Öyle bir yer düşünün ki küçücük ama küçük olmasına rağmen anlata anlata bitiremeyeceğiniz masalsı bir havaya sahip. Orta Avrupa’nın en güzel şehri belki de.. Kalbim Prag’da kaldı. Muhteşem köprüleri, gotik eserleri, sanatçıları, mimarisi ve mistik havası kalbimizi çalmayı başardı.

Konum

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Old Town Meydanı
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Old Town – Paskalya Zamanı

Hep gitmek istediğimiz, küçük bir yer diye ertelediğimiz Prag seyahatimizi en sonunda gerçekleştirme imkanı bulmuştuk. “Masal Şehre” sonunda gelmiştik. Havaalanından çıkar çıkmaz en yakın metro istasyonuna götüren otobüslere bindik. Sonrasında “Old Town Square” yani şehrin merkezi yeri olan Eski Şehir Meydanı’na götüren metroya bindik. (A hattı- Staromestska durağı) Meydana gelir gelmez Paskalya zamanı gittiğimiz için her yer süslenmiş, her yerde Paskalya pazarları kurulmuştu. Ortalık cıvıl cıvıldı. Sonradan düşündüm ki Prag’a gelmek için mutlaka Paskalya zamanı seçilmelidir.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Charles Köprüsü – Karlův Most

Gider gitmez yakın noktaları gezip görelim dedik ama sonradan farkettik ki bir anda gezilmesi görülmesi gereken yerlerin neredeyse yarısını bitirmiştik bile. Merkezde kalmanın en büyük avantajı yolda hiç vakit kaybetmiyorsunuz ve zamanınız size kalıyor. Hemen meydandaki otelimizden çıkıp, ilk önce meydandaki Paskalya pazarlarını dolaşıp ordan tabi ki ilk durağımız Charles Köprüsü oldu. Cumartesi gitmenin ve de Paskalyanın verdiği kalabalıkla her yer insanlarla doluydu. Charles Köprüsü (Karluv Most), Prag Kale Bölgesini (Hradcany) ve Old Town Bölgesini bağlayan ana köprüdür. Hem gece hem de gündüz büyüleneceğiniz nadir köprülerdendir diyebiliriz. Şahsen biz baya beğendik. Köprünün üzerinde bir sürü küçük satıcı, ressamlar ve müzik yapan küçük gruplar köprüye baya bir neşe katmış. Bu köprü üzerinde birbirinden bağımsız barok tarzı 30 ayrı heykel bulunuyor. Ancak bunlardan birine dokunduğunuzda şans getirdiğine inanılıyor. Tabii ki her insan gibi biz de dokunmadan geçmeyelim dedik.

4.resim
Charles Köprüsü – Karlův Most

Hemen köprünün bitiminde sağ tarafta John Lennon Duvarı’nı görmek istedik. Bu duvar John Lennon’un vurulmasından sonra portresi ve şarkı sözleriyle donatılmış, ancak sonradan devamında birçok kez beyaza boyanıp tekrar tekrar grafittiler kaplanmış. Yani ilk amacını kaybetmiş ama hala yeterince ilgi görüyor.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
John Lennon Duvarı

Prag’da yeme içme konusunda Gulash popülaritesini koruyor ancak bunun yanında tavşan ve ördek eti baya bir popüler. Ben bira sevmediğim için çok canım istemedi. Ayrıca Bira Müzesi (Beer Museum)’u gezmek isteyenler için, gözünüzde çok büyütmeyin derim, küçücük bir dükkan gibi düşünebilirsiniz. Gece hayatı konusunda ise, özellikle gece kulübüne pek ihtiyaç yok gibi. Her sokakta mutlaka son ses eğlenenlerle dolu bir bar buluyorsunuz.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı

Sonraki gün ilk durağımız gotik ve bohem tarzıyla popüler olan Prag Kale Bölgesi (Hradcany) oldu. Burada St.Vitus Katedrali, müze, kale ve tüm manzaraya hakim olacağınız bir tepe bulunuyor. Buraya, Charles Köprüsünü geçer geçmez biraz yokuş yukarı yürüyerek 10 dakikada ulaşılabiliyor; ama yürümek istemezseniz Old Town meydanında küçük çuf çuf bir tren şeklindeki shuttle ile de çıkabilirsiniz. Bu arada şehir genelinde toplu taşımaya hiç gerek yok, havaalanından merkeze ulaşım dışında her yere yürüyerek ulaşmanız mümkün. Biz de yürümeyi tercih ettik. Kale bölgesine girdikten sonra ayrıca Golden Lane (Altın Yol) diye adlandırılan bir sokak ile karşılaşacaksınız. Burası o kadar şirin bir yer ki, küçük küçük bir sürü renkli evlerle dolu. Zamanında burada simyacıların, sanatçıların yaşadığı söyleniyor, bir süre Franz Kafka da burada yaşamış. Hatta onun kaldığı ev en popüler olanı. Resim çektirmemek tabii ki olmazdı =)

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Golden Lane – Altın Yol
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Franz Kafka’nın Evi

Kaleden çıktıktan sonra dar sokakların keyfini çıkara çıkara yürüdük, yol üzerindeki harika bir parkta biraz dinlendik, nehir boyunca devam edip kendimizi Franz Kafka Müzesi’nin önünde bulduk. Biz gittiğimizde kapalıydı o yüzden girme imkanımız maalesef olmadı. Ancak önündeki heykeller dikkatinizi çekebilir. Aşağıda resmini bulabilirsiniz =)

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı

Tekrar Charles Köprüsü’nden geçip Old Town’a ulaşmıştık. Daracık sokaklarda kaybolarak şehrin keyfini çıkardık. Buradan ünlü mağazaların bulunduğu Parizska caddesine gittik, orada biraz vakit geçirdikten sonra ise Wenceslas Meydanı’na gittik. Burada ise Parizska’ya göre daha orta sınıf mağazalar, değişik dükkanlar ve cafeler bulunuyor. Aynı zamanda bu bölge Yahudi Mahallesi olarak da biliniyor. Yol üzerinde hemen ilk Franz Kafka heykelini göreceksiniz. Bence çok anlamlı bir yapıt görülmesi gerekir. Oradan dönerken muhteşem görüntüsü ile Prag Opera Binası’na uğramamak olmaz. Sırf dışarıdan fotoğraf çekmek için bile gitmeye değer. Akşamları özellikle görülmesini şiddetle tavsiye ederim.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Franz Kafka Heykeli

Bu arada ülkenin mutlaka ama mutlaka tadına bakılması gereken Çek tatlısı Trdelnik yemeden dönmeyin derim =) Ben her gün 2 tane yedim biraz fazla oburluk yapmış olabilirim ama tatlıya hiç dayanamam. Rulolar halinde hazırlanan hamurun dışına tarçın, fındık ve tozşekere batırılıyor, sonrasında içine de değişik tatlar (çikolata, dondurma vb.) ekletebiliyorsunuz. Ama benden tavsiye sıcak sıcak yiyin. (yazarken tekrar canım çekti =) ) Yaklaşık 8-10 TL’ye denk geliyordu fiyatı.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Trdelnik

Geldik son güne.. Uçağımız akşam olduğu için tüm gün vaktimiz vardı. Erkenden kalkıp Old Town meydanında bulunan Astronomik Saat’in en tepesine çıktık. Bilet yaklaşık 6-7 euro civarıydı. Hemen saatin altındaki kapıdan bilet alıp, yandaki kapıdan giriş yapılıyor. Asansör ve de merdivenle de çıkabilirsiniz. Ama mutlaka inerken döne döne yürüyerek inin derim, çünkü bu saatin tarih içinde uğradığı değişimi görebilirsiniz. En tepede, tüm Prag’ın ayaklarımızın altındaki muhteşem manzarasına şahit olduk. Mutlaka çıkmaya değer, hatta olmazsa olmazların 1. sırasında yer alıyor benim için. Unutmadan, her saat başı burada büyük kalabalıklar görebilirsiniz, saatin içindeki değişen havarileri izlemek için toplanıyorlar.

DCIM282GOPRO
Astronomik Saat’ten Old Town’a bakış
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Astronomik Saat Kulesi

Buradan devam edip çok merak ettiğim, mimarisiyle ünlü Dans Eden Bina’yı görmek için nehir boyunca yürüdük. Yaklaşık 2-3 km sonra varmıştık, şu anda ofis olarak kullanılıyormuş, birkaç resim çekip yolumuza devam ettik. Köprüden karşı tarafa yürüdük. (Küçük bir not, bu köprüde mutlaka birkaç poz çekilin, manzara harika, tabii hava da güzel olmalı.) Petrin Hill’in dibine gelmişken uğramadan geçmeyelim dedik ama tepeye çıkaran füniküler bakımda olduğu için itiraf edeyim yürümeye üşendik ve sadece parkın içinden yürüyüp devamından çıktık, tekrar daracık sokaklardan yürüyüp, Charles Köprüsü’nden geçerek otelimize varıp havalimanın yolunu tuttuk.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Jiráskův Köprüsü – Jiráskův Most
Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Tiyatro Binası

Size küçük not olarak, öncelikle Prag’da Euro geçerli değil, kendi para birimleri olan Çek Kronu geçerli. Havalimanında sadece şehir merkezine gidiş için yeterli olacak kadar bozdurun derim, çünkü şehir merkezinde çok daha yüksekten bozuyorlar. Ve mutlaka ama mutlaka otobüs ya da metro kullanıyorsanız biletinizi alıp okutun, sürekli gizli güvenlik görevlileri tarafından biletler kontrol ediliyor, sonra ceza yemeyin.

Masal Şehir: Kalbim Prag'da Kaldı
Astronomik Saat Kulesi

Bakmayın böyle uzun uzun yazdığıma bunların hepsini 2 güne rahatlıkla sığdırabilirsiniz, biz 3 gün kaldık ama Paskalya’nın da tadını çıkararak gezdik. Bu Masal Şehir’e bir hafta sonunuzu ayırıp gidin derim, kalbim Prag’da kaldı. <3