Ülkemizin her köşesinin tarihi ve doğal güzelliklerle bezeli birer hazine olduğuna şüphe yok. Peki sizce bizler bunun ne kadar farkındayız? İşte birazdan tanışacağınız seride sizi, yurdumuzun eşsiz güzelliklerini birbirimizle her yerden paylaşmamıza imkan sunan Türkiye’nin #ÇokÇekici operatörü Turkcell’den aldığımız ilhamla yollara düşmeye davet ediyoruz. Türkiye’nin Kuzey Ege’den Doğu Karadeniz’e uzanan kendine özgü ve #çokçekici noktalarını birlikte yeniden keşfetmeye hazırsanız, yeni durağımız Türkiye‘nin Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Dicle ile Fırat’ın arasında kalan Mardin.   

Bir medeniyetler beşiğidir Mardin. Tarih boyunca Sümerler’den Akkoyunlular’a, Roma’dan Hititler’e sayısız kültüre, dile, inanca ev sahipliği yapmış olmasının yanı sıra; günümüzde de sürdürür bu kucaklayışı ve budur onu farklı kılan. Ezan sesleri çan seslerine karışır Mardin’de, birçok farklı etnik ve dini kökenden insanlar hoşgörüyle yaşar gider.

Mardin

Mezopotamya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mardin’in sokaklarında yürümeninse çok başkadır tadı. Her adımda tarihi koklar, etrafınızı çevreleyen muazzam taş işçiliği karşısında büyülenirsiniz. Derken Eski Mardin’in kalbi sayılan Tarihi 1. Cadde’de bulursunuz kendinizi ve burada Mardin deyince ilk akla gelen ne varsa sıralanıverir önünüze: gümüşçüler, sabuncular, hediyelik eşyalar… Tarihi 1385 yılına dayanan Zinciriye Medresesi’nin taş merdivenlerinden çıkarsınız ve nefis bir Mezopotamya manzarası karşılar sizi. Şehrin adeta sembolü haline gelmiş olan Ulu Camii’nin mimarisini hayran hayran inceleyerek, avlularında dolanırsınız bir süre. Asur, Pers, Urartu ve daha birçok uygarlığa ilişkin eserleri inceleyebileceğiniz Mardin Müzesi’ni keşfettikten sonra, kendinizi Mardin’in meşhur çarşılarına atar ve özellikle birbirinden güzel bakır eşyalarla dolu Bakırcılar Çarşısı ile otantik bir atmosfere sahip Revaklı Çarşı’yı gezersiniz. Evet, artık Eski Mardin’in dışına çıkmanın zamanı gelmiştir, Midyat uzaktan göz kırpar size.

Mardin’in turistik anlamda en ünlü ilçelerinden birindesinizdir artık. Midyat’ın eski taş evleri arasında dolanırken birden Mor Gabriel Manastırı çıkar karşınıza. 1600 yıllık tarihiyle dünyanın en eski Süryani manastırı olarak bilinen bu manastır, birçoklarının olduğu gibi sizin de rotanızı Midyat’a çevirmenizin en büyük sebeplerinden biridir kuşkusuz. Peki ya Dara Antik Kenti’ne uğramadan olur mu? “Mezopotamya’nın Efes’i” olarak da anılan Dara Antik Kenti’nde geçmişe yolculuk eder, M.Ö 3. yüzyıldan bu yana ulaşan kalıntılar arasında tarihi tüm güzelliğiyle duyumsarsınız.

Unutmadan, elbette ki gezinizi “Uluslararası Mardin Bienali”ne denk getirmeye çalışırsınız. Çünkü Mardin, geçtiğimiz birkaç yıldır düzenli olarak gerçekleştirdiği bienaller aracılığıyla tarihsel, kültürel ve coğrafi zenginliklerini sanatın dönüştürücü gücüyle harmanlar ve yılın bu zamanı bir özelliğiyle daha hepimizin ilgi odağı oluverir şüphesiz.

Mardin

Tüm bu keşif yolculuklarınızın arasında elbette ki Mardin’in meşhur leblebisi ve ‘hayalet’ adı verilen badem şekerleri eşlik eder size. Önce şekerlerin mor-mavi renkli olması şaşırtır sizi, sonradan bu rengin lahor ağacının kökünden elde edildiğini ve zamanla uçtuğu için adına ‘hayalet’ konduğunu öğrenirsiniz. Bu kez merakınız geçer, kendinizi tamamen badem şekerlerinin lezzetine verebilirsiniz. Bir de üstüne taze kavrulan, enfes bir Süryani kahvesi içtiniz mi, yanında da mis gibi mahlepli çöreklerin tadını aldınız mı, o an Mardin’i doyasıya yaşadığınızda emin olabilirsiniz.

Tabii günün geri kalanında bu coğrafyaya özgü daha pek çok lezzeti keşfetmeden de duramazsınız. Lezzet şöleninize kebaplarla başlar; Mardin’in meşhur kaburga dolmasını, Sembusek’ini, İkbebet’ini, Dobo’yu ve Lebeniye çorbasını tadarsınız. Her birinin tadı damağınızda kalır, kendinizi aynı lezzetleri yeniden deneyimlemek için yapacağınız yepyeni bir Mardin gezisini planlarken bulursunuz.

Tarihe yaptığınız bu yolculuğu en sevdiklerinizle paylaşmadan olur mu? Gördüğünüz her eski taş ev, avlularında gezindiğiniz her medrese, tattığınız her Mardin’e özgü yöresel lezzet sizdeki paylaşma dürtüsünü tetikler, derken eliniz telefonunuza gider ve Türkiye’nin #ÇokÇekici operatörü Turkcell ile dahil edersiniz sevdiklerinizi içinde bulunduğunuz serüvene. İsterseniz keşfettiğiniz tüm güzellikleri yapacağınız videolu aramalarla tam da o an gösterirsiniz aile ve arkadaşlarınıza, isterseniz de deneyimleriniz sırasında yakaladığınız en etkileyici kareleri sosyal medyanızda paylaşırsınız. Tercih sizin.

Atlamamakta fayda var: Mardin’i bu denli eşsiz yapan, kültürel mirası ve lezzetlerinin yanı sıra, sıcacık insanıdır aynı zamanda. Şehri arşınlarken denk geldiğiniz her insanın ne kadar dost canlısı olduğunu görürsünüz ve ısınıverir içiniz, daha ilk günden Mardin’in güzel insanlarını tanıdığınız için kendinizi şanslı hissedersiniz. “Mardin bir kere hayatınıza girdi mi, kader gibi takip eder sizi.” demiş Murathan Mungan. Bakalım, siz Mardin’den dönerken bu kadim şehir ile ilgili neler söyleyeceksiniz…

Daha fazla bilgi almak için tıklayın.