Hepimize doğuştan, genetik olarak yüklenen ve hayattaki genel mutluluk düzeyimizi belirleyen bir teoriden bahsetmek istiyorum. Hedonik Çark ya da Mutluluk Ayar Noktası olarak tanımlanan bu teoriye hep birlikte göz atalım isterim.

Mutluluk Ayar Noktası | Fotoğraf: Lisa Fotios (pexels.com)

Mutluluk Ayar Noktası Nedir?

İlk olarak Hedonik Adaptasyon adıyla ortaya çıkan Mutluluk Ayar Noktası, Psikolog Michael Eysenck’in 90’lardaki çalışmalarıyla günümüzdeki tanımına kavuştu. Hedonik Çark ya da Mutluluk Ayar Noktası; her insanın genetik yatkınlığı tarafından belirlenen ve mutluluğumuzun %50’sinden sorumlu olan bir teori.

Mutluluk Ayar Noktası kişiden kişiye değişiklik göstermesiyle biliniyor. Örneğin bir kişide mutluluk oranı %50 iken, bir diğerinde ise %80 olabiliyor. Etrafımızda mutluluk yüzdesini kalıtımsal olarak fazla alan kişileri genelde “Hep mutlu, sürekli gülüyor.” diye tanımlarız, hatta onlara imreniriz de.

Mutluluk Ayar Noktası | Fotoğraf: Lisa Fotios (pexels.com)

Mutluluk düzeyimiz yaşadığımız olaylara göre geçici olarak artıp azalabiliyor. %50’lik doğuştan aldığım mutluluk düzeyim yaşanılan güzel olaylarla birlikte %80’e çıkabiliyor. Aynı örnek mutsuzluk için de geçerli. Araştırmalar yaşanılan her ne olursa olsun, mutluluk düzeyinin kalıtımsal olana geri döndüğünü belirtiyor. Bu durumun aslında güzel bir tarafı da var. Örneğin mutluluk düzeyim %30’a düştüğünde, bir süre sonra tekrar %50 düzeyine geri dönebiliyor, yani mutsuzluklar kalıcı olmuyor.

Mutluluk Öğrenilebilir Mi?

Doğumumuzla birlikte yaşantımızda genel olarak mutlu bir kişi olup olmayacağımız belirleniyorsa, hiçbir şey yapmadan ayar noktamıza küsüp kendimizi genlerimize kurban mı etmeliyiz peki? Yoksa sorumluluğu üstlenip elimizden geleni yapmalı mıyız? Güzel haber; mutluluk öğrenebilen bir şey! Piyano çalmayı öğrenmek gibi, kendimizi daha mutlu hissetmeyi de öğrenebiliriz. 

Mutluluk Ayar Noktası | Fotoğraf: Jess Vide (pexels.com)

Olumsuz duygular yerine daha fazla olumlu duygular beslemeyi, minnet duymayı, şükür etmeyi, daha umutlu olmayı ve affetmeyi alışkanlık haline getirebilirsek daha mutlu olmaya gidecek yolu da inşa etmiş oluruz.

Ayrıca her öğrenme faaliyetiyle birlikte beyin hücrelerimiz arasında yeni bağlantılar oluşturabiliyoruz. Neden mutlu bağlantılar kurmayalım. Bugünün sorumluluğunu alarak mutluluğumuza katkı sağlayabilir ve daha mutlu bir karakter edinebiliriz! Mutlu hissetmek bizim elimizde.

Herkese mutlu günler!

Kapak Fotoğrafı: Inga Seliverstova (pexels.com)

İlginizi Çekebilir: İrem Daştan’dan Mutluluk Üzerine