1964 yılında New York’ta Kitty Genovese adlı bir kadının Winston Mosley tarafından öldürülmesiyle birlikte ”seyirci etkisi” fenomeni ortaya çıktı ve konuyla ilgili araştırmalar yapılmaya başlandı. Bu cinayeti araştırmaya değer kılan şey ise saldırı esnasında olay yerinde 38 kişinin bulunması, yaklaşık 35 dakika süren 3 saldırının ardından Genovese’in öldürülmesi ve tüm bu süreçte etraftakilerin yardım etmemesi olmuştu. (Gansberg, 1964).

Genovese ve Katili
Genovese ve Katili | Fotoğraf: biacaip.com

Böylesine bir durum karşısında insanların tepkisiz bir şekilde olayı izlemesi üzerine New York Üniversitesi’nden M. Darley ve Columbia Üniversitesi’nden B. Latane konuyla ilgili bir araştırma yürüttüler. Araştırmaya göre, acil bir durum anında eğer ortamda tek bir kişi varsa, olaya müdahale etme sorumluluğu o kişiye ait olduğu için kişinin yardımda bulunma olasılığı artıyor. Ancak ortamda çok sayıda kişi varsa müdahalede bulunma sorumluluğu kişiler arasında bölünüyor ve bu yüzden yardımda bulunma olasılığı azalıyor. Kısacası; yardım etme olasılığı ile olaya tanıklık eden kişi sayısı arasında bir ters orantı söz konusu. (Fredricks ve Ramsey, 2011).

Olay esnasında yardım etmek isteyen kişilerin, etraftaki diğer izleyicilerin varlığından haberdar olması nedeniyle diğer kişilerin müdahalede bulunduklarını ya da bulunacakları düşüncesi içine giriyorlar. Bu nedenle de müdahalede bulunma eylemini erteliyorlar. Bu şekilde olayla ilgili sorumluluk, olayı izleyenler arasında dağılıyor ve kimse tek başına kendini sorumlu hissetmiyor. (Darley ve Latane, 1968).

Seyirci Etkisi
Seyirci Etkisi | Fotoğraf: psikorehber.com

Seyirci etkisine neden olan durumlar arasında; sosyal baskılar (yanlış bir müdahalede bulunup zor durumda kalma düşüncesi), sorumluluğu paylaşma, algılanan yetersizlik (mevcut durumu çözebileceğine inanmama), kendini koruma( kişinin kendi güvenliğinin tehlikeye düşeceğini düşünmesi), diğerlerine uyma (herkes tepkisiz kaldığında kişinin de etrafına uyması) yer alıyor. Bu etkiler izleyici konumunda ne kadar çok kişi varsa o kadar çok artıyor. (Grantham, 2011; Williams  ve Law, 2011).

93a8b267-32d3-43ea-aef2-37750c495e8c
Seyirci Etkisi | Fotoğraf: digest.bps.org.uk

Darley ve Latane’in yapmış oldukları çalışmadan sonra kişilerin yardım etme olasılığını ve konumlarını inceleyen bir başka çalışma daha yapıldı. Bu araştırmaya göre ise kişi yardım etmesi gereken duruma ne kadar uzak ise yardım etme olasılığı o kadar azalıyor, acil durum noktasına ne kadar yakınsa yardımda bulunma olasılığı o kadar artıyor. Ancak yine de yardım etme olasılığı izleyen kişi sayısı arttıkça azaldığı araştırmada görülüyor. (Bickman, 1971). Yine yapılan başka bir çalışma ise acil durum anında ne yapılması gerektiğini bilen kişilerin yardımda bulunma olasılığının arttığını gösteriyor. (Pantin ve Carver, 1982). Bu araştırmada da diğer çalışmalarda olduğu gibi kişi sayısına bağlı olarak yardım etme olasılığının değişmekte olduğu sonucuna ulaşılıyor.

Bu yazıda bahsedilen ve bahsedilmeyen yapılmış birçok çalışma aynı sonucu göz önüne seriyor. Günlük hayatımızda acil durum gerektiren (şiddet, yaralanma, kaza) durumlarda ya da acil olmayan (çevre kirletme, kuyrukta başkasının önüne geçme) durumlarda olay yerinde bulunan kişiler çevrelerinden etkileniyor ve eyleme geçmiyorlar. Bu durum farkında olmadan bireysel ve kültürel bir yozlaşmaya sebebiyet veriyor. Bu çalışmalar yardıma ihtiyacımız olduğu durumda ve eğer yardım talebinde bulunabilecek durumdaysak (bilincimiz açıksa ve konuşabilecek durumdaysak) olay yerindekilere ‘bana yardım edin’ ‘polisi arayın’ gibi topluluğa söylemde bulunmak yerine hedefi tek bir kişiye yönelterek ‘polisi ara’ demenin yardım alma olasılığımız yükselttiğini gösteriyor. Belki de bu sayede bizim ya da bir başkasının hayatı kurtulur…

Kapak Fotoğrafı: psikorehber.com

İlginizi çekebilir: Senanur Eydemir’den Barnum Etkisi