İnsanların kendilerini ifade etmeye başladıklarından beri hayatın başlamasını sağlayan üstün bir güç olduğuna inandıklarını görürüz. Bu kimi zaman her şeyi yaratan tek bir Tanrı, kimi zaman metafizik kanunları kimi zamansa neredeyse evrenin ayrı ayrı her bir taneciğinin yaratılması ve düzene sokulması için var olan çeşitli tanrılardır. Birden fazla tanrılarla en sık karşılaştığımız uygarlıklardan biri de şüphesiz ki Yunanlılar. Kendilerine has güçlü, bilge, cesur, savaşçı tanrıları yüzyıllardır tarih sahnesinde kendilerine sarsılmaz bir yer bulurken, kitaplarda ve filmlerde de sık sık karşımıza çıkar. Ben bugün, Şafak Tanrıçası Eos’tan bahsetmek istiyorum!

Eos ve Tithonus
Eos ve Tithonus | Fotoğraf: nicholasjv.blogspot.com/

Şafak Tanrıçası Eos, görkemli Yunan mitolojisinin güzeller güzeli tanrıçalarından biri. Büyüsü sadece efsanelerde kalmamış, yeryüzüne de serpilmiş: Görenlerin her baktığında uzun süre etkisinden çıkamadıkları Kuzey Işıkları’na onun adını verilmiş. Eski zamanlarda Kanadalı yerel bir halk olan Cree halkı Kuzey Işıkları’nı gördüğünde ruhların dans ettiğini düşünür, o dönemin Avrupa’sında ise bu durum tanrıların bir işareti gibi yorumlanırmış. Kim bilir, belki Eos gözalıcı ışıklarıyla bir şeyler anlatmak istiyordur…

Güneş Tanrıçası Helios ile Ay Tanrıçası Selena’nın kardeşi Eos, Roma mitolojisindeki adı ile Aurora, “Şafak Tanrıçası” olarak bilinir. Rüzgarların, Çoban Yıldızı’nın ve Roma mitolojisinde ışığı getiren anlamında Eosphoros adlı kız çocuğunun yani Lucifer’ın annesidir. Gecenin en derin saatlerinde bedenimiz, toprak, bitkiler, hayvanlar yeni bir güne uyanmak için hazırlanırken Eos, kanatlı atlarıyla bu uyanışa vesile olmak için okyanusun derinliklerinden çıkarak gökyüzüne yükselir ve dünyanın kapılarını kardeşi Helios’a aralar. Bu yüzden Yunan mitolojisindeki bir yeri de tazelik, ferahlık ve yenileniştir. Yeryüzündeki canlılar güneş ışınlarının tenlerine değmesiyle yeni bir güne taptaze bir canlılıkla uyanırlar, aslında bu onlar için güneşle beraber doğan yeni bir şanstır.

Güzelliği ve yaradılışının getirdiği tazelikle tanrılar dünyasında dikkatleri çeken Eos, bir o kadar da çapkındır aslında. Bir gün Savaş Tanrısı Ares’le sevişir ve Afrodit’in gazabına uğrar; cezası sonsuza dek, sürekli aşık olmaktır. Aşkın, insanın içinde yarattığı fırtınaları ya da dindirdiği fırtınaları düşündükçe, aşk bir ceza mı yoksa bahşedilmiş bir ödül mü bunun kararını vermek sizlere düşüyor.

Eos
Eos | Fotoğraf: Pinterest

Eos her ne kadar sürekli aşık olmakla “cezalandırılsa” de aslında cezası gerçek aşkı bulduğunda başlar. Astrois, Orion, Kleitos, Kepholos gibi çeşitli sevgilileri hatta bu sevgililerinden doğan çocukları olsa da Eos, Troyalı Prens Tithonos’u görünce vurulur ve onu sarayından kaçırarak Habeşistan’a götürür. Uzun yıllar her şeyden uzakta, doğan çocuklarıyla beraber mutlu geçen bu beraberlikte bir sorun ortaya çıkmaktadır: Tithonos insan ruhu zamanın akışıyla karşı karşıyadır. Kendisi ölümsüz bir tanrıçayken sevgilisinin her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyor oluşu Eos’u derin bir hüzne boğar ve tanrıların babası Zeus’tan sevgilisi için ölümsüzlük diler. Eos’un haline acıyan Zeus bu dileği yerine getirir ve cezanın aşık olmak olduğu bu efsanede ölümsüzlük de çaresiz bir lanet olur.

Eos sevgilisi için ölümsüzlük dilemişti dilemesine ama dileği eksiktir; sevgilisi gözünün önünde gün be gün yaşlanıyor, canlılığını kaybediyor, ufalıyor, zayıf ve cansız bir hale geliyor ama ölmüyordur. Tithonos adeta her gün ölümle heyecanlı bir dans eder, son pozunu gösterir; fakat ardından gelen zayıf bir nefesle yaşamayı sürdürür. Efsaneye göre Eos, sevgilisinin her gün tükenişini, artık sadece bir nefes olarak kalışını görmeye dayanamadığı zamana geldiğinde onu bir çekirgeye çevirir ve evine, yani göklere geri döner.

Çocukken çayırlarda kovaladığımız çekirgeler ya bir tanrının ölümsüz aşkıysa? İnsan, gözlerini kapayıp mum üflerken, gökyüzünde yıldız kaydığı zaman heyecandan ne dileyeceğini düşünürken belki de iki kere düşünmeli: Çünkü eksik dilenen bir dilek, sonsuz bir lanetin başlangıcı olabilirdi.

Kapak fotoğrafı: Wikipedia

İlginizi çekebilir: Ceren Muslu’dan Atina Tanrı ve Tanrıçaları