”Yaşamlarımız ve eylemlerimiz bu dünyaya bıraktığımız izlerdir. Bu yüzden onları anlamlı kılmalıyız.” Bu sözler 2019 yılında Forbes tarafından sanat ve kültür kategorisinde 30 yaş altı dünyanın en etkili insanları arasında gösterilen, sahne adıyla SAYPE (İngilizce’de SAY ve PEACE kelimeleriyle oluşturulan bir kelime oyunu) olarak tanıdığımız, land art (arazi sanatı) akımının öncüsü Fransız sanatçı Guillameu Legros’nun ağzından çıkıyor. Söylemekle kalmıyor, yaptığı sanat eserlerine yüklediği derin anlamlarla dünyada kalıcı izler bırakarak bizlere de yaşamlarımızı anlamlı kılmak adına örnek teşkil ediyor. Örneğin, Beyond Walls (Duvarların Ötesinde) adını verdiği projesiyle.

Guillaume Legros (SAYPE)
Guillaume Legros (SAYPE) | Fotoğraf: milliyet.com

13 yaşına kadar sanatla ilgili herhangi bir bilgi sahibi olmadığını belirten sanatçı, zamanla ailesiyle birlikte yaşadığı evin bahçesinde çimlere resim çizmek için yeni bir boya tekniği geliştirdiğini söylüyor. Kendi eseri olan bu teknikte kömür, kireç taşı ve su karışımını kullanarak tamamı biyolojik olarak parçalanabilen doğal bir boyama tekniği ortaya çıkarıyor. Bu teknikle ilk muralini 2015’te hayata geçiriyor. Kendine tuval olarak belirlediği alan ise çimler. Hem doğada çözünebilen boya tekniği hem de seçtiği alan sayesinde sanatçının eserleri iki hafta ile üç ay aralığında bir sürede çimlerin uzaması ve yağışla ortadan kayboluyor. 

vflpix.com
Beyond Walls | Fotoğraf: vflpix.com

Çağımız sorunlarına, özellikle de mülteci, göçmen sorunlarına yönelik yaptığı Beyond Crisis projesi kapsamındaki geniş ölçekli çalışmalarıyla insanların ilgisini çekmeyi başaran SAYPE, bu sefer Beyond Walls (Duvarların Ötesinde) adını verdiği, toplumsal dayanışmaya dikkatleri çekmek istediği projesiyle gündemde.

Beyond Crisis Projesinden Bir Çalışma
Beyond Crisis Projesinden Bir Çalışma | Fotoğraf: isupportstreetart.com

SAYPE yeni projesiyle sembol olarak kullandığı ellerle insanları nezakete, yardımlaşmaya ve birlikte barış içinde yaşamaya davet ediyor. Birbirine kenetlenen eller çizimleriyle de bu bağı eserini görenlere hissettirmek ve 21. yüzyıl sorunlarına birlikte, dayanışma içerisinde çözüm bulmaya davet etmek istiyor. Bir sanat eseri yaratmanın ötesinde bugünümüze ve geleceğimize olan umudun, optimist duyguların bir göstergesi olarak geniş arazilerin çimlik alanlarında eserlerine yer veriyor. 

Cenevre'de Beyond Walls
Cenevre’de Beyond Walls| Fotoğraf: archilovers.com

Sanatçı bu projenin fikir aşaması hakkında: “Çevremizdeki görüntü kirliliği dünyaya bakışımızı mahvetti. İnsanlar artık eskisi kadar etraflarına bakmaktan keyif almıyorlar. Başlarını kaldırıp neler olduğunu görmüyorlar. Benim de insanların ilgisini tekrardan çevrelerine çekecek, yaratıcı bir şeyler sergilemem gerekiyordu.” şeklinde konuşuyor.

Paris'te Beyond Walls
Paris’te Beyond Walls | Fotoğraf: facebook.com/saypeartiste/

Dünyanın en büyük sembolik insan zincirini oluşturmak için tasarladığı Beyond Walls projesinin ilk ayağına 9 Haziran 2019’da Paris’in gözdesi Eyfel Kulesi’nin önündeki Champs de Mars’da başlayan sanatçı, sonrasında Andorra, Cenevre, Berlin, Ouagadougou, Yamoussoukro, Torino duraklarına uğruyor, projenin sekizinci durağı olarak da ekibiyle birlikte İstanbul’a geliyor.

Doğu ile batının, Asya ile Avrupa kıtasının birleşim noktası olan mega kent İstanbul, sanatçı için bu projede olmazsa olmaz mekanlardan biri. Tarihi ve fiziki açıdan değerlendirmeye alarak seçtiği alanlar olan; Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs çimleri, Haliç’te yüzen bir platform üzerindeki çimler ve Beykoz çayırı üzerinde olmak üzere toplamda 6300 metrekarelik alanı kaplayan üç devasa çalışmaya imza atıyor.

Projenin adından da anlaşıldığı üzere bu resimlerle, insanları birbirinden uzaklaştıran, kutuplaştıran zihinsel ve coğrafi sınırları ortada kaldırmak amaçlanıyor. İnsanlığın kendi içinde ve tamamen kendi aleyhine inşa ettiği hem zihinsel hem fiziksel duvarların ötesine geçilip ortak bir çaba içerisine girilerek farklı sosyal, etnik ve coğrafi kültürlerden gelen insanların elleri ileri uzanarak birbirlerine kenetlendiriliyor. 

Bu özel sanat eserinde her bir el, toplu dayanışma mesajının içinde bile bireyselliğini korumayı başarıyor. Her bir elin çok farklı birer hikayesi, farklı yaşanmışlıklara sahip birer sahibi var. Proje özelinde her bir bireye insan olmasından kaynaklı verilen insani haklara ve eşitliğe,  genelinde ise evrenselliğe ve çoğul topluma işaret ediliyor.

Ouagadougou'da Beyond Walls
Ouagadougou’da Beyond Walls | Fotoğraf: archilovers.com

El, insanlar arasındaki bağın en güçlü sembolüdür. Genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek, siyah, beyaz…Bu projede herkes el ele tutuşarak upuzun bir insan zincirini oluşturuyor. Bunu da yardımlaşmanın simgesi olarak görüyoruz.

Sanatçıya ellerin kime ait olduğu sorulduğunda ise bu ellerin tanındık kişilerden olmadığını; ünlülerden, politikacılardan veya başkanlardan eller seçmek yerine yürüyüşte karşılaştığı ya da kısa sohbetler ettiği, çok tanımadığı kişilerden rastgele oluşturduğu bir seçkiden oluşan kişilerin el hatlarını resmettiğini söylüyor. Projenin amacına paralel bir anlayışla dünyanın farklı yerlerinden farklı hayat hikayelerine sahip insanların elleri birbirine bağlanıyor.

Ouagadougou'da Beyond Walls
Ouagadougou’da Beyond Walls | Fotoğraf: archilovers.com

Beyond Walls projesi önümüzdeki iki sene de ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya atlayarak dayanışma zincirini sürdürmek için sınırları aşmaya devam edecek. SAYPE, projeyi başlattığı tarihten yaklaşık üç sene sonra, toplamda yirmi mega kente bıraktığı eserlerleriyle amacına ulaşıp projeyi tamamlamayı planlıyor. İstanbul sınırları içindeyseniz bu muazzam proje sergisini 8 Kasım’a kadar Taksim Sanat’ta ziyaret edebilirsiniz. Eğer benim gibi sergiyi görebilecek kadar şanslı olmayanlardansanız da mutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Boğaziçi Üniversitesi’nin SAYPE ile birlikte hazırladığı videoyu aşağıdan izleyerek uzaktan da olsa projeyi daha yakın perspektiften tanıyabilirsiniz.

youtube play youtube play

Kapak fotoğrafı: I Support Street Art