçek ve bir o kadar değerli olduğunu bilmek istemezsin dediğini duyar gibi oluyoruz. Yerden yere vurulsa da bunu hak etmeyen Glass filmine bir şans vermeniz dileğiyle…

IMDb Puanı: 6.7/10

Kapak fotoğrafı: movietime.guru

İlginizi çekebilir: SinemMagger’dan Film Önerileri