Dalgaların sesini dinlemenin, kumsalın sıcaklığını hissetmenin, iyota eşlik eden güneş kremi kokusuyla rahatlamanın, sahilde uzun yürüyüşlerin ve gündüz düşlerinin mevsimine yaklaşırken aklımızda tek bir şey var: Seyahat! Andersen’in “seyahat yaşamanın ta kendisidir” sözlerini hayat mottosu haline getirmiş magger’lar olarak yeni rotalar, tatlar, müzikler keşfederken konforumuzdan da elbette vazgeçemiyoruz. Tam da bu yüzden ‘flaneur’ ruhumuzu paylaşan, kim olursak olalım ne yapıyor olursak olalım bu seyahatlerde konfor ve stilin bize eşlik etmesini sağlayacak markalara ihtiyacımız var ki Reef de tam bu noktada karşımıza çıkıyor.

Los Angeles County sahillerinde devriye gezen bir cankurtaran ekibinin maceralarını ele alan Baywatch dizinin 80’lerde yarattığı dev ilgi dalgalarının sebebi sizce ne olabilir? O zamanlar diziyi izleyememiş olan genç kuşaklar olarak Friends dizisindeki Chandler ve Joey karakterinin diziye olan obsesyonuyla tanıdığımız bu yapımı zamansız kılan şey; sahilin her birimizin içinde yarattığı o özgürlük hissini harekete geçiriyor olmasıydı! İşte sahili marka kimliğinin kalbi ve ruhu olarak tanımlayan Reef’in hikayesi de benzer hislerle başlıyor.

O halde gelin zaman makinemize atlayalım ve 80’lere uzanalım. Yıl: 1984. Yer: Güney Amerika. Fernando ve Santiago Aguerre adlı girişimci, plaj ve sörf tutkunu iki kardeşle tanışıyoruz. Akıllarında bir fikir var: Sevdikleri yaşam tarzına uygun, yüksek kaliteli, süper konforlu ürünler yaratmak! Her yere yürüyerek giden Fernando ve Santi bu yüzden ilk olarak onları plaja, şehre ve gitmek istedikleri her yere rahatça götürebilecek sandaletleri yaratıyorlar. Aradıkları bu rahatlık için de sandaletin her bileşenini yeniden tanımlıyor, tasarlıyor ve mühendis özeniyle planlıyorlar. Günün sonunda, tutkularını tasarladıkları ürüne yansıtmanın ve detaylara verilen önemin bir sonucu olarak Reef, tavizsiz kalite standardıyla şimdiye kadar giyilen en rahat sandaletlerin adresi oluyor. 1984 yılında başlayan bu yeniliklerse, bugün sevdiğimiz Reef sandaletlere evrilerek özgür, rahat ve mutlu bir yaşam tarzının simgesi haline geliyor!

Elbette, 80’lerden bugüne uzanırken teknoloji ve tasarım anlamında pek çok değişiyor. Bununla birlikte Reef için önemli bir şey aynı kalıyor: Markanın sahile olan tutkusu! Reef, her daim sahillerin eğlence ve özgürlüğün hayat bulduğu yer olduğuna ve sağlığımız ile plajlarımız arasında derin bir bağlantı olduğuna inanmayı sürdürüyor. Bu yüzden de kuruluşundan 40 yıl sonra bugünlerin farkındalığıyla; okyanusları korumayı, resifleri muhafaza etmeyi ve plajın ruhuna erişim sağlamaya devam etmeyi en kıymetli bağlılıkları arasında sayıyor. Buna ek olarak da; gündüzden geceye, tüm yaşam tarzlarına, durumlara ve kişiliklere uygun son derece konforlu ürünler üretmeyi sürdürüyor!

O halde belki de plajla uzun süreli bir ilişkisi olan Reef’ten aldığımız ilhamla, bu yaz sahilin ruhunu yeniden keşfetmenin, bol bol seyahat etmenin ve tüm bunları konfor içinde yapmanın tam zamanı! Bavullarını şimdiden hazırlamaya başlayanlarıysa Reef’in hem erkeklere hem de kadınlara yönelik, her moda tutkununun vazgeçilmezi sayılan yaratımlarını keşfetmek üzere buraya alalım.