Taksim herkesin hayatında bir birinden farklı birçok anıya tanıklık etmiştir. Kimi sabah bir kafede kahvesini yudumlamış, kimi akşam eğlence mekanlarında eğlenmiş, kimi de takip ettiği bir sergiye gitmek için sokaklarında koşturmuştur… 7/24 yaşayan İstanbul’un kalbi, kozmik bir yer olan bu lokasyonda kültür-sanat, yeme-içme alanında çok fazla alternatif bulabiliyoruz. Bazılarımız meydandan Tünel’e tramvayla nostaljik bir yolculuğa çıkıyor; bazılarımız da kalabalığın içerisinde yürüyerek zamana kendini bırakıyor. Bugün hikayesi 1956 yılına uzanan, Taksim’in kalbi sayılabilecek Divan Otel’in hemen altında harika bir mekana, Lokanta by Divan’a yolculuk ediyoruz. Hazırsanız yolculuğumuza başlayalım…

Lokanta by Divan | Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Lokanta By Divan

1956 yılında açılan Divan Otel oldukça şık bir şekilde tasarlanmış. Dönemin en güzel giyimli kadın ve erkeklerinin misafir edildiğini hayal edebiliyorum… Lokanta by Divan otelin hemen girişinde bulunuyor.

Restoran pandemi döneminde kapalı kaldıktan sonra ufak değişikliklerle tekrar açılmış. Üç ana bölümden oluşan Lokanta by Divan’nın girişinde bir piyano konumlandırılmış. İçeri girdiğimde, ilk dikkatimi çeken mekanın harika dekorasyonu oldu. Deri koltuklar, onlara eşlik eden ahşap sandalyeler, beyaz masa örtüleri, lambaderler… Hepsi ortama ayrı bir hava katmış. Restoranın duvarlarında ünlü ressam Necdet Kalay’a ait tablolar ve tavanlarında ise ünlü cam sanatçısı Robert Du Grenier’in eserleri yer alıyor.

Bar | Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Piyano salonundan ilerlediğinizde barın olduğu alana ulaşılıyor. Burada Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden toplanmış büyük bir şarap kavı yer alıyor. Biraz ilerleyince uzun bir masanın olduğu, üçüncü salona ulaşılıyor. Bu salonda kalabalık gruplarla etkinlikler yapılabiliyor ve yirmi kişilik bir grup misafir edilebiliyor.

Türk Mutfağı’nın Modern Sunumları

Biraz da menü ve lezzetlerden bahsedelim. Lokanta by Divan’ın şefi Volkan Arık menüyü oluştururken Türk Mutfağı’nın tüm zenginliğini hazırladığı tabaklara işlemeyi ve görünür olmasını istemiş. Aslında ana amacı Türk Mutfağı’nı ön plana çıkartarak modern sunumlar yapmak olmuş. Menü, çorbalar, soğuk ve sıcak başlangıçlar, ana yemekler ve tatlılar olarak gruplandırılmış. Ben soğuk başlangıçlardan iki farklı tabak seçtim: İlki Mudanya sazan yumurtası, somon havyarının birleşimi ve yanında ekşi mayalı ekmek kıtırlarıyla harika bir Taramaydı. Şef, sazan yumurtasının taze olarak getirildiğinden bizzat bahsetti. Tercih ettiğim ikinci başlangıç ise keçi peyniri ile doldurulmuş kurutulmuş Çanakkale domatesi üzerinde Bayrampaşa Enginarıydı. Şeften öğrendiğim kadarıyla, Çanakkale domateslerini mevsiminde alarak kendileri kurutuyorlarmış. İçerisinde Trakya keçi peynirini incir, taze soğan ve cevizle harmanlayıp kurutulmuş domatese sarmışlar. Bayrampaşa enginarından yapılan salatayla tabak, hem ruhu hem de damağı mutlu eden bir birleşme olmuş!

Baklava Yufkasında Kuzu Etli Börek | Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Sıcak başlangıçlardan, alt tabanı kırmızı biber mermalatı kullanılarak hazırlanmış Baklava Yufkasında Kuzu Etli Börek ve Balıkesir uykuluğu dolgulu Ödemiş Patates Piruni sipariş ettim.

Ödemiş Patates Piruni | Fotoğraf: Tuba Dil Dengiz

Kuzu uykuluğu esmerleştirilmiş manda tereyağı ve baharatlarla harmanlanarak patates ağırlıklı hazırlanan hamura doldurulmuş. Tereyağlı bir suda haşlanmış. Bu tabak gerçek anlamda görsel bir şov! En altta adaçaylı bir tereyağlı sos, üzerinde hamurlar ve vişne ile çektirilmiş bir şarap sosu, vişne taneleri vardı.

Ege Lagosu | Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Tercih ettiğim iki ana yemekten ilki, kendi suyunda demlenmiş bir Ege Lagosu‘ydu. İçerisinde Ayvalık kum midyesi, iç midye ve altında beyaz şarap sosu vardı. Diğer tabak ise, Yalova patlıcanından bir beğendi hazırlanmış üzerinde Trakya kıvırcık kuzusundan elde edilmiş Kuzu Sırtıydı. Kuzu kemik sosla servis edilmişti. Müthişti!

Tatlılar | Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Tatlı Son

Masadan tatlı yemeden kalkmak olmazdı! O yüzden tadımıma yine harika iki tabakla devam ettim. Modern sunumuyla vişneli ekmek kadayıfı ve manda kaymaklı Adapazarı Balkabağı Tatlısı… Lokanta by Divan’ın yorumu ile hazırladığı ekmek kadayıfı zencefilli dondurma ile servis ediliyor. Balkabağı tatlısı da manda kaymağı ile adeta bir pasta gibiydi. Üzerine çikolata ve kapladıkları balkabağı tozu ile bir kıtır yapmışlar. Balkabağı, tahin ve yanında servis edilen dondurmanın uyumu insanı gerçekten mutlu ediyor!

Bitirmeden birkaç not eklemeliyim. Lokanta by Divan’da çalışanlar çok kibar ve ilgiliydi. Kendilerine menü ve mekanla ilgili rahatça soru sorabilir, lezzetler hakkında bilgi alabilirsiniz. Burası şık buluşmalarınız için doğru adres. Gönül rahatlığıylayla Lokanta by Divan’nın sizi mutlu edeceğini söyleyebilirim. Herkese sevgiler!

Kapak Fotoğrafı: Tuba Nil Dengiz