Jesse Chatham ve Erin Dignam’ın senaryosunu yazdığı Robin Wright tarafından yönetilen ilk uzun metrajlı psikolojik drama filmi. Başrollerinde Wright, Demián Bichir ve Kim Dickens var. Başlamadan ufak bir not: Film, Netflix Türkiye’den izlenebilir.

land
Land | Fotoğraf: Netflix

Film bize insan kadın ve doğa üzerinden post modern alegorik bir algı çiziyor ve daha sonra son yıllarda alışılagelmiş ve doğa insan ve kadın filmlerinde feminist kurguyu atarak daha ataerkil bir bakış açısıyla seyircinin önünde sunuyor. Robin Wright’ın ilk yönetmenlik deneyimi olmasına rağmen, çektiği doğa fotoğrafları ve manzaralarıyla 21. yüzyıldaki birçok doğa filmini bizlere hatırlatan görüntüler çiziyor. Tabiat ana figürünü modern insandan alıp ataerkil yapı ekleyen içgüdüsel karakter, filmin merkezinde karşımıza çıkıyor. Bu Nomadland ve Into the Wild gibi son on beş yılda doğa insan üzerine çekilmiş güzel kimden olmasına karşın Wright’ın çektiği bu film temel olarak Amerika’nın sosyo ekonomik durumlarında ziyade bireysel sorunlar ile boğuşan bir karakterin iç dünyasına sesleniyor. Bunu yaparken duygusal olmak yerine daha sert katı eril bir yapı kuruyor.

land
Land | Fotoğraf: Netflix

Doğa filmleri sevenlerin, insan ve yalnız doğa belgeselleri meraklılarını ilgi çekecek bir film belki ama filmin senaryo açısından eksiklik, filmi süresinin olabildiğince kısa olması ve karakterinin geçmişi ile ilgili olan bağlantılarındaki zayıf kurgu gibi bazı zayıf yönleri olduğunu belirtmekte fayda var. Land, çoğu zaman sessizliği gürültüye, konuşmaya tercih ediyor. Bence bunu yaparken Robin Wright’ın oynadığı karakterin acısını ve yalnızlığını anlamamız istenmiş ama bu çok başarılı oluyor mu orası meçhul doğrusu.

Land
Land | Fotoğraf: Netflix

Kocasıyla çocuğunu kaybetmiş bir kadının doğada tek başına yaşamaya çalışmasını anlatan Land, daha sonra kadının tek başına doğadaki zorluklarla mücadelesini gösterirken, aynı zamanda kadının doğada nasıl tek başına devam edemeyeceğini mutlaka bir erkeğe ihtiyaç duyduğunu günümüzdeki üçüncü dalga feminizminin aksine sert bir biçimde gözümüze çarpıyor. Erkek karakterin filmdeki kadın karaktere olan fiziksel üstünlüğü yine modern dünyadaki kadın-erkek eşitliğini konu edinen bazı mesajlar veriyor. Kdının erkeksiz yaşayamama anlayışını ve tabusunu bize gösteriyor. Amerikan bağımsız sinemasındaki doğa ile iç içe insan bütünleşmesi bu filmde de gerek müziği ile gerek atmosferiyle az da olsa ümit vaat ediyor ve kadının toplumdaki yerinin her zaman hayatın merkezinde karşımıza çıktığı mesajını veriyor.

Chloe Zhao ve  Alexander Payne filmlerini andıran atmosferiyle karşımıza çıkan Robin Wright donuk oyunculuğuyla ve film zayıf senaryosuyla eksik kalsa da Land en azından 90 dakikalık kısa süresi ile kendini sonuna kadar izletmeyi başarıyor. Her şeye rağmen hayat ve umut mesajını sonda da vermeyi eksik etmiyor.

Kapak Fotoğrafı: Netflix

İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den The Wonder