Eylül sanat sezonu ayların suskunluğunu -pandemi sebepli- üzerinden atarak hızlı bir başlangıç yaptı. “Tebdili mekânda ferahlık vardır” diyen Contemporary İstanbul ise bu sene ziyaretçilerini bambaşka bir lokasyonda Tersane İstanbul’da karşıladı. Sanat profesyonelleri de ziyaretçiler de uzaklık ve ulaşım zorluğu haricinde bu değişiklikten pek memnun görünüyordu. Alışveriş merkezi hissiyatından uzak bir fuar deneyimi, ferah bir ortam, tarihi doku ve deniz ile bir arada olmak belli ki hepimize iyi geldi. Sanatçı ikilisi ha:ar’ın (Hande Şekerciler & Arda Yalkın) eserleri ve Impossible Sculptures serisinin ilk video çalışması ise Contemporary İstanbul’un bu sene dikkat çeken çalışmaları arasında yer aldı.

“Flags For Future/Gelecek Için Bayraklar”, Rachel Hayes | Fotoğraf: İstanbul’74

Birkaç örnek ile fuardaki eserlerden bahsetmek haksızlık olacaktır ama fuarın öne çıkanları arasında Rachel Hayes’in bayrakları, Ali Elmacı’nın yeni eserleri, “Ustalaşma Döngüsü” kapsamında Seçkin Pirim’in heykeli ve Yağmur Çalış’ın “REM Uykusu” enstalasyonu, İlhan Koman özel seçkisi, The Yard isimli heykel bahçesi ve sanatçı ikilisi ha:ar’ın (Hande Şekerciler & Arda Yalkın) çalışmaları yer alıyordu.

“REM Uykusu” Yağmur Çalış, Seçkin Pirim’in Heykeli | Fotoğraf: Çağlar Avcı

Heykeltıraş Hande Şekerciler ve dijital sanatçı Arda Yalkın’ın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan ve her yaptıklarıyla bir basamak daha ekleyerek dünya standartlarında çalışmalara imza atan sanatçı ikilisi ha:ar’ın eserleri Contemporary İstanbul’un bu sene dikkat çeken çalışmaları arasında yer aldı. İkilinin “Pulse: Electric Mannerism” başlığıyla sergilenen eserleri Ankara, Venedik ve Milano’nun ardından nihayet İstanbul’daki ziyaretçilerle buluştu. Londra’nın önemli galerilerinden JD Malat Gallery iş birliğinde fuarda yer alan çalışmalara Hande Şekerciler’in ecstasy adlı heykel serisinden eserler eşlik etti.

ecstasy, Hande Şekercileri, ha:ar | Fotoğraf: ha:ar

Tüketim toplumunun her geçen gün sınırları zorladığı, yüksek dozda görsel dejenereye maruz kaldığımız şu günlerde ha:ar’ın çalışmaları görünenin çok daha ötesinde derin bir anlatım ve üretim aşamasına sahip. Mistik pozlar, Rönesans ve Barok dönemlerinin büyük ustalarına referanslar, fiziksel ve sanal ortam arasında kurulan diyaloglar derken aslında bizi bir varoluş sorgulamasının tam ortasında bırakıyor.

ha:ar: “Geçmişi bugünün merceğinden yeniden yorumlamak, kendi zamanımızı anlamamıza nasıl yardımcı olur? Postmodernist referans noktalarının kaybıyla karşı karşıya kaldığımızda, kendimizi yönlendirmek için geçmişimizle yeniden bağlantı kuruyor ve vizyonumuzu, günlük hayatı giderek yaygınlaşan teknolojik boyuta taşıyan bir geleceğe dönüştürüyoruz.”

İkilinin fuar kapsamındaki seçkisinde özellikle odaklanmamız gereken bir çalışma olduğunu düşünüyorum. O da Impossible Sculptures serisinin ilk video çalışması. Impossible Sculptures 26’dan özellikle bahsetmek istememin sebebi serinin ilk video çalışması olmasının yanı sıra performatif bir yanının bulunması. Fuara bu video çalışmayı yetiştirmekle kalmayan ikili bir de videoya her gün iki yeni sahne eklemek çılgınlığıyla bizi karşı karşıya bırakıyor. Her gün ilave edilen iki sahneyle fuar boyunca evrilen video 10 Ekim öğleden sonra ses kanalının da eklenmesi ile tamamlanacak. Yani “eseri geçen gün gördüm” diye düşünmeyin aslında karşılaştığınız sadece o günkü versiyonuydu. Fuar sonuna kadar tekrar tekrar uğramanızda ve dönüşümü incelemenizde fayda var. Eklenen sahneleri ha:ar’ın Instagram hesabından da takip edebilirsiniz.

Fuar boyunca LG OLED’in ekranında sergilenecek olan eser sergi sonunda 1 NFT ve 3 fiziksel edisyon halinde satılacak.

Kapak Fotoğrafı: ha:ar

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul Sergi Takvimi