Yunan Yeni Dalgasından Acıya Bağımlılığın Hikayesi: Oiktos / Pity
Yunan Yeni Dalgası’nın birçok sevilen filmiyle aynı kalemden çıkan senaryosuyla, Babis Makridis imzalı Oiktos / Pity / Zavallı, acınmaya muhtaç bir adamın kontrolden çıkan bağımlılığının tuhaf ve rahatsız edici hikâyesini anlatıyor.
Toplumsal, ailevi ya da ekonomik baskının uçlara ittiği karakterlerin hikâyelerini anlatan, yaratıcı bir düzlemde kendi düzenini dikte edip kendi kurallarını koyan Yunan Yeni Dalgası, ülkemizde ve dünyada en çok Yorgos Lanthimos adıyla özdeşleşmiş durumda. Lanthimos, önce İngilizce olarak çektiği ilk film The Lobster, ardından katı kuralları ve kalıpları olan dönem filmi janrını kendi vizyonuyla başkalaştırdığı Oscar adayı The Favourite filmi sayesinde uluslararası konumunu kalıcılaştırmayı başardı. Bu başarıda yönetmenin birçok filmini ortaklaşa yazdığı senarist Efthymis Filippou‘nun yerini de göz ardı etmemek gerek; Filippou’nun kalemi, Lanthimos filmlerinden Kynodontas / Dogtooth, Alpeis / Alps, The Lobster ve The Killing of a Sacred Deer‘ın yanı sıra Athina Rachel Tsangari‘nin Chevalier ve Babis Makridis‘in L filmlerinde de karşımıza çıkıyor. Ve şimdi Makridis’in yeni filmi Oiktos / Pity‘de…
Başımıza ya da sevdiklerimizin başına kötü bir şey geldiğinde, hayatımızdaki önemli birini kaybettiğimizde bulacağımız en büyük teselli, sevdiğimiz diğer insanların desteği ve yardımları olur. İçinde bulunduğumuz durumu ya da yaşadığımız kaybı bir an olsun unutur, duyduğumuz güzel sözler ya da karşılaştığımız jestlerle kendimizi iyi, önemli hisseder, dahası yalnız olmadığımızı anlarız. Bunun bir adım ötesi ise tüm bunlardan haz duymaya başlamak, acınmaya bağımlı olmak. Oiktos / Pity filmi, insanın doğasındaki bencilliği ve ilgiye muhtaçlığı uç bir noktaya taşıyor ve acınmaya bağımlı hale gelmiş bir adamla tanıştırıyor bizi. Henüz filmin ilk saniyesinde hüngür hüngür ağlayışına tanık olduğumuz bu adam, öylesine tutkuyla gerçekleştiriyor ki bu eylemi, bir an bundan zevk aldığını, hemen ardından bunun ne kadar saçma olacağını düşünüyorsunuz. Ama gerçek şu ki, zevk alıyor. Bir süredir komada olan, çok sevdiği eşinin durumu belirsizliğini korurken bu adam içten içe bir haz duyuyor, kendini iyi hissediyor ve acınmanın, üzüntünün daha fazlasını isteyip duruyor. Acısının paylaşıldığını ya da sevildiğini hissetmek değil derdi; haline üzülen komşusu pişirdikleriyle daha sık kapısını çalsın, ona acıyan esnaf bir yandan eşini sorarken bir yandan işlerine öncelik versin, yalnızlığına üzülen dostları tek başına yapamadığı işlerde ona yardımcı olsun istiyor.
Yunan Yeni Dalgası’nın tuhaf karakterlerine, tuhaf davranışlarına ve rahatsız edici anlarına birçok yenisini ekleyen Oiktos / Pity, bu adamın gittikçe bir bağımlılığa dönüşen acınma arzusunu, zavallı hissetme tutkusunun anlaşılır bir ruh halinden abartılı bir istismara dönüşümünü çok iyi aktarıyor. Bağımlı, içinde bulunduğu kötü anların daima daha kötüsünü, başına gelenlerin daima daha beterini hayal ediyor; hayal ettiklerini arzulamaya, arzuladıkları için sabırsızlanmaya başlıyor, sabırsızlığını -mış gibi yaparak gidermeye çalışıyor, tatmin olmadıkça kaderini kendi şekillendirmeye itiliyor. Etrafındaki insanlar empati, sevgi ve ilgiyle hareket ederken, onun bağımlılığını beslediklerini fark ettikçe olumlu insanî duyguları yerini bir rahatsızlık, tuhaflık ve mesafeye bırakıyor. Makridis’in yönetmenliği ve Filippou ile yazdığı senaryosu, hem acıyanın hem de acınanın yaklaşımındaki değişimi yakından gözlemlememize olanak sağlıyor. Acınılanın haddini aştığı anlarda ona öfke duyamamanın yarattığı ikilemi, acıma duygusunu suistimal etmenin ya da acı yarıştırmanın ahlakî boyutunu, acıyanın söylediklerinin içtenliğini daima sorgulatıyor.
Birinin haline üzüldüğümüz, ona acıdığımız anlarda “ne yaşadığını hayal bile edemiyorum” denir ya, Makridis ve Filippou, hayal gücümüzü çalıştırmamız için ellerinden geleni yapıyor bir de. Filmde sözü geçen hiçbir olayı, bahsi geçen hiçbir anekdotu görselleştirmeyi tercih etmiyor Oiktos / Pity, göstermek yerine anlatıyor; ama daha hafif, ama daha soyut – yaşanan acıyı hayal etmeye zorluyor izleyicisini.
Oiktos / Pity, Yorgos Lanthimos ya da Athina Rachel Tsangari filmlerinden farklı olarak insanî ve toplumsal durumları oyunlaştırmayı ya da absürdleştirmeyi değil, o durumların derinindeki karanlığı tüm çıplaklığıyla yansıtmayı seçen bir Yunan Yeni Dalgası örneği. Sinemada değişik deneyimlere açık olanlara çok şey vadeden, yer yer aynayı kendine çevirip kendinden bir şey bulan izleyicinin bundan rahatsız olmasını sağlayan bir film.
IMDb Puanı: 6.7/10
İlk yorumu siz yazın!