Bir kartelanın tüm renklerini doyasıya görebileceğiniz, her köşesiyle kartpostal gibi, en şirin Yunan adalarından birindeydik bu bayram. Meis, Yunanistan’a en uzak bize de bir o kadar yakın bir renk cümbüşü. Yunanistan’ın en küçük adalarından Meis, Akdeniz’in tüm renklerini barındırıyor. Rengarenk evleri, birbirinden güzel restoranları, fırını, eczanesi derken film platosunda gezer gibi geziyorsunuz adayı. 

microsoftteams-image-14
Meis (Kastellorizo) | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Meis (Kastellorizo) Gezi Rehberi

Ulaşım

Meis, Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından biri olup, Kaş’ın yalnızca 2 kilometre uzağında bulunuyor.  Bu nedenle tatil için Kaş’ı tercih edenlerin uğrak noktası ancak güzelliğiyle Avrupa’da da hatırı sayılır bir üne ulaşmış durumda. Kaş’tan kalkan Meis Express veya Meis Ferry Lines feribotlarından biri için önceden online bilet alıp 20-25 dakikada varılabiliyor adaya. Online bilet almadığınızda Kaş’ta her iki firmanın da ofisi bulunuyor, biletleri oradan da alabiliyorsunuz. Ancak Kaş’tan günübirlik çok sayıda ziyaretçi olduğundan işi şansa bırakmamak gerekebilir. 

Konaklama

microsoftteams-image-6
Meis’teki Evimiz | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Meis’e günübirlik gelen çok sayıda ziyaretçi olmasına ragmen biz keyfine varabilmek için bir gece kalmayı planladık. Evi booking.com üzerinden tatil öncesinde ayarladık. Adada konaklama imkanı kısıtlı, özellikle bayram dönemlerinde neredeyse hiç oda kalmıyor. Dolayısıyla bunu da önceden ayarlamakta fayda var. 

Adayı gördükten sonra kalmaya karar verdiğimize çok memnun oluyoruz. Ev sahibimiz, aynı zamanda adanın tek fırınının da sahibi olduğundan girişte bizim için bırakılmış tatlı mı tatlı hediyelerle karşılaşıyoruz. Her şeyiyle ama en çok da manzarasıyla bizi büyüleyen bu güzel evden, ertesi gün hiç ayrılmak istemiyoruz.

Ada’da Yapılacaklar

microsoftteams-image-15
Ada Sakinleri 🙂 | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Yunan adası dendiğinde bizce yapılması gereken ilk şey, Yunanlıların o meşhur soğuk kahveleriyle serinlemek olduğundan, deniz kenarından çok kısa bir mesafe yürüdükten sonra Stratos Cafe’ye atıyoruz kendimizi. Adada yeme içme anlamında her şey deniz kenarındaki bir caddeden ibaret neredeyse. Kafeler, restoranlar yan yana. 

Stratos’ta freddo cappuccino’larımızı yudumlarken adanın en meşhur sakinleri kocaman carettalar selamlıyor bizi. Onlar da Yunan halkı gibi çok sempatik ve misafirperver. Oturduğumuz süre boyunca çok sayıda caretta eşlik ediyor kahve keyfimize 😊

Adada, gelen birçok kişinin mutlaka yaptığı şeylerden biri Blue Cave (Mavi Mağara) gezisi, bir diğeri ise St. George Beach’te denize girmek. Her ikisine de limandan kalkan minik teknelerle ulaşmak mümkün. Mavi Mağara’ya ulaşmak için sabah erkenden gidilmesi öneriliyor, aksi halde mağara içine giriş yapılamayabiliyormuş.

microsoftteams-image-16
Faros Beach Kastellorizo | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Biz denize adanın en uç kısmındaki Faros Cafe & Beach’den girmeyi tercih ediyoruz. Faros Beach konum olarak o kadar güzel ki denize girebileceğiniz ve güneşlenebileceğiniz birçok noktası mevcut. Aynı zamanda geçirdiğimiz süre boyunca yediğimiz içtiğimiz her şeyin de çok lezzetli olduğunu söyleyebilirim. 

Akşamüstü adanın etrafında tur atmak üzere çıkıyoruz evden. İstikamet Oscar ödüllü meşhur Mediterraneo filminin de çekildiği ikonikleşen Mediterraneo Otel’inin bulunduğu yer. Otele giderken önünden geçtiğimiz tüm binalar o kadar güzel renklerde boyanmış ki, bu ada her şeyden önce ruhumuza çok iyi geliyor. 

microsoftteams-image-7-2
Mediterraneo Otel | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Akşam yemeği için Athina Fish Tavern’i tercih ediyoruz. Tercihimiz bizi hiç yanıltmıyor, restoranın her şeyi çok lezzetli, bir de deniz kenarında Yunan lezzetlerini tadarken denizden geçen carettaları beslemek paha biçilemez bir hal alıyor. 😊

Adanın her köşesi fotoğraflık, her adımımızda film sahnesinde hissediyoruz kendimizi. Etrafa bakmaktan, tüm binaların fotoğrafını çekmekten eve nasıl vardığımızı anlayamadan sonlandırıyoruz güzel gecemizi.

microsoftteams-image-10
Casa Mediterraneo | Fotoğraf: Ceren Ayçin

Ertesi gün adaya gelirken müsait oda bulamadığım ancak mimarisini çok merak ettiğim bir yer var aklımda. Casa Mediterraneo Kastellorizo! Bu merakla kendimizi otele çıkan yokuşun başında buluyoruz. Girişte bizimle çok ilgileniyorlar, oteli gezdirip bilgi veriyorlar. Üç farklı ülkeden üç farklı mimar tarafından tasarlanan bu bina mutlaka herkesin görmesi gereken yerlerden. Konaklama imkanı olmasa dahi gidip görüp gezebilirsiniz. Unutmadan, otelin bir odasının ismi de Kapadokya 😊

Adaya karşı son bir kulaçtan sonra veda zamanımız yaklaşıyor. 16:00’daki feribotla döneceğimiz için 15:30 gibi pasaport için sırada oluyoruz. Neredeyse hiç beklemeden işlemlerimizi tamamlayıp feribota geçiyoruz. Feribot uzaklaşırken Meis arkamızda tablo gibi görünüyor. Baktıkça bakıyoruz, doyamıyoruz renklere. En kısa zamanda tekrar görüşeceğimize söz verip vedalaşıyoruz güzel Meis’le.

Kapak Fotoğrafı: Ceren Ayçin

İlginizi çekebilir: Başak Duru’dan Yunan Adaları