İBB Şehir Tiyatroları yeni sezonda “İstanbul Klasiklerle Buluşuyor” temasıyla karşımıza çıkıyor. Yerli ve yabancı klasikleri seyirciyle buluştururken, yeni oyunlar ve yazarlar üzerinden kurdukları repertuvarla, bir anlamda geleceğin klasikleşecek eserlerine de yer vermeyi hedefliyor. Ekim ayı gösterimlerinin satışa sunulduğu oyunların bazılarına burada yer vermek istedim. Bol alkışlı bir sezon olması dileğiyle…

Fotoğraf Altyazısı | Gwen King (unsplash.com)
Tiyatro Salonu | Fotoğraf: Unsplash – Gwen King (unsplash.com)

İBB Şehir Tiyatroları Yeni Sezon Önerileri

Hamlet

İBB Şehir Tiyatrosu yeni sezonun perdelerini tiyatro tarihinin en ünlü eseri Hamlet ile aralıyor. Shakespeare bu eserinde yaşam ve ölüm arasında, iktidar ve intikam arasında, düşüncesi ile eylemi arasında insanın tüm zamanlara özgü çelişkilerini sahneye taşıyor. Oyunun çevirisinin de Sabahattin Eyüboğlu’na ait olduğunu da ayrıca belirtmeliyim.

Cadı Kazanı

Bu sene ilk defa Şehir Tiyatroları repertuvarına girecek Cadı Kazanı, 1962 yılında ABD’nin Salem kasabasında geçiyor. Cadılıkla suçlanan insanlar, işkencelere maruz kalıp, idamlara varan mahkemelere çıkıyor. Ne yazık ki “listelerce” insan, başkalarının çıkarları için ölüme sürükleniyor. Arthur Miller bu ölümsüz eserinde 1952’de yaşanan gerçek olaylardan yola çıkıyor.

Fosforlu Cevriye

Fosforlu Cevriye, 1930’larda İstanbul’un Galata semtinde yaşayan sokak kızı Cevriye’nin, polisten kaçan bir adama olan aşkını konu alıyor. Suat Derviş kaleme aldığı bu eserinde toplumun farklı sınıflarından insanlara yer veriyor.

Bir Halk Düşmanı

Henrik İbsen’in güçlü anlatımıyla ortaya çıkan bu eser, Dr. Stockman’ın kentin yegane gelir kaynağı olan kaplıcalarla ilgili araştırmasını ele alıyor. “Halkın yararı” sayılan şeyin, çıkar prizmasında şekil değiştirmesini Dr. Stockman’ın mücadelesi üzerinden gözler önüne seriyor.

Godot Geldi

Karadağlı yazar Miodrag Bulatovic, bu oyunu Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken adlı yapıtının ardından ona bir gönderme olarak kaleme alıyor. Bataklıkta geçen bu oyunda yazara göre önemli olan, aslında beklenen kişinin kim olduğu değil, bekleyişin kendisidir.

Tartuffe

Molière’e ait bu oyun, dini inançlarına körü körüne bağlı zengin bir adam ile onun evine yerleşen bir sahtekarın öyküsünü anlatıyor. Bu sahtekar kendini dine adamış bir sofu rolü oynayarak, zengin adamın malını, mülkünü, kızını ve hatta karısını elinden almaya çalışıyor.

Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım

Haldun Taner bu yapıtında 2. Meşrutiyet’ten 1960’ların sonuna kadar geçen bir zaman diliminde Türkiye’yi gözler önüne seriyor. Toplumsal değişimleri, devleti sömürenleri ve devlete itaat edenleri iki çocukluk arkadaşı üzerinden anlatıyor. Bu arkadaşlar aynı yerden başlamalarına rağmen ilerleyen yıllarda farklı yönlere gidiyorlar.

Kuğunun Şarkısı

Tek perdelik bu kısa oyunda Anton Çehov, yaşlı bir aktörün geçmişiyle yüzleşmesini, hayatı sorgulamasını, pişmanlıklarını, yalnızlığını ve aradan geçen onca yıla rağmen hala hayatta en iyi yaptığı şey olan aktörlüğe tutunmaya çalışmasını ele alıyor.

Çingene Boksör

Rike Reiniger bu eserini 1920’lerin boks yıldızı Johann Wilhelm Trollmann’ın trajik yaşantısından yola çıkarak kaleme alıyor. Çingene Boksör, yoksul mahallelerde başlayıp, toplama kamplarına kadar süren ölümüne dostluğun çarpıcı öyküsünü anlatıyor. Kendine has stiliyle yıldızlaşan Ruki, Nazi Almanyası’nın faşizan politikalarına ve ayrımcılığına maruz kalıyor.

Oscar

Christian Jacqueline’e aşık, Colette ise Oscar’a… Christian uzun süredir sevdiği kızı Mösyö Bernard’dan istemeye niyetleniyor, Colette ise babası Mösyö Bernard’a söylediği yalanla sevgilisi ile evlenme planları yapıyor. Ancak ne Christian doğru kızı istiyor, ne de Colette doğru adamla evlenmek üzere.. Claude Magnier’e ait bu oyunda, birkaç dakikada sarpa saran olaylar hiç de kolay çözülecek gibi görünmüyor.

Komik Para

Oyunun baş kahramanı Henry, iş çıkışı metroda kendi çantası yerine başka bir çantayı alıyor. Atkısını almak için çantayı açtığında, hayatı boyunca sahip olamayacağı miktarda para ile karşılaşıyor. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen Henry, karısı ile yurt dışına kaçmak için hızlı bir plan yapıyor. Oyunun çevirisinin Haldun Dormen’e ait olduğunu da belirtmeliyim.

Kapak Fotoğrafı: twitter.com/sehir_tiyatrosu

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den 26. İstanbul Tiyatro Festivali