Saint-Exupéry’nin hiç eskimeyen şaheseri Küçük Prens, yani en sevdiğimiz küçüklük kitabı, yetişkinler içinse hayat dersi veren başucu kitabı; sonunda beyazperdede yerini alıyor!

xx

Çocuk yaşta tanıştığımız ancak yıllar geçtikçe ve tekrar tekrar okudukça asla çocuk kitabından ibaret olmadığını anladığımız; barındırdığı felsefe ile yeni yollar açan ve farklı algılar sunan bu kitaba ben de çoğunuz gibi hayranım. Küçükken insanı yetişkinliğe hazırladığı gibi her yaşta da aldığınız ders bitmiyor. Amacı sadece yetkişkinliğe hazırlamak değil; aslında çok basit yollarla ‘iyi’ olmanın yolunu sunuyor, temelde hepimizin bildiği sade gerçekleri müthiş bir hikaye aracılığı ile anlatıyor.

Geçen senelerde en son pop-up versiyonunu aldığım kitap en sevdiğim kitaplarım arasında. Hatırladığım ve aklıma kazınan birkaç noktayı yazmak istedim; kendimizi fazla önemsemenin iyi bir şey olmadığını küçük yaşta bize ilk söyleyen Küçük Prens oldu; Küçük Prens’in galakside tanıştığı bir iş adamı galaksideki bütün yıldızların sahibi olduğunu sanıyordu. Kendisine göre çok önemli ve ciddi biriydi; önemli bir görevi vardı bütün yıldızları sayması gerekiyordu ve onları yöneten kişiydi, tekrar tekrar sayım yapmalıydı.Ancak bu ciddiyet onun monoton yaşamasına sebep oldu, yanlız bir hayat ve sahip olduğu yıldızların güzelliğini göremediği bir hayat. Daha birçok müthiş çıkarım yapmak mümkün Küçük Prens’ten; bakmanın değil görmenin önemi, başkalarını değil kendini yargılaman gerektiği, keşfetmek için içgüdülerle hareket etmenin doğruluğu, sevdiklerimizin yerini hiçbir şeyin dolduramayacağı ve bazen sevdiklerimizin uçup gitmesine izin vermemiz gerektiği bunun gerçek sevgi kanıtı olduğu gibi her yaşta bize aydınlatıcı olabilecek hayat dersleri var.

le-petit-prince

7 Ekim 2015 yılında seyircisiyle buluşacak olan animasyon filmine gelecek olursak küçük bir kızın kitabı okumasıyla canlanacak Küçük Prens hikayeleri. Filmin bütçesi bugüne kadarki en yüksek bütçeli Fransız animasyon filmi olacak; 80 milyon dolar ayrılan filmin yönetmeni, Oscar adayı olan Kung Fu Panda’nın da yönetmeni olan Mark Osborne. Detayları birleştirince beklentileri yüksek tutmak mümkün.