Her gün yeni bir diziye başlıyoruz. Beğenmiyoruz, yarım bırakıyoruz ve yenisine geçiyoruz. Özellike her şeyi çabucak tükettiğimiz bu çağda sıkılmadan, sindire sindire izlediğim, zaman zaman içinde kendimi bulduğum ve doğallığını sevdiğim bir dizi oldu Merlin. 

youtube play youtube play

2008 yapımı bir dizi olduğu için daha internet platformlarına düşmeden bile çoğumuzun bildiği bir dizi aslında. Hikaye, Kral Arthur Efsanesi üzerine kurulmuş olsa da bana göre kesinlikle Merlin’in hikayesi. 

Doğuştan gelen büyücülük yeteneklerini daha fazla yaşadığı küçük köyde saklayamayan Merlin’i, annesi eski bir dostu olan kraliyet hekimi Gaius’un yanına Camelot’a gönderir. Sırtında sırt çantası ile şehire varan Merlin’in şapşal ama korkusuz hali her şeyin başlangıcı olur. 

Büyücülüğe kesinlike karşı olan kral Uther, Merlin’i oğlunun yardımcısı yapıyor ve Merlin ile Arthur’un hikayesi başlıyor. Kimsenin karşı koyamadığı Arthur’a Merlin, doğru bulmadığı her konuda fikrini söyleyerek karşı çıkıyor. Arthur ise sürekli didiştiği Merlin’in dostluğuna ve fikirlerine zamanla her şeyden çok güveniyor.

Merlin ve Kral Arthur
Merlin ve Kral Arthur | Fotoğraf: subsaga

Problemlerin sıkmaya başlamadan her bölüm sonunda çözülmesi ve akışı ise diziyi benim gözümde daha da izlenilir kılıyor. Her koşulda iyilerin kazandığını görmek dizi bile olsa çok umut verici. Her anında mantık aramayacağınız bu dizinin bilim-kurgu tarafını ise 2008 yılının olanaklarına göre değerlendirmeniz gerekiyor. 

Kesinlikle izlenesi bir dostluk gördüğüm bu dizide samimiyet, zorluk ve iyiliğin mücadelesi karşısında kayıtsız kalmak mümkün değil. Üstelik artık Netflix’ten kolayca izleyebilirsiniz. Çerezlik niyetine ilk bölümüne bir şans vermenizi diliyorum ve Merlin’den bir söz ile yazımı bitiriyorum: “Her şey seçimlerine bağlı genç büyücü.”

IMDb puanı: 7.9 / 10

Kapak fotoğrafı: roboheartbeat

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri