Bir yandan koşarak hem bedeninizi hem de zihninizi iyi tutarken; diğer yandan, çevre temizliğine katkıda bulunmak ister misiniz? Cevabınız evetse, sizleri 2016’da İsveç’te başlayıp zamanla tüm dünyaya yayılan İskandinav trendi Plogging ile tanıştıralım!

Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend
Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend

Günümüzde özellikle tek kullanımlık plastik atıkların doğayı günden güne kirleterek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya yaratmanın önünde engel oluşturduğu bir gerçek. Denizler, okyanuslar, ormanlar ve daha sayamayacağımız kadar doğal güzelliğimiz maalesef ki gitgide tahrip oluyor. Binlerce canlı türünün doğal yaşam alanı yok olmanın eşiğinde, kaynaklarımızın sürdürülebilirliği tehdit altında ve yaşadığımız yeri doğrudan etkileyen daha pek çok çevresel sorun ile karşı karşıyayız. Güzel haber, bir araya gelirsek bu durumu değiştirebiliriz! Bunun için yapabileceklerimiz onlarca şeyden biri de, Plogging akımının bir parçası olmak.

İsveççe plocka upp (kaldırmak) veya plocka skräp (çöp toplamak) ve jogga (koşu)’dan gelen Plogging, koşunuzu yaparken bir yandan da size doğayla bütünleşip ona duyduğunuz saygıyı eyleme geçirmek için bir fırsat sunan duyarlı bir trend. İsveç’te başlayan ve Fransa’dan Tayland’a tüm dünyaya yayılan bu güzel hareket; en sade anlatımla, kişilerin koşu sırasında karşısına çıkan çöpleri toplama, sonra da topladıkları atıkları çöp ve geri dönüşüm kutularına atma fikrine dayanıyor. Plogging’in bir parçası olmak için tek yapmanız gereken ise, koşuya çıkarken yanınıza bir çift eldiven ve büyük bir bez çanta almak! Sporunuzu kulağınızda en sevdiğiniz müzikler eşliğinde yaparken bir yandan da doğayı korumak için bir şeyler yapmak bu kadar kolay.

Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend
Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend

Plogging akımını daha eğlenceli kılmak isteyenlere ise önerimiz, bu aktiviteyi arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirmeleri ve bir oyun, hatta yarışmaya dönüştürmeleri! Bir düşünün, arkadaşlarınızla gruplara ayrılıyorsunuz ve herkes koşusuna devam ederken, bir yandan da en fazla çöpü toplayan kişi olmaya çalışıyor. Sizce de çok eğlenceli olmaz mı?

Peki, bu akımın yaratıcısı kim? Plogging fikri, ilk olarak çevreci aktivist Erik Ahlström tarafından ortaya atılıyor. Hayatının bir noktasında Åre’den Stockholm’e taşınan Ahlström, buraya geldiğinde şehrin kirliliği karşısında çok şaşırıyor ve bu konuda bir şeyler yapmak istiyor. Şehri temizlemek amacıyla buluşan koşu grupları oluşturuyor ve bir çift eldiven, bir de çöp poşeti ile işe koyuluyorlar. Çevre gönüllüleri ve duyarlı insanların da bu akımdan haberdar olmasıyla, Plogging zamanla tüm dünyaya yayılan bir akım şeklini alıyor.

İsveç merkezli bir fitness uygulaması olan Lifesum’a göre Plogging, normal bir koşu antrenmanına göre daha fazla kalori yakmayı sağlıyor. Sebebini tahmin edersiniz, çöp toplamak için yere eğilmek, squat yapmaktan farksız! Böylece bir yandan doğayı korurken, farkında olmadan da daha fazla kasınızı aktive ediyor, daha çok enerji harcıyorsunuz. Lifesum’un verilerine göre, sıradan bir koşuda 30 dakikada 235 kalori yakılırken, Plogging ile 30 dakikada en az 288 kalori yakılıyor. Evet, fark küçük ancak hareketin doğaya sağladığı yarar çok büyük.

Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend
Plogging: Hem Doğaya, Hem Bedeninize Duyarlı Bir Trend

Plogging sırasında daha fazla enerji harcayacağınızı söyledik, bu yüzden yanınızda mutlaka Tadım’ın Kuruyemiş ve Kuru Meyvelerinden en sevdiklerinizi bulundurmayı unutmayın. Spor ayakkabılarınızı giyip çantanıza bir Tadım Ceviz İçi, bir çift eldiven, bir de bez çanta attıysanız, Plogging’e hazırsınız!

Aileniz veya sevdiklerinizle Plogging grupları oluşturarak evinize yakın park ve sahillerdeki çöpleri toplayabilir, etrafınızda farkındalık yaratabilir ve bu sırada spor yapabilirsiniz. Günlük koşunuzu bitirdiğiniz an ne kadar iyi hissettiğinizi bir düşünün, bir de ona doğa için faydalı bir hareket yapmanın mutluluğunu ekleyin. Ne dersiniz, sizce de destek vermeye değmez mi?